Bu güzel çalışma Sn. İmran Akdemir tarafından yapılmıştır.
---------------------------------------------
4:12’de ve 4:176’da sanki tek kız kardeş varmış gibi algılanmaktadır. Oysa 4:12’de kelalenin hem kız, hem erkek kardeşinden bahseden tesniye zamiri ve üstelik “min” edatıyla bitişerek geçmektedir. Bu birleşim iki kişinin varlığını dile getirir. (…fe li kulli wahidin MİNHUMA essudus…) Ayrıca, 176. ayette ise kelalenin kardeşinin tek kız kardeş olma durumunu belirtir. (…fe leha nissfu…)
Üzerinde önemle durulması gereken bir durum ise, Nisa: 11. ayette anneye düşen payın 3 farklı durum üzerine verilmiş olmasıdır. (Ölen erkeğin çocuğu varsa anneye 1/6, ölen erkeğin çocuğu yoksa 1/3’ü anneye ve ölenin kardeşleri varsa yine 1/6’sı anneye…) Eğer her bir değişik pay farklı durumları belirtmese, ayetlerdeki paylar asla 1’e eşitlenemez.
Bu nedenle, yukarıda vermiş olduğum çevirilerdeki kelimeleri asıl manasında kullanırsak hiç matematik bilmeyen birisinin bile bu miras paylaşımını gerçekleştireceği görülecektir.
Miras ayetlerinin geçtiği Nisa: 11, 12 ve 176’dan çıkan
hükümler, aşağıdaki genel miras paylaşım tablosunu
oluşturmaktadır.
Ateistler, meallere bakarak ve oranların bildirildiği şartları görmezden gelerek hesaplıyorlar. Bu nedenle sonuçlar 1’e tamamlanmayabiliyor. Bunu da kendilerince bir koz olarak öne sürüyorlar.
Avliye dediğiniz sistemde bazı durumlar çok mantıklı gelmekte ancak, ayetin anlatımlarına göre hesapta olmayan bazı oranları da hesaplıyorlar. Bu nedenle bu hesap tam cevap olamamaktadır. Gerekirse ayetlerin anlatımına ters gelen bazı avliye hesaplarını tartışabiliriz.
Dragon’un hesaplaması ilk bakışta olumlu görünüyor. Ancak gittiği yöntem, ayetlerin net açıklamasına göre değil, konuyu daha çok mantık üzerine yola çıkarak çözümlüyor.
Şimdi, aşağıda açıkladığım miras paylaşımı, elimden geldiğince kelimelerin asıl manaları üzerinde durarak ve “şart” edatlarının kimi ve hangi paylaşımı oluşturduğunu hesaba katarak çözümlemeye çalıştım. Çeşitli aile kombinasyonlarının miras paylaşımını veren Kuran’daki bu miras ayetleri, en kestirme yol ile yapılabilecek en mükemmel ve en “öz” açıklama ancak bu kadar olur. Dedirtti bana…
Eğer bunlar doğruysa Allah’tandır. Doğru değilse elbette benim yanlışımdır. Eğer yanlış bulup bunu belirttiğinizde, lütfen gerekçeniz, “şurası ayetin anlatımına terstir” şeklinde olsun. Defalarca kontrol etmeme rağmen sıralamış olduğum maddelerdeki açıklamaların ayetlere ters gelmediğini gördüm. Eğer gözümden kaçan bir nokta varsa bunu belirtiniz.
(1) Çocuklarınız içinde; erkek için, iki dişi payı vardır:
“Fii Ewladikum”, (evlatlarınız içinde…) ölen kişinin hem erkek, hem kız çocukları olması durumundaki pay dağılımıdır. Ancak bu paylar, “ilgili olan” oranların payı yapıldıktan sonraki paylaşım ölçüsü olabileceği gibi, pay sahiplerinin olmadığı, yani “sadece çocuklar” mirasa hak kazandıkları durumdaki şartları da kapsar. Yani çocuklar kız ve erkek iseler, erkeğe kızın 2 payı değerinde miras düşer.
(2)Eğer, kadınlar (kızlar) ikinin üstünde ise, terekenin 2/3’ü onlarındır:
Her “in” şart edatı ve o şartı açıklayıcı bir “fe” harfi geliyorsa bu durum hep yeni bir hükmü oluşturur. “Fe” harfi “İn” şart edatının cevabıdır. (örnek olarak; bkz. 2:230 ayetinin ilk cümlesi) Bu nedenle miras ayetlerinin bu ve diğer cümlelerinde “in” şart edatı, pay sahiplerinin farklı durumlarını ve farklı sayılarını belirlemek için konulmuştur.
Ayrıca cümlede “ikinin üstündeki kızlar” ifadesinde “iki kız”ın kastedilmediği anlamı çıkmaz. Hem iki kız hem de ikinin üstündeki kızları aynı anda ifade eder. Arapçada hem tesniyeli bir durumu hem de çoğul (en az üç ve üzeri) kişileri belirtmek için, hem tesniye kalıplar, hem de çoğul kalıplar aynı anda kullanılmaz. Bu nedenle iki kişi ile beraber ikiden fazla kişileri de hesaba katılırsa cümlede “çoğul kipler” kullanılır. İşte bu cümle hem iki kızı, hem de fazlasını belirtmek için “kunne”, “nisa” ve “felehunne” kelimeleri ile geçmektedir. Böylece “Erkek evlat olmadan iki ve ikiden fazla kız evlat olmaları durumunda terekenin 2/3 oranı o kızlara verilir. (Burada terekenin arta kalanın kime verileceği aşağıdaki maddelerde açıklanmıştır.)
(3)Eğer, (kız) 1 kişi ise ona 1/2’dir:
Bu cümledeki “kanet”, “wahideten” ve “leha” kelimeleri tek kız çocuğu için tekili ifade eden kelimelerle belirtilmiştir. Yine burada da “in” şart edatı ve cevap için “fe” kullanılmıştır. İşte, yukarıda verilen hükmün aynısı “tek kız” için burada da geçerli olmakta, ancak “tek kız” için kesin oran 1/2 olarak belirlenmektedir. Eğer burada miras düşen çocuk sayısı bir tane olarak algılanmasa, tek kıza verilen 1/2 oranı ayetin başındaki “erkeğin payı dişinin iki katına eşit” prensibini ihlal edecektir. Bu nedenle, tek kızın başka erkek kardeşlerinin olmadığı durumdaki bir paylaşımı apaçık ortaya çıkarmaktadır. (Eğer erkek kardeşleri olsaydı 1/2 oranı yerine, x ve 2x ilkesi geçerli olurdu. Aksi halde bir kız ve bir erkek çocuk olduğunu düşünürsek ½’si kıza verilecek, diğer erkek çocuğa kızın payının iki katı verilecekti ki bu çok anlamsız olurdu. Çünkü terekeye 1/2 oranında “olmayan bir tereke” daha ilave etmek zorunluluğu doğar.) Böylece, her bir “in” şart edatının geçtiği hüküm, her zaman farklı bir durumu belirtmesi, buradaki 1/2 oranının geçmesiyle de burada erkek çocuğun olmadığı farklı bir durumu gösterir.
Buraya kadarki 2/3 ile 1/2 oranları evlatların sadece kız veya kızlar olması durumu için verilmiştir.
4. ve 5. açıklama notunda görüleceği üzere, “weled” kelimesi her ne kadar genel anlamda evlat olarak açıklanmışsa da erkil olarak geçmektedir. Bunun sebebi sadece kızlardan oluşan çocukların hükmü önceden verilmiş ve daha sonra, weled kelimesi ile genel anlamda hem “sadece erkek çocuk”, hem “sadece erkek çocuklar”, hem de “kız-erkek karışık çocukları” ifade etmek için kullanılmıştır. Burada 2/3’ten sonraki kalan tereke, ölenin hanımına verilir, Ebeveynin burada pay sahibi olabilmesi için, ölen adamın en az bir erkek çocuğunun olmasının şart koşulması, ayetteki diğer anlatımlardan anlaşılabilir. (bkz. açıklama notu 3, 4 ve 5) Nisa: 12. ayette hanımlara düşen 1/4 veya 1/8’lik pay ise, “tek kız” veya “hepsi kız” durumundaki kız çocuklar için değil, “erkek” veya “erkek-kız” olan evlatların durumu için seçilen oranlardır. Bu nedenle hanımeşler, hepsikız veya tekkız durumundaki çocuklara verilen 2/3 veya 1/2 paylarından sonraki arta kalan terekeye sahip olurlar.
(4)Onun (ölen erkeğin), “Anne-Baba” her ikisinden birisi için terekeden 1/6 (alır) eğer ki onun (ölen erkeğin), çocuğu varsa:
Kız evlat sayısı belirlendikten sonra, sıra anne ve babanın paylarına gelir. Her birisine 1/6’şar oranındaki payları verilir. Ancak bir şart vardır (in), Bu şart; ölen adamın çocukları içerisinde daha önce geçen tek kız ve iki ve ikiden fazla kız durumundan başka, her türlü evlat sayısı ve cinsinin olması şartıdır. Yani çocuklar içerisinde en az bir erkek çocuk sahibi olma şartı aranır. (“weled” kelimesi erkek çocuk ve genel anlamda erkek-kız evlatlar için kullanılır.) Ayette daha önce 1, 2 ve üzeri yalnız kız evlatların alacağı pay belirtildiği için burada farklı evlat durumu devreye girer. Bu nedenle miras paylaşımından ebeveyne 1/6’şar ve aynı şartlara sahip hanımın payı olan 1/8 oranlarının ayrışmasından sonra, geriye kalan tereke, ya “tek erkek” veya “erkek evlatlar” ya da “erkek ve kız evlatlar” arasında x ve 2x şeklinde paylaştırılır.
(5) Ve eğer, o (ölen erkeğin) çocuğu yoksa, ve anne-babası da ona varis ise, 1/3 ’ü annesi içindir:
Bu cümlede çok dikkat edilmesi gereken iki anlatım vardır: Çünkü iki farklı şartlı cümle olarak geçiyor. Burada, terekeden pay alacak ana-baba’nın mirasa yukarıdaki 1/6’şarlık payların aksine farklı paylara hak kazanma şartlarından birincisi ölen kocanın hiç çocuğunun olmaması durumudur. İkinci şart ise, “Ve ebeveyn oğluna varis olursa” denilerek ebeveynin bazı durumlarda hak kazanamayacağı anlamına gelen beyandır. Bu, yukarıda anlatılan, hanımeşlere düşer ebeveyne düşmez “bölüşümünün” bir başka destekleyici beyanıdır. Ebeveynin varis olamama durumu iki şekilde olur. Ya ebeveyn hayatta değildir, -ki bu çok anlamsız olur. Çünkü hayatta olmayan birisi neden pay hakkına sahip olsun ve burada zikredilsin?- örneğin hanım eş veya erkek eşin payları belirlenirken o eşler varis olmuşsa deyimi geçmez. Ya da hayattadırlar ancak ayette denildiği gibi “tek kız” veya “en az iki kız” evlatları değil, erkek evlat olması durumunda anne 1/3 oranına sahip olur. Evlat yokluğundan doğan bu bölüşümdeki diğer mirasçılar ise hanımeşe (1/4) ve terekeden arta kalan ise babasına kalır.
(6)Onun (ölen erkeğin), erkek kardeşleri varsa 1/6 ’sı annesi içindir:
Anne ve babaya verilecek pay, ölen kişinin kardeş veya kardeşleri varsa yani, anne ve babanın başka evlatları varsa onların da payları vardır anlamına gelir. Ancak bu, ölen kişinin hiç evladının olmaması durumunu gerektirir. (“in” ve “fe” şart ve cevap) İşte bu 6. sırada geçen; “Onun (ölen erkeğin), erkek kardeşleri varsa 1/6 ’sı annesi içindir” hükmü, hiçbir evlat olmayıp; ölenin, erkek kardeşlere sahip olması durumunda anneye verilecek payı belirler. Sonra eş (1/4) alır. Terekeden arta kalanı baba alır. En son baba alır. Çünkü yine dikkat edilirse miras ayetlerinde her zaman genellikle bayan olan kişilerin payları belirlenmiştir. Toplam 13 kesirden tam 7 tanesi bayan için öncelikli kullanılmıştır.
Dikkat edilirse ayetin başında, mirasa sahip olacak erkek ve dişi evlatlara kesin olarak mirastan ne kadar pay verileceği belirtilmemiştir. oradaki x ve 2x gibi bir paylaşım, tamamen ayette geçen şartlardan sonra ve bir sonraki ayette eşlerin birbirlerine olan paylaşımlarından sonra x ve 2x şeklinde kız ve erkek çocukları arasında paylaştırılır. Ayete göre ana-baba, torunlarının sadece tek kız veya iki ve daha fazla kızlar olması durumunda pay sahibi olamıyorlardı. Erkek çocuk/lar veya “kız erkek karışık” çocuklarda ebeveynin her birisine 1/6 pay düşüyordu. Evlatlara verilecek x ve 2x paylaşımı ancak ebeveynin 1/6’şarlık payından sonra yapılır. Bu nedenle ayetin başında “erkek” veya “kız-erkek” olarak kelle sayımı değil, sadece erkek ve kız evlat arasındaki genel paylaşım açıklanmıştır.
(7)Size (varis olan kocaya) eşlerinizin terekesinin 1/2’si vardır. Eğer, eşlerinizin çocuğu yoksa:
Karı ölürse ve evladı yoksa, mirasın yarısı kocasınadır.
(8 ) Ve eğer, onların (hanım/larınızın) çocuğu varsa bıraktığının 1/4’ü sizindir:
11. ayette kocanın ölmesi durumundaki çocuklarına verilecek miras belirtilmişti. Ancak 12. ayette karının ölümü halinde paylaşılacak olan terekeden bahseder. Buna göre farklı bir durum meydana gelmekte ve ölen karının başka bir kocadan çocuk sahibi olma ihtimali gündeme getirilerek “hanımlarınızın çocukları” deyimi kullanılmaktadır. Yani ister aynı anne babanın çocuğu olsun, isterse ana bir baba farklı olan çocuğu olsun, kadının kocaya bıraktığı terekeden arta kalan pay evlat/larına verilir.
(9) Onlara (hanım/larınıza) terekenizden 1/4 vardır, eğer çocuğunuz yoksa:
Aynı durum (ölen kocanın çocuğunun olmaması durumu) 11. ayette de geçmekteydi. (bkz. 5. açıklama notu) Bu durumda 1/3’lük pay ölenin annesine, gerisi babaya kalır. Dikkat edilirse 11. ayette, “ebeveyn oğluna varis olursa” şartı getirilirken, babanın payı belirtilmemiştir. Bu durum, varis olan babanın, geriye kalan terekenin tamamına sahip olma hakkını doğurur.
(10) Ve eğer, çocuğunuz varsa, o hanım/larınıza terekenizden 1/8 vardır.
Eğer koca ölmüşse ve çocuk/ları da varsa, (en az bir erkek olması gerektiği şartı daha önce anlatılmıştı) geride bıraktığı eşe terekeden 1/8 kalır. Bu durum, eşinin başka kocadan olan çocukları meselesinde olduğu gibi, kocanın da ister bu eşinden, isterse başka bir eşinden çocuk/larının olması hanımına verilecek payı değiştirmez ve hanımına 1/8 pay ayrılır. Ebeveynlere de 1/6’şar paylar verildikten sonra terekenin gerisi, içinde erkek evladının da olduğu çocuk/larına kalır. (Nisa:11. ayetin açıklama notlarında anlatıldığı üzere, kız tek ise veya en az 3 kız (hepsi kız) evlat ise, onlara verilecek miras paylarından sonra geriye kalan payın hepsi eş/lere kalır. Ebeveyn pay sahibi olmaz. Bkz. Açıklama notu: 2 ve 3)
(11) …ve onun (kelale olan adamın) bir erkek kardeşi veya bir kız kardeşi varsa, her ikisinden birisi için 1/6 vardır:
Ana-baba olmadığı için erkek kardeş ile kız kardeş ana baba paylarındaki bir konuma girmekte ve 1/6’şar oranlar bu kez bunlara verilmektedir. Arta kalan tereke hanımeşinedir. Eğer kelalenin hanımı yoksa, erkek kardeşi ve kız kardeşi kendi aralarında paylaşırlar.
(12) Ve eğer, bunlardan (kardeşler) daha çok ise, o (erkekler) 1/3 ’te ortaktırlar:
Eğer kelalenin hem erkek kardeşleri hem de kız kardeşler (ikiden) fazla iseler, mirasın 1/3’ünü kendi aralarında x ve 2x şeklinde paylaşırlar. Arta kalanı hanımınadır. Eğer kelalenin hanımı yoksa, kardeşleri kendi aralarında, hepsi dişi ve ya hepsi erkek iseler eşit olarak paylaşırlar. Erkek-dişi karışık iseler x ve 2x şeklinde ortaktırlar.
(13) Kelale demek karısı yoktur anlamına gelmez bu nedenle eğer sadece tek kız kardeşe sahip ise mirasının yarısı hanımına diğer yarısı kız kardeşinedir. (imruun her ne kadar erkek kişi olarak anlaşılıyorsa da burada erkek koca anlamındadır. “İmreetün” evli karı anlamında olması gibi…
(14) Eğer kelale bir kadın ise, yine kocasızdır anlamına gelmez. Bu nedenle Nisa: 12. Ayette belirtildiği üzere bir kadın kocasına ½ miras bırakır. Kelale olduğu yani çocuğu olmadığı için, mirasın diğer yarısını erkek kardeşe bırakır.
(15)Kelale koca iki kız kardeşe sahip ise onlara 2/3 pay vardır. Gerisi hanım eşinedir.
(16) Kelalenin hanımı olmayıp erkek ve kız kardeşler çokça iseler, aralarındaki paylaşım; x ve 2x’tir. Kısaca, kelaledeki miras paylaşımı Nisa: 11. ayetteki miras paylaşımının tam bir simetrisidir. Evlatların yerine kız ve erkek kardeşler geçer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder