El ğurûru marazun müzminün
(Gurur bir türlü geçmeyen müzmin hastalıktır.)
hattat: huzayr portsa'îdî, sülüs (h. 1435)
Kibir;
bir insanın servet, makam, ilim, ibadet, soy, güzellik ve kuvvet gibi
her hangi bir meziyetinden dolayı kendini başkasından üstün görme
hastalığıdır. Kibir; hak ve hakikati kabul etmemektir. Kibrin çok
dereceleri vardır. Bazısı vardır ki, insanı küfre kadar götürebilir.
Şeytan, gurur ve kibrinden dolayı Allah’ın huzurundan kovuldu ve ebedi
cehenneme düçar oldu. Şeytana aldanan ve Cenab-ı Hakk’ın rububiyet
sıfatını taklide cesaret eden Firavun suda boğulurken, Nemrut da bir
sineğe mağlup olmuş ve elim akıbete uğramışlardır. Kibrin ne kadar
tehlikeli ve çirkin olduğu bir ayette şöyle ifade buyrulur: “Kibirli
davranarak insanlardan yüzünü dönme, çalımlı çalımlı yürüme! Çünkü Allah
kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla
sevmez.” Bir başka ayette de; “Cehennem, kibirliler için ne çirkin,
ne kötü bir yerdir.” buyrulmuştur. Yine başka bir ayette ise
şöyle buyrulur: “Hem, kibirli kibirli yürüme! Zira ne yeri yarabilirsin,
ne de boyca dağlara erişebilirsin..” Büyüklük ve azamet kainatı ve
içindeki bütün mahlukatı yoktan var eden Cenab-ı Hakk’a aittir ve O’na
layıktır. Bir kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına
geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Binaenaleyh bir
arif-i billah’ın dediği gibi; Kibriya ve azamet Hakk’a yarar,
Kul olanda bu sıfatlar ne arar?
Peygamber
Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “ Kalbinde zerre kadar kibir
bulunan bir kimse cennete giremeyecektir.”Binaenaleyh az bir kibrin
ahirette böyle büyük bir cezası olursa acaba Firavun ve Nemrut gibi bu
hususta haddi aşanların durumu nice olacaktır. Bu hadis-i şerifte ifade
edilen kibir, Allah’a ve Peygamberlere karşı yapılan kibirdir.
Kibrin sebebi, cehalet ve muhakeme noksanlığıdır. Halık-ı Azim’in kudret
ve azametini düşünen ve bilen bir insan, hiç kibir ve gurur
tehlikesine düşer mi? Akl-ı selim sahibi bir insan hayal ve
vehimden ibaret olan kibrin ne kadar manasız olduğunu anlar. Eğer
kişiyi gurur ve kibre sevkeden, onun ceddinin ve neslinin şeref ve
fazileti ise bu kendisine bir şeref kazandırmaz. Soyu ile övünmek
ahmaklıktır. Kabil, Hazret-i Âdem’in oğlu idi, ancak babasının Peygamber
olması, onu küfürden kurtarmadı. Nuh (a.s)’un oğlu da babasının
peygamberliğini kabul etmeyerek ebedi felakete sürüklendi. Bunun içindir
ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:“Atalarınız ile
övünmeyi terk edin”
Kibir
büyüklenmek,büyüklük taslamak,ululuk iddia etmek, kendini başkalarından
üstün görmek, başkalarını aşağılamaktır. Hemen belirtelim ki kibir
kafirin sıfatıdır, kafirin işidir,kafirin icraatıdır,şeytanın
işidir,şeytanın sıfatıdır. Özetle kibir şeytan ve kafirin amelidir.
Kibir ve islam bir arada asla bağdaşmaz. Kibirin olduğu yerde islam
islamın olduğu yerde kibir yoktur. Bu konuda Kuran-ı kerimde birçok ayet
mevcuttur.İşte birkaçı AYET:(Mümin,35)”Allah(cc) kibirli zorba olan
herkesin kalbine böyle mühür basar.” Bu ayeti kerimede açıklandığı gibi
kibirli olan herkesin kalbi mühürlenmiştir.
AYET:(Araf.146)”Yeryüzünde
haksız yere kibir edenler,ayetlerimizden uzaklaşmıştır. Onlar bütün
mucizeleri görseler bile iman etmezler.Doğru yolu görseler onu yol
edinmezler.Fakat azgınlık yoluna hemen saparlar.” AYET:(Mümin.60)”
İbadetimi kibirlerine yediremiyenler yok mu? Zelil oldukları halde
cehenneme gireceklerdir”.
AYET:(Mümin.76)”Ebedi
kalmak üzere size ayrılan cehennem kapılarına girin. Kibirlenenlerin
yurtları ne kötüdür.” BU ayetlerden açıkça anlaşılacağı gibi kibir
kafirin fiilidir. Ve kibir cehenneme götürür. Peygamberimiz(sav) buyurdu
ki.
HADİS:Kalbinde hardal
tanesi kadar kibir olan kimse asla cennete giremez.(müslim.iman.147-149
, tirmizi.Birr .10) Ey hem kibirli olup hem de müslümanım diyenler. Bu
ve benzeri ayetleri defalarca tekrar tekrar okuyun. Bu konudaki hadisi
şerifleri inceleyin. Gittiğiniz yol yol değil Allaha karşı
kibirlenmiyorsan elbette sana kafir denmez. Ancak sen belki Allaha karşı
kibirlenmiyorsun ama onun yarattığı eseri olan insanlara karşı
kibirleniyorsun. Yapılan bir resmi beğenmeyen kişi aynı zamanda resmi
yapan ressamı beğenmemiş olmuyor mu?. Gel yol yakınken bu huyundan
vazgeç kafirlik yolundan vazgeç kafirlerin yolu seni küfre götürür.
Senin gittiğin yol sadece kafirlerin yolu değil aynı zamanda şeytanın
yolundasın, kibir ve kıskançlık şeytanın en belirgin özelliğidir. Ve onu
meleklerin başı iken ebedi cehenneme sürükleyen kibiri olmuştur. Şeytan
bir kez Allahın yarattığı kulu Ademi beğenmedi diye ebedi cehennemlik
olurken sen hergün Ademin torunlarını beğenmemezlik yapıyorsun. Kendine
dikkat et. Uçurumun kenarında geziyorsun. Aklını başına al
AYET:(Bakara.34)”Ademe secde etmekten yanlızca iblis kaçındı ve
kafirlerden oldu.” Evet gördüğün gibi iblisi kabul etmediği için iblis
kafir oldu yani ebedi cehennemlik oldu.
Şu ayeti kerimeler kibirlinin akibetini ne güzel anlatır.
AYET: (Kehf / 32-43)
“Onlara şu iki kişinin halini misal getir. Onlardan birine iki üzüm bağı
lütfettik, bağların etrafını hurma ağaçlarıyla donattık ve bahçelerin
arasında da ekin bitirdik. Her iki bağ da meyvesini verdi, hiçbir şeyi
eksik bırakmadı. O iki bağın arasında da bir ırmak akıttık. O şahsın
başka serveti de vardı. Arkadaşıyla konuşurken ona “benim, dedi, malım
ve servetim senden çok olduğu gibi, maişet, çoluk çocuk bakımından da
senden daha ilerdeyim.” Bu adam gururu yüzünden kendi öz canına zulmeder
bir vaziyette bağına girdi ve “zannetmem ki bu bağ bozulup yok olsun,
kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Bununla beraber şayet Rabbimin
huzuruna götürülecek olursam o zaman elbet bundan daha iyi bir akibet
bulurum. Konuşma esnasında arkadaşı bu şahsa “Ne o dedi, yoksa sen,
senin aslını topraktan, sonra da bir damla meniden yaratan, sonra seni
böyle tam mükemmel bir insan olarak yaratan Rabbini mi inkar ediyorsun.?
Fakat Allah benim Rabbimdir ve ona hiçbir şeyi ortak koşmam. Benim
servetimin ve çoluk çocuğumun sayısının seninkinden daha az olduğunu
düşündüğüne göre, bağına girdiğinde “Maşaallah, Allah ne güzel demiş ve
yapmış, ondan başka gerçek güç ve kuvvet sahibi yoktur, demeli değil
miydin? Olur ki Rabbim senin bahçenden daha iyisini bana verir ve senin
bahçene gökten bir afet indirir de bağın kupkuru toprak kesilir, yahut
bağının suyu çekilir de ondan artık büsbütün ümidini kesersin. Çok
geçmeden serveti kül oldu. Sahibi bu hali görünce bağın çökmüş
çardakları karşısında yaptığı masraflarına, harcadığı emeklerine acıyıp
avuçlarını oğuştura kaldı. “ah diyordu, ne olaydım, Rabbime ibadette
hiçbir şeyi ortak yapmamış olsaydım.” Hasılı o, Allah’tan başka
kendisine sahip çıkacak bir topluluk da bulamadı, kendi kendini de
kurtaramadı.
TEVAZU YÜKSELTİR KİBİR ALÇALTIR
HADİS:Peygamberimiz(sav)
buyurduki.” Allah için tevazu eden kimsenin şan ve şerefini Allah(cc)
yükseltir. Kibir edenleri ise muhtaç duruma düşürür. İşlerinde adalet
üzere olanları zengin eder. Malını gayri meşru yolda harcayanları ise
fakir eder. Ve kendisini ananları sever.”(Buhari-Müslim) Sayın okurlarım
bu hadisi şerifte bizlere çok önemli mesajlar var. Tevazü eden,
kibirlenmeyen,büyüklenmeyen, başkalarını küçük görmeyen, kimseleri
Cenabı Allahın şeref ve itibar vereceğini; Kibirlenenleri ise muhtaç
duruma düşüreceğini; Adaletten ayrılmayan,hile yapmayan başkalarının
hakkını yemiyen kimseleri de zengin edeceğini; Parasını, malını, içkide,
kumarda ve Allahın yasakladığı şeylerde harcayanların kazancından
bereketi kaldırıp fakir düşüreceğini; Ve kendisini ananları da sevdiğini
bize bilidiriyor.
HADİS:
Peygamberimiz(sav) kibirli cennete giremez deyince, sahabinin biri ” Ey
Allahın resulu ben kamçımın şaklaması ve ayakkabımın sağlamlığı ile
güzel görünmekten hoşlanırım. Bu kibir mi? diye sorunca hayır bu kibir
değildir. Allah(cc) güzeldir ve güzel olanı sever. Kibir başkalarını
küçük görmek ve başı gözü ile insanlarla alay etmektir.(Müslim.iman.47)
HADİS:”Kendini büyük gören yahut kibirli kibirli yürüyen kimse Allahın huzuruna Allah(cc) kendine gazablanmış olarak çıkar.”
HADİS:”Elbisesini kibirle yerde sürüyen kimseye Allah(CC) merhamet nazarıyla bakmaz.(Müslim. libas.42)
HADİS:”Kibirli
olanlar kıyamet gününde insan şeklinde küçük karıncalar gibi haşredilir.
Ve gelen geçen onları ezer geçer.(Tirmizi.kıyame.47)
HADİS:” Cennet ve
cehennem kendi arlarında şöyle konuşur. Cennet bana yoksullar,zayıflar
ve mütevazi olanlar girecek der. Cehennem ise bana zalimler ve
kibirliler girecek der.”(müslim.cennet.34-35)
HADİS:” 3 sınıf kimse vardır.Allah(cc) onlarla kıyamet günü kul yerine koymayacak,onlara rahmet nazarıyla bakmayacaktır. Bunlar
1-Zina eden ihtiyar
2-Yalancı hükümdar
3- Büyüklük taslayan fakirdir.”(müslim)
HADİS:”Size cehennem ehlini haber vereyim mi? Katı kalpli ,varlıklı, kibirli kimse.”(Buhari-Müslim)
HADİSİ
KUTSİ:”Allah(cc) buyurdu ki: Ululuk izarım,büyüklük ridamdır. Kim
bunlardan birinde bana ortaklık yapmaya kalkışırsa ona azap
ederim.”(Müslim)
Sayın okurlarım
büyüklük Allaha mahsustur. O nedenle büyüklenen kişi Allahın bu sıfatına
ortak oluyor demektir ki Allah(cc) asla böyle bir şeye müsaade etmez.
GENELDE ŞUNLARDAN DOLAYI KİBİR OLUR.
Herhangi bir hususta
kendini başkasından üstün gören kibirlidir. Kibrin sebepleri şunlardır:
İlim, ibadet, soy, güzellik, kuvvet, servet, mevki, yakınların çokluğu.
İLİM: İlim silah
gibidir. Düşman elinde zararı, dostun elinde faydası olur. Yani ilim,
kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu artırır. İlmi ile
kibirlenmek, büyük felakettir. Hadis-i şerifte, (Âlimin afeti, kendini
büyük görmesidir)buyuruldu. (İ. Gazali)
İBADET: İbadeti
sebebiyle kibirlenmek de büyük felakettir. Bunun için "Çok ibadet
edenin, kibirden kurtulması zor olur" buyurulmuştur.
SOY: Soyu ile övünmek
ahmaklıktır. Kabil, Hazret-i Âdem’in oğlu idi. Babasının Peygamber
olması, bunu küfürden kurtarmadı. Hadis-i şerifte, (Atalarınız ile
övünmeyi terk edin) buyuruldu. (Ebu Davud)
Bir gün iki kişi
birbirine üstünlük taslayarak biri, "Ben falancanın oğlu filanım. Ya sen
kimsin?" dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu
ki:
Musa aleyhisselamın
yanında iki kişi birbirine karşı övünmeye başladı. Biri ecdadını 9 göbek
geriye doğru saydı. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama, "Ona söyle,
iftihar ettiği 9 kişi Cehennemdedir. Kendi de onuncusudur" diye
vahyetmiştir.) [İ. Ahmed]
GÜZELLİK: Bu daha çok
kadınlarda görülür. Başkalarını ayıplamaya, küçük düşürmeye ve gıybete
vesile olur. Halbuki güzellik, insanda kalıcı değildir, er-geç gider.
Geçici olan şeyle kibirlenmek, ahmaklıktır. Kibredenin güzelliği,
gübrelikte biten gül gibidir.
KUVVET: Kuvveti ile
zayıflara üstünlük sağlar. Gücü, kuvveti ile kibretmek de, cahilliktir.
Çünkü hayvanların kuvvetleri, insanlardan çok fazladır. Mesela bir insan
fil kadar kuvvetli olamaz. Kaplan gibi koşamaz. Kuş gibi uçamaz.
Hayvanlar, bir bakımdan insandan üstündür. Hayvanlarda da bulunan
üstünlüklerle kibirlenmek elbette uygun olmaz.
SERVET:Çok zengin
olmak da üstün olmayı gerektirmez. Karun’un çok malı vardı. Malı ile
beraber kahrolup gitti. Geçici olarak sahip olunan servet ile, mal ile
kibirlenmek, çok çirkindir.
MEVKİ:Gelip geçici
olan makam, mevki de üstünlük sebebi değildir. Bir çok krallar,
derebeyler, Firavunlar mevki sahibiydi. Hepsi gitti. Ancak iyilerin
iyiliği, kötülerin kötülüğü söylenmektedir. Kötü birinin mevki, makamı
ile övünmesi neye yarar?
Şam Ordusu kumandanı
Ebu Ubeyde bin Cerrah hazretleri büyük bir kalabalıkla Hazret-i Ömer’i
karşıladı. Hazret-i Ömer kölesi ile nöbetleşe deveye bindiğinden, Halife
devesinden indi. Yerine kölesi bindi. Devenin yularından tuttu.
Ayakkabılarını çıkarıp deredeki sudan geçti. Bunu gören kumandan dedi
ki:
- Efendim, bütün
Şamlılar, bilhassa Rumlar, Müslümanların halifesini görmek için
toplandılar. Size bakıyorlar. Bu yaptığınızı nasıl izah edebiliriz?
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
- Ya Eba Ubeyde!
Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte
ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelil ve hakir bir
kavimdik. Allahü teâlâ, bizleri Müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan
başka şeref ararsak, Allahü teâlâ bizi zelil eder, her şeyden aşağı
eder.
YAKINLARIN
ÇOKLUĞU:Akraba ve tanıdıklarının çokluğu ile üstünlük taslamak da
yanlıştır. Bir kimsenin kendi iyi değilse, bütün dünya onun akrabası
olsa ne çıkar?
KİBİR ŞİRKİN KARDEŞİDİR
Asıl düşman
içerdedir, bu da nefsimizdir. En büyük düşman, insanın nefsidir.
Nefsinin arzularına tâbi olanın, Allahü teâlâya kul olması zordur. Nefs
daima kötü şeyleri ister. Haram işlemek nefse esir olmayı gösterir.
Nefs, bütün iyiliklerden süzülmüş, sadece bütün kötülüklerin bulunduğu
en ahmak yaratıktır. Nefs bir kötülük deposudur. Kendini iyi zanneder,
halbuki süper cahildir. Her istediği aleyhinedir. Gıdası haramlardır.
Asıl arzusu ilah olmaktır.
Kibir, şirkin kardeşidir. Kibir taşıyan kafada, akıl bulunmaz. Nefsi aradan çekmeli, kendimizi beğenmemeliyiz.
Bir kimseye emri
maruf yapınca, Allah’tan kork şunu yap, şunu yapma denince, eğer kabul
etmezse o kişi nefsine mağlup olmuş demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
HADİS:(Allah’tan kork diyene, sen önce kendine bak diyeni Allahü teâlâ sevmez.) [Beyheki]
Hakkı, doğruyu kim
söylerse söylesin kabul etmek gerekir. Doğru olan bir şeyi kabul
etmemeye inat denir. İnat, karşımızdakini aşağı görmek, ondan nefret
etmek, ona düşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden ileri gelir.
Hakkı, düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz.
HADİS:(Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir.)[Buhari]
HADİS:(Küçük, büyük, iyi kötü veya hoşlanmadığın biri, hakkı söylerse,kabul et.) [Deylemi]
HADİS:(Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgeçene kadar Allahü teâlâ gazap eder.) [İ.Ebiddünya]
HADİS:(Din kardeşine itiraz etme.) [Tirmizi]
HADİS:(Kibirli, hakkı küçük görür, inkâr eder, insanlara hakaret gözü ile bakar.) [İ.Gazali]
HADİS:(Müslümanı hakir görmek, kişiye kötülük olarak yeter.) [Müslim]
HADİS:(Kendini beğenen helak olur.) [Buhari]
Fudayl bin Iyad
hazretleri "Tevazu, ister cahilden, ister çocuktan duyulsa da hakkı
tereddütsüz kabul etmektir. Kabul edemeyen kibirlidir" buyuruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder