Türkiye'de yaşayan müslümanların Oruca, bayramlara başlamak, için ben ülkeme (Takvime-diyanete) uyuyorum demeleri hatalıdır. Çünkü Laik Türkiye hilali gözetleme gibi bir çalışması yoktur!
Şafii mezhebini taklid eden müslümanların, Ramadan ve bayramları 1,5 sene evvelden astronomi hesaplarıyla (gözetlemeden) ilan eden Laik rejimlere itaate-uymaya değil; bilakis Oruc İbadeti ve bayramlar gibi ummetin birlik olması gerek durumlarında Cumhuru takib edib uyması hak olandır!Bir kimse, Şevval hilalini gördüğünü veliyyulemr veya Kadı'ya muracaat ederek beyan ederse, onlar tasdik ettiği anda Ramadan bayramı ilân olunmuş demektir.
Laik olan (yani din ile devlet-dünya işlerini birbirinden ayıran ) devletler, Ramadan-ı Şerif ayının başlangıcını ve bayramını ilân etme hakkına sahib değildirler. Zira bu dini (İslâmî) bir meseledir. Onların bu konuda velayet hakkı yoktur. Velev ki ilân etseler dahi, hükmen geçerli değildir. Çünkü velayet hakkı bey'at sonucu ortaya çıkar. Halbuki laik devlet, hangi dinden olursa olsun, bütün vatandaşları eşit kabul etmek durumundadır.
Nasıl yahudilerin ve hristiyanların bayram günlerini ilân etmiyorsa, (onların tesbit ettiği günlerde yılbaşı vb . kutlamaya katılıyorsa) müslümanların dini, şeriatın ibadet günlerini bayram günlerini de ilân edemez. Ettiği takdirde, vatandaşlar arasında eşitliği bozmuş ve din istismarı yapmış olur. (ki bunu zaten biliyoruz)
Son yıllarda "ru'yet-i hilâl" konusunda, farklı siyasî coğrafyalarda bulunan müslümanlar arasında bir ihtilaf görülmektedir. Müslümanlar yine ayrı ayrı günlerde Ramadan orucuna başlamakta ve farklı günlerde bayramlar etmektedirler.
Bunun sebebini Kemaluddin İbnul-Humam şöyle tesbit etmiştir:
"Müslümanların kendi içlerinden bir emir seçmelerinin sebebi; İslâm'ın emirlerini (ve hükümlerini) hakkı ile eda etmek içindir"(Kemaluddin İbnul-Humâm, Kitabû'l Musayere, İstanbul 1979, 265)
O, bu ifade ile siyasi şuurun temelini tesbit etmiştir. Mu'minlerin kendi içlerinden seçtikleri bir emire itaat etmeleri, nassla emrolunmuştur. Günümüzde bu mahiyette bir emir sahibi bulunmadığı için ruyet-i hilal konusundaki ihtilaflar devam edecektir.
Mükellef olan her mu'min, bu durumu iyi düşünüp tağutî güçlerin din istismarı karşısında direnmelidir. Tağutî güçleri reddetmenin bir iman meselesi olduğu asla unutulmamalıdır.
Tağuti düzenlerin Camileri ve imamları ne için kullandığını, maaşa bağladığını biliyorduk. Ülkesindeki vatandaşları arasında müslümanlara zulmedip , dinlerini tahrif etmeye çalıştıklarını da biliyorduk. Şimdi tarihten Ramadan ayında Cami minarelerindeki mahyalardan bazılarını sunuyoruz:
İRTİCA, LAİKLİĞE AYKIRI DENMEYEN MAHYALARDAN BAZILARI
YAŞASIN CUMHURİYET (!)
(Şeriatın mescidinde Tağuti rejimin hakimiyetine dua)
PARA BİRİKTİR
( Laik Tağuti düzene Vergi vermekle ilgili Cuma Hutbesi (!) verdiren rejimin Kapital açılımı)
FAŞİZANLAŞAN İBADETHANELER
NİYE ; EZAN YASAKLANDIĞI , HELALLER HARA HARAMLAR HELAL YAPILIP ŞERİAT KALDIRILDIĞI İÇİN Mİ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder