Esav = Tevrat'a göre Yakup (as)'ın kardeşi
Mikah = Tevrat'ta adı geçen önderlerden biri
Terah = Tevrat'ta Hz.İbrahim'in öz babası. Vefat ettikten sonra Hz.İbrahim'e bakan putperest amcası Azer idi. Kur'an-ı Kerîm'de Hz.İbrahim'in amcasına saygıdan dolayı "Baba" diye seslendiğini anlıyoruz. Gerçekten de Aramîce'de saygı duyulan büyüklere Baba diye hitap edilir.
Mikah = Tevrat'ta adı geçen önderlerden biri
Terah = Tevrat'ta Hz.İbrahim'in öz babası. Vefat ettikten sonra Hz.İbrahim'e bakan putperest amcası Azer idi. Kur'an-ı Kerîm'de Hz.İbrahim'in amcasına saygıdan dolayı "Baba" diye seslendiğini anlıyoruz. Gerçekten de Aramîce'de saygı duyulan büyüklere Baba diye hitap edilir.
In two Chapters, which are dated from the first Meccan period, there is a reference to the 'Leaves, Scrolls, Journals' (Suhuf) of Abraham (and of Moses), by which certain divinely inspired texts handwritten by the patriarchs are meant. These passages refer to the fact that the truth of God's message was present in the earliest revelations, Given to Abraham and Moses. Although Suhuf is generally understood to mean 'Scrolls', many translators - including Abdullah Yusuf Ali and Marmaduke Pickthall - have translated the verse as "The Books of Abraham and Moses"
"Hazreti İbrahim (as)in sahifeleri hakkında Kur'ân'ın dışında, her
hangi bir yerde yeterli bilgi yoktur. Hattâ Yahudilerin ve
Hıristiyanların kutsal metinlerinde bile bunlardan söz edilmez. Sadece
Kur'ân-ı Kerim'de birisi Necm suresi 36 ayetinin devamında, birisi de
A'lâ suresinde olmak üzere iki yerde Hz İbrahim'in getirdiği talimattan
bazı bölümler zikredilmiştir."
"Bu sahifelerin ihtiva ettiği hakikatlerin tevhid, ibadet, ahlâk, muamelât ve ahkâm esasları olduğunu anlamak için herhangi bir vesikaya gerek yoktur Çünkü Cenabı Hakkın risâlet ve nübüvvetle ilgili koyduğu şartlardan ve Kur'ân-ı Kerim'den bunu anlamak kolaydır.Nitekim Necm süresi 38-49 âyetlerinde ilk sahifelerin yani Hz.İbrahim ve Hz.Musa sahifelerinin ihtiva ettiği gerçekler şöyle maddelendirilebilir.Bunlar her peygamberin getirdiği şeriatta temel esasların aynılığını, değişmezliğini göstermesi bakımından da önemlidir:"
"Herkes yaptıklarından mesuldür.Bir şahsın yaptıklarından ancak kendisi sorumludur.
Hiç kimse başkasının cezasıyla cezalandırılmaz.
Her şahıs yaptığının karşılığını görecektir.
Başkasının yaptığı amellere kimse ortak olamaz.
Hiç kimse yapmadığı amelin karşılığını alamaz."(1)
"Hz İbrahim (as) indirilen sahifelerin mübarek ramazan ayının ilk gecesi indirildiğine dair Vâsıle bel-Eska' (ra)'den gelen bir rivayet vardır."(2)
(1) bk. Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32.
(2) bk. Ahmed İbn Hanbel, IV, 107.
"Bu sahifelerin ihtiva ettiği hakikatlerin tevhid, ibadet, ahlâk, muamelât ve ahkâm esasları olduğunu anlamak için herhangi bir vesikaya gerek yoktur Çünkü Cenabı Hakkın risâlet ve nübüvvetle ilgili koyduğu şartlardan ve Kur'ân-ı Kerim'den bunu anlamak kolaydır.Nitekim Necm süresi 38-49 âyetlerinde ilk sahifelerin yani Hz.İbrahim ve Hz.Musa sahifelerinin ihtiva ettiği gerçekler şöyle maddelendirilebilir.Bunlar her peygamberin getirdiği şeriatta temel esasların aynılığını, değişmezliğini göstermesi bakımından da önemlidir:"
"Herkes yaptıklarından mesuldür.Bir şahsın yaptıklarından ancak kendisi sorumludur.
Hiç kimse başkasının cezasıyla cezalandırılmaz.
Her şahıs yaptığının karşılığını görecektir.
Başkasının yaptığı amellere kimse ortak olamaz.
Hiç kimse yapmadığı amelin karşılığını alamaz."(1)
"Hz İbrahim (as) indirilen sahifelerin mübarek ramazan ayının ilk gecesi indirildiğine dair Vâsıle bel-Eska' (ra)'den gelen bir rivayet vardır."(2)
(1) bk. Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32.
(2) bk. Ahmed İbn Hanbel, IV, 107.
Suhuf-i İbrâhîme ve Mûsâ :
Allah azze ve celle buyurur ki:
– Ölüme yakîni olanın (kesin şekilde bilenin) nasıl mutlu olabildiğine şaşarım.
– Hesaba yakîni olanın, nasıl mal biriktirebildiğine şaşarım.
– Kabri kesin şekilde bilenin nasıl gülebildiğine şaşarım.
– Ahireti kesin olarak bilenin nasıl müsterih olabildiğine şaşarım.
– Dünyayı ve onun zevaline yakîni olanın, ondan nasıl tatmin olabildiğine şaşarım.
– Diliyle alim olup da kalbiyle cahil olan kişiye şaşarım.
– Su ile temizlenip de kalbi temiz olmayan kişiye şaşarım.
– Kendi (nefsinin) ayıbından gafil olup da başkalarının ayıplarıyla iştigal edenlere şaşarım.
– Allah’ın kendisine muttali olduğunu (her işinden haberdar olduğunu)bilenin, nasıl O’na isyan edebildiğine şaşarım.
– Tek başına öleceğini, kabre tek başına gireceğini ve tek başına hesaba çekileceğini bilen kişinin nasıl insanlarla ünsiyet kurabildiğine şaşarım.
– Benden başka hak ilah yoktur/Hakkan benden başka ilah yoktur, Muhammed benim kulum ve resulümdür.
– Kabri kesin şekilde bilenin nasıl gülebildiğine şaşarım.
– Ahireti kesin olarak bilenin nasıl müsterih olabildiğine şaşarım.
– Dünyayı ve onun zevaline yakîni olanın, ondan nasıl tatmin olabildiğine şaşarım.
– Diliyle alim olup da kalbiyle cahil olan kişiye şaşarım.
– Su ile temizlenip de kalbi temiz olmayan kişiye şaşarım.
– Kendi (nefsinin) ayıbından gafil olup da başkalarının ayıplarıyla iştigal edenlere şaşarım.
– Allah’ın kendisine muttali olduğunu (her işinden haberdar olduğunu)bilenin, nasıl O’na isyan edebildiğine şaşarım.
– Tek başına öleceğini, kabre tek başına gireceğini ve tek başına hesaba çekileceğini bilen kişinin nasıl insanlarla ünsiyet kurabildiğine şaşarım.
– Benden başka hak ilah yoktur/Hakkan benden başka ilah yoktur, Muhammed benim kulum ve resulümdür.
18. إِنَّ هَذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَى
19. صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى
18.İnne heezee lefi's-suhufi'l ûlee.
19. Suhufi İbrâhîme ve Mûsâ.
Ebla tabletleri, Kuzey Suriye'de Halep'in güneyinde, Tell Mardikh kentinde İtalyan arkaeolog Paolo Matthiae tarafından 1968 yılında 56 hektarlık alanda bulundu. 1975 yılında site kazıldığında, Matthiae Ebla'nın kraliyet arşivlerini ortaya çıkardı ki bunlar M.Ö. 2500-2200'lü yıllardan kalma 14.000'den fazla bir çivi yazı koleksiyonuydu. Kuneiform tarzda yazılı karakterler Sümer kökenlidir. Bu tabletler gösteriyorlar ki, ticari bir aristokrasiyle yönetilen bir kent olan Ebla, önemli bir ticaret merkeziydi ve seçilmiş bir kral tarafından yönetiliyordu. Ayrıca bu tabletler M.Ö. 3'üncü bin yılda Mısır ve Mezopotamya ile derin bir rekabet halinde olan bir Suriye medeniyetinin tanığı.
Tabletlerdeki dil, Roma Üniversitesi'nde arkeolojik yazı uzmanı olan İtalyan Giovanni Pettitano tarafından çözüldüğünde, konunun ne denli önemli olduğu daha da iyi anlaşılmış oldu. Bu sayede Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kur'an-ı Kerim'de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) ve Hz. Davut ile beraber mücadele eden Hz. Talut'un (Sa-u-lum) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), Hz. Davud (Da-u-dum) ve Hz. İsmail (Iş-ma-il)‘in isimleri…
Ebla Tabletlerinde okunan peygamber isimlerinin çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Çünkü bu isimlere ilk kez bu kadar eski bir tarihi belgede rastlanmaktaydı. Tevrat'tan 1500 yıl öncesine ait olan bu bilgiler oldukça dikkat çekiciydi. Hz. İbrahim'in isminin tabletlerde geçiyor olması, Hz. İbrahim ve onun getirmiş olduğu dinin Tevrat'tan önce var olduğunu teyit ediyordu.
Tabletlerde görülen önemli bir ayrıntı ise Lut Kavminin yaşadığı yer olan Sodom ve Gomorra bölgelerinin isimleri idi. Bilindiği gibi Sodom ve Gomorra, Ölüdeniz kıyısında, Lut kavminin yaşadığı, Hz. Lut'un tebliğ yapıp insanları din ahlakına çağırdığı bölge idi. Bu iki yerin dışında ayrıca Kur'an ayetlerinde geçen İrem şehri de Ebla Tabletlerinde geçen isimlerin arasında bulunmaktaydı.
Bu isimlerin en dikkat çekici yanı ise, peygamberlerin tebliğ ettiği kitaplar dışında şimdiye kadar bulunmuş başka hiçbir metinde geçmiyor olmalarıydı. Bu o dönemde hak dini tebliğ eden peygamberlerin haberlerinin bu bölgelere de ulaştığını gösteren önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Reader’s Digest dergisindeki bir makalede, Kral Ebrum'un iktidarı döneminde Eblalıların dinlerinde değişim olduğu, insanların Yüce ALLAH'ın adını yüceltmek için isimlerine ön ek kullandıkları kaydedilmiştir.
Yaşadıkları dönemden yaklaşık 4500 yıl sonra ortaya çıkan Ebla tarihi ve Ebla Tabletleri çok önemli bir gerçeğe de dikkat çekmektedir: Yüce ALLAH, Ebla'ya da her topluluğa olduğu gibi elçiler göndermiş ve onlar da kavimlerine gönderilen dini tebliğ etmişlerdi.
Kimi kavimler kendilerine ulaşan dini kabul edip hidayete ermiş kimileri ise peygamberlerin tebliğ ettiği dine karşı çıkıp sapkın bir hayatı tercih etmişlerdir. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi olan Yüce ALLAH, bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmektedir:
“Andolsun, Biz her ümmete: "ALLAH'a kulluk edin ve tağuttan kaçının” (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine ALLAH hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.“ (Nahl Suresi, 16/36)
Kaynaklar:
1) "Ebla”, Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.
2) Mitchell Dahood, “Ebla”, The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.
3) Howard La Fay, “ Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ”, National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.
4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, “Ebla: Arkeolojide bir İlham” , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184.
Eski semavi kitaplar ve suhuflar tahrife uğramıştır. Lakin tahriften sonra orijinalinden geri kalanlar da olmuştur. Hatta İncil ve Tevrat gibi çok tahrife uğramış semavi kitaplardan Hüseyin-i Cisri Hazretleri Peygamber Efendimize (asv) işaret ve beşaret eden çok cümleleri eserlerinde beyan etmiş. Demek eski semavi kitaplar bütünü ile değil büyük bir kısım olarak tahrife uğramıştır. Hal böyle olunca o eski kitap ve sahifelerin orijinal metinlerinden bazı bilgi kırıntıları günümüze kadar gelmiştir.
Tahrife uğrayan yerler ekseri olarak iman ve ibadete taalluk eden yerlerdir, hikaye ve ahlaka dair pasajlar ekseri olarak nesilden nesile aktarıla gelmiştir. Zaten Risale-i Nurlardaki hikayeler bire bir oradan alınmıştır diye bir kayıt yoktur, belki oradan esinlenmiş demek daha isabetli olur.
"Hazreti İbrahim (as)in sahifeleri hakkında Kur'ân'ın dışında, her hangi bir yerde yeterli bilgi yoktur. Hattâ Yahudilerin ve Hıristiyanların kutsal metinlerinde bile bunlardan söz edilmez. Sadece Kur'ân-ı Kerim'de birisi Necm suresi 36 ayetinin devamında, birisi de A'lâ suresinde olmak üzere iki yerde Hz İbrahim'in getirdiği talimattan bazı bölümler zikredilmiştir."
"Bu sahifelerin ihtiva ettiği hakikatlerin tevhid, ibadet, ahlâk, muamelât ve ahkâm esasları olduğunu anlamak için herhangi bir vesikaya gerek yoktur Çünkü Cenabı Hakkın risâlet ve nübüvvetle ilgili koyduğu şartlardan ve Kur'ân-ı Kerim'den bunu anlamak kolaydır.Nitekim Necm süresi 38-49 âyetlerinde ilk sahifelerin yani Hz.İbrahim ve Hz.Musa sahifelerinin ihtiva ettiği gerçekler şöyle maddelendirilebilir.Bunlar her peygamberin getirdiği şeriatta temel esasların aynılığını, değişmezliğini göstermesi bakımından da önemlidir:"
"Herkes yaptıklarından mesuldür.Bir şahsın yaptıklarından ancak kendisi sorumludur.
Hiç kimse başkasının cezasıyla cezalandırılmaz.
Her şahıs yaptığının karşılığını görecektir.
Başkasının yaptığı amellere kimse ortak olamaz.
Hiç kimse yapmadığı amelin karşılığını alamaz."(1)
"Hz İbrahim (as) indirilen sahifelerin mübarek ramazan ayının ilk gecesi indirildiğine dair Vâsıle bel-Eska' (ra)'den gelen bir rivayet vardır."(2)
(1) bk. Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32.
(2) bk. Ahmed İbn Hanbel, IV, 107.
19. صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى
18.İnne heezee lefi's-suhufi'l ûlee.
19. Suhufi İbrâhîme ve Mûsâ.
Ebla tabletleri, Kuzey Suriye'de Halep'in güneyinde, Tell Mardikh kentinde İtalyan arkaeolog Paolo Matthiae tarafından 1968 yılında 56 hektarlık alanda bulundu. 1975 yılında site kazıldığında, Matthiae Ebla'nın kraliyet arşivlerini ortaya çıkardı ki bunlar M.Ö. 2500-2200'lü yıllardan kalma 14.000'den fazla bir çivi yazı koleksiyonuydu. Kuneiform tarzda yazılı karakterler Sümer kökenlidir. Bu tabletler gösteriyorlar ki, ticari bir aristokrasiyle yönetilen bir kent olan Ebla, önemli bir ticaret merkeziydi ve seçilmiş bir kral tarafından yönetiliyordu. Ayrıca bu tabletler M.Ö. 3'üncü bin yılda Mısır ve Mezopotamya ile derin bir rekabet halinde olan bir Suriye medeniyetinin tanığı.
Tabletlerdeki dil, Roma Üniversitesi'nde arkeolojik yazı uzmanı olan İtalyan Giovanni Pettitano tarafından çözüldüğünde, konunun ne denli önemli olduğu daha da iyi anlaşılmış oldu. Bu sayede Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kur'an-ı Kerim'de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) ve Hz. Davut ile beraber mücadele eden Hz. Talut'un (Sa-u-lum) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), Hz. Davud (Da-u-dum) ve Hz. İsmail (Iş-ma-il)‘in isimleri…
Ebla Tabletlerinde okunan peygamber isimlerinin çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Çünkü bu isimlere ilk kez bu kadar eski bir tarihi belgede rastlanmaktaydı. Tevrat'tan 1500 yıl öncesine ait olan bu bilgiler oldukça dikkat çekiciydi. Hz. İbrahim'in isminin tabletlerde geçiyor olması, Hz. İbrahim ve onun getirmiş olduğu dinin Tevrat'tan önce var olduğunu teyit ediyordu.
Tabletlerde görülen önemli bir ayrıntı ise Lut Kavminin yaşadığı yer olan Sodom ve Gomorra bölgelerinin isimleri idi. Bilindiği gibi Sodom ve Gomorra, Ölüdeniz kıyısında, Lut kavminin yaşadığı, Hz. Lut'un tebliğ yapıp insanları din ahlakına çağırdığı bölge idi. Bu iki yerin dışında ayrıca Kur'an ayetlerinde geçen İrem şehri de Ebla Tabletlerinde geçen isimlerin arasında bulunmaktaydı.
Bu isimlerin en dikkat çekici yanı ise, peygamberlerin tebliğ ettiği kitaplar dışında şimdiye kadar bulunmuş başka hiçbir metinde geçmiyor olmalarıydı. Bu o dönemde hak dini tebliğ eden peygamberlerin haberlerinin bu bölgelere de ulaştığını gösteren önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Reader’s Digest dergisindeki bir makalede, Kral Ebrum'un iktidarı döneminde Eblalıların dinlerinde değişim olduğu, insanların Yüce ALLAH'ın adını yüceltmek için isimlerine ön ek kullandıkları kaydedilmiştir.
Yaşadıkları dönemden yaklaşık 4500 yıl sonra ortaya çıkan Ebla tarihi ve Ebla Tabletleri çok önemli bir gerçeğe de dikkat çekmektedir: Yüce ALLAH, Ebla'ya da her topluluğa olduğu gibi elçiler göndermiş ve onlar da kavimlerine gönderilen dini tebliğ etmişlerdi.
Kimi kavimler kendilerine ulaşan dini kabul edip hidayete ermiş kimileri ise peygamberlerin tebliğ ettiği dine karşı çıkıp sapkın bir hayatı tercih etmişlerdir. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi olan Yüce ALLAH, bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmektedir:
“Andolsun, Biz her ümmete: "ALLAH'a kulluk edin ve tağuttan kaçının” (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine ALLAH hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.“ (Nahl Suresi, 16/36)
Kaynaklar:
1) "Ebla”, Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.
2) Mitchell Dahood, “Ebla”, The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.
3) Howard La Fay, “ Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ”, National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.
4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, “Ebla: Arkeolojide bir İlham” , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184.
Eski semavi kitaplar ve suhuflar tahrife uğramıştır. Lakin tahriften sonra orijinalinden geri kalanlar da olmuştur. Hatta İncil ve Tevrat gibi çok tahrife uğramış semavi kitaplardan Hüseyin-i Cisri Hazretleri Peygamber Efendimize (asv) işaret ve beşaret eden çok cümleleri eserlerinde beyan etmiş. Demek eski semavi kitaplar bütünü ile değil büyük bir kısım olarak tahrife uğramıştır. Hal böyle olunca o eski kitap ve sahifelerin orijinal metinlerinden bazı bilgi kırıntıları günümüze kadar gelmiştir.
Tahrife uğrayan yerler ekseri olarak iman ve ibadete taalluk eden yerlerdir, hikaye ve ahlaka dair pasajlar ekseri olarak nesilden nesile aktarıla gelmiştir. Zaten Risale-i Nurlardaki hikayeler bire bir oradan alınmıştır diye bir kayıt yoktur, belki oradan esinlenmiş demek daha isabetli olur.
"Hazreti İbrahim (as)in sahifeleri hakkında Kur'ân'ın dışında, her hangi bir yerde yeterli bilgi yoktur. Hattâ Yahudilerin ve Hıristiyanların kutsal metinlerinde bile bunlardan söz edilmez. Sadece Kur'ân-ı Kerim'de birisi Necm suresi 36 ayetinin devamında, birisi de A'lâ suresinde olmak üzere iki yerde Hz İbrahim'in getirdiği talimattan bazı bölümler zikredilmiştir."
"Bu sahifelerin ihtiva ettiği hakikatlerin tevhid, ibadet, ahlâk, muamelât ve ahkâm esasları olduğunu anlamak için herhangi bir vesikaya gerek yoktur Çünkü Cenabı Hakkın risâlet ve nübüvvetle ilgili koyduğu şartlardan ve Kur'ân-ı Kerim'den bunu anlamak kolaydır.Nitekim Necm süresi 38-49 âyetlerinde ilk sahifelerin yani Hz.İbrahim ve Hz.Musa sahifelerinin ihtiva ettiği gerçekler şöyle maddelendirilebilir.Bunlar her peygamberin getirdiği şeriatta temel esasların aynılığını, değişmezliğini göstermesi bakımından da önemlidir:"
"Herkes yaptıklarından mesuldür.Bir şahsın yaptıklarından ancak kendisi sorumludur.
Hiç kimse başkasının cezasıyla cezalandırılmaz.
Her şahıs yaptığının karşılığını görecektir.
Başkasının yaptığı amellere kimse ortak olamaz.
Hiç kimse yapmadığı amelin karşılığını alamaz."(1)
"Hz İbrahim (as) indirilen sahifelerin mübarek ramazan ayının ilk gecesi indirildiğine dair Vâsıle bel-Eska' (ra)'den gelen bir rivayet vardır."(2)
(1) bk. Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32.
(2) bk. Ahmed İbn Hanbel, IV, 107.
M.Ö. 2500'lü yıllardan kalma Ebla Tabletleri, dinler tarihi açısından çok önemli bilgileri günümüze kadar taşımaktadır. Arkeologlar tarafından bulundukları 1975 yılından itibaren birçok kez araştırma ve tartışma konusu olan Ebla Tabletlerinin en önemli özelliği ise, içinde İlahi kitaplarda bahsedilen üç peygamberin adının geçmesidir.
Önemli bilgiler içeren Ebla tabletlerinin, binlerce yıl sonra bulunması, Kuran'da bildirilen toplulukların durumunun coğrafi olarak da açıklanması bakımından oldukça önemlidir.
Ebla, M.Ö. 2500 yıllarında, bugünkü Suriye'nin başkenti olan Şam ile Türkiye'nin güneydoğusunu da içine alan bir bölgeyi kapsayan bir krallıktı. Bu krallık, kültürel ve ekonomik olarak doruğa çıkmış ama bir dönem sonra -birçok medeniyette olduğu gibi- tarih sahnesinden silinmişti. Ebla Krallığının, döneminin önemli bir kültür ve ticaret merkezi olduğu, tuttukları kayıtlardan da anlaşılıyordu. Eblalılar devlet arşivi oluşturan, kütüphane kuran ve ticari sözleşmeleri yazılı kayıt altına alan bir medeniyetin sahibiydiler. Hatta Eblaca (Eblait) denen kendi dillerini oluşturmuşlardı. (Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia, (c) 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.)
Yer Altında Saklı Kalan Dinler Tarihi
1975 yılında yapılan kazılarda ilk bulunduğunda, o zamana kadar klasik bir arkeoloji başarısı olarak değerlendirilen Ebla Krallığı, gerçek önemini çivi yazılı yaklaşık 20.000 tablet ve parçalarından meydana gelen arşivin bulunması ile kazanmıştır. Bu arşiv, aynı zamanda diğer arkeoloji uzmanlarının üç bin yıldan beri bildikleri bütün çivi yazılı metinlerin dört kat daha fazlasıydı.
Tabletlerdeki dil, Roma Üniversitesi'nde arkeolojik yazı uzmanı olan İtalyan Giovanni Pettitano tarafından çözüldüğünde, konunun ne denli önemli olduğu daha da iyi anlaşılmış oldu. Bu sayede Ebla Krallığının ve bu muazzam devlet arşivinin bulunmuş olması artık yalnızca arkeolojik değil, dini çevreleri de ilgilendiren bir konu haline gelmişti. Çünkü tabletlerde Kuran-ı Kerim'de adı geçen melek Mikail (Mi-ka-il) yanı sıra (Doubleday, 1981, s. 271-321) üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin adı geçiyordu. Hz. İbrahim (Ab-ra-mu), ve Hz. İsmail (Iş-ma-il)'in isimleri... (Howard La Fay, "Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk", National Geographic Magazine, Aralık 1978, s. 736)
Ebla Tabletlerindeki İsimlerin Önemi
Ebla Tabletlerinde saptanan peygamber isimlerinin çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Çünkü bu isimlere ilk kez bu kadar eski bir tarihi belgede rastlanmaktaydı. Tevrat'tan 1500 yıl öncesine ait olan bu bilgiler oldukça dikkat çekiciydi. Hz. İbrahim'in isminin tabletlerde geçiyor olması, Hz. İbrahim ve onun getirmiş olduğu dinin Tevrat'tan önce var olduğunu teyit ediyordu.
Tarihçiler Ebla'da bulunan tabletleri bu açıdan değerlendirdiler ve Hz. İbrahim ve onun risaleti hakkındaki bu önemli keşif, dinler tarihi açısından önemli bir araştırma konusu haline geldi. Amerikalı arkeoloji uzmanı ve dinler tarihi araştırmacısı David Noel Freidmann da yaptığı incelemelere dayanarak tabletlerdeki İbrahim ve İsmail gibi isimlerin peygamber isimleri olduklarını bildiriyordu. (Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 118, Eylül 1977 ve sayı 131, Ekim 1978)
Tabletlerde Geçen Diğer İsimler
Yukarıda da belirttiğimiz gibi tabletlerde geçen isimler, üç İlahi kitapta bahsedilen peygamberlerin ismiydi ve tabletler Tevrat'tan çok daha eskiydiler. Ayrıca bu isimlerin yanı sıra tabletlerde başka konular ve yer isimleri de geçiyordu. Bu bilgilerden ve yer isimlerinden anlaşıldığına göre ise, Eblalılar ticarette başarılıydılar. Ayrıca yazılarda Ebla'ya uzak olmayan Sina, Gazze ve Kudüs isimleri de geçiyordu. Bu da Eblalıların bu yerlerle olan ticari ve kültürel ilişkilerini gösteriyordu. (Harun Yahya, Kuran Mucizeleri)
Tabletlerde görülen önemli bir ayrıntı ise Lut kavminin yaşadığı yer olan Sodom ve Gomorra bölgelerinin isimleri idi. Bilindiği gibi Sodom ve Gomorra, Ölüdeniz kıyısında, Lut kavminin yaşadığı, Hz. Lut'un tebliğ yapıp insanları din ahlakına çağırdığı bölge idi. Bu iki yerin dışında ayrıca Kuran ayetlerinde geçen İrem şehri de Ebla Tabletlerinde geçen isimlerin arasında bulunmaktaydı.
Bu isimlerin en dikkat çekici yanı ise, peygamberlerin tebliğ ettiği kitaplar dışında şimdiye kadar bulunmuş başka hiçbir metinde geçmiyor olmalarıydı. Bu o dönemde hak dini tebliğ eden peygamberlerin haberlerinin bu bölgelere de ulaştığını gösteren önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Reader's Digest dergisindeki bir makalede, Kral Ebrum'un iktidarı döneminde Eblalıların dinlerinde değişim olduğu, insanların Yüce Allah'ın adını yüceltmek için isimlerine ön ek kullandıkları kaydedilmiştir.
Yüce Allah'ın Vaadi Haktır...
Yaşadıkları dönemden yaklaşık 4500 yıl sonra ortaya çıkan Ebla tarihi ve Ebla Tabletleri gerçekte çok önemli bir gerçeğe de dikkat çekmektedir: Yüce Allah, Ebla'ya da her topluluğa olduğu gibi elçiler göndermiş ve onlar da kavimlerine gönderilen dini tebliğ etmişlerdi.
Kimi kavimler kendilerine ulaşan dini kabul edip hidayete ermiş kimileri ise peygamberlerin tebliğ ettiği dine karşı çıkıp sapkın bir hayatı tercih etmişlerdir. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan herşeyin Rabbi olan Yüce Allah, bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmektedir:
"Andolsun, Biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün." (Nahl Suresi, 36)
Kaynaklar:
1) "Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , (c) 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.
2) Mitchell Dahood, "Ebla", The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.
3) Howard La Fay, " Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ", National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.
4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, "Ebla: Arkeolojide bir İlham" , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184. Köşeli parantez içindeki isimler: [İbrahim], [Ismail], [İsrael], [Davut], [Mikail], ve [Mikah] bu yazının yazarınca eklenmiştir.
1) "Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia , (c) 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.
2) Mitchell Dahood, "Ebla", The Academic American Encyclopaedia ,Op. Cit.
3) Howard La Fay, " Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk ", National Geographic Magazine , Aralık 1978, s. 736.
4) Chaim Bermant ve Michael Weitzman, "Ebla: Arkeolojide bir İlham" , Times Kitapları , 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184. Köşeli parantez içindeki isimler: [İbrahim], [Ismail], [İsrael], [Davut], [Mikail], ve [Mikah] bu yazının yazarınca eklenmiştir.
EBLA TABLETLERİ VE KUR'AN-I KERîM
M.Ö.3000'li yıllardan kalma Ebla Tabletleri Kitab-ı Mukaddes'te yani Tevrat, İncil ve Zebur'u ve Kur'an-ı Kerîm'i doğruluyor.Her yeni buluş bize daha çok moral veriyor...
Arkaeolojik araştırmalara gösteriyor ki Hz. İbrahim (as) çok eski zamanlardan beri biliniyor. 1975 yılında Suriye'de M.Ö.3'üncü binyıldan kalma tabletler günyüzüne çıktı.
EBLA - Kuzey Suriye'de Halep'in güneyinde, Tell Mardikh kentinde İtalyan arkaeolog Paolo Matthiae tarafından 1968 yılında 56 hektarlık alanda bulundu. 1975 yılında site kazıldığında, Matthiae Ebla'nın kraliyet arşivlerini ortaya çıkardı ki bunlar M.Ö. 2500-2200'lü yıllardan kalma 14,000'den fazla bir çivi yazı kolleksiyonuydu. Kuneiform tarzda yazılı karakterler Sümer kökenli ve Ebla'nın semitik halkına adapte edilmiş olup, gösteriyorlar ki ticari bir aristokrasiyle yönetilen bir kent olan Ebla önemli bir ticaret merkeziydi ve seçilmiş bir kral ile hükmolunuyordu. Ayrıca bu tabletler M.Ö. 3'üncü binyılda Mısır ve Mezopotamya ile derin bir rekabet halinde olan bir Suriye medeniyetinin tanığı.[1]
Üstte çalışmalarda bulunan üstün teknikle pres edilmiş tabletlerden bir örnek görülüyor
Tabletler şu ana dek bilinen en eski Sami diliyle yazılı idi. Bu dile bilim adamları Eblait dili adı verdiler. Dahası bu tabletler Kur'an-ı Kerîm'deki birçok yer ve kişi adını da gün yüzüne çıkardılar. :
Kitab-ı Mukadddes'e göre İbraniler'in ataları Ebla'nın kuzeydoğusundan tabletlerde geçen Harran'dan Filistin'e gelmişlerdi.Bu,arkaelogların dikkatlerini Kitab-ı Mukaddes'te geçen bazı olaylara çekti ve bu düşünce Ebla tabletlerinde geçen Sami isimlerinden İbrahim, İsmail, ve Esav (*) kelimeleriyle destek buldu.[2]
Bu kişi adları daha önce Kutsal Kitap'tan başka hiçbir kitapta bahsedilmemişti:
En ilgi uyandırıcı şeyler Ebla tabletlerinde geçen kişi isimleriydi. "Ab-ra-mu" (İbrahim), "E-sa-um" (Esav), ve "Sa-u-lum" (Talut). Bir de İbrani gelenekleri dışında başka bir yerde daha önce görülmeyen "Da-u-dum" (Davut), "Til-Turakhi"(Terah), "Sodom ve Gomorrah"(Lut Kavmi) ve "Irem" (İrem bahçeleri).[3]
Ebla'da ismi geçen kişi isimleri Tevrat'ta da geçiyor. Ab-ra-mu [İbrahim], Iş-ma-il [Ismail], Iş-ra-il [Israil], Da-u-dum [Davut], Mi-ka-il [Mikail], Mi-ka-ya [Mikah] (*) ..bunlardan birkaçı. [3]
Adem, Havva, Nuh, İbrahim, Hacer, İsmail, İsrail, Mikail, Davut, Talut da ismi geçen kişiler arasında ("Ebla Arşivleri"[4], Doubleday, 1981, s. 271-321.)
Bazı Eski Ahit yorumcuları da isimlerin aynı karakterlere ait olduğunu ama bunların tarihlerinin M.Ö.3.binli yıllar olduğu neticesine vardılar. Her ne kadar kitabımız Kur'an-ı Kerîm'in doğruluğu ortaya çıksa da dikkatli düşünen birisi Tevrat'ın verdiği tarihlerin sağlıklı olmadığı sonucuna varabilir. Zira, bu buluşlar:
"Dini önderlerin tarihselliğini yaygın bir şekilde kabul ettirmekle birlikte Eski Ahit'in onlar hakkında verdiği bilgilerin kabul edilebilirliğini sarstı; ve İncil tarihçi lerinin Kutsal Kitap'ın tamamen tarihi olarak doğruluğu konusunu zora soktu."[5]
[1] "Ebla", Funk & Wagnalls New Encyclopaedia, © 1995 Funk & Wagnalls Corporation, Infopedia 2.0, SoftKey Multimedia Inc.
[2] Mitchell Dahood, "Ebla", The Academic American Encyclopaedia, Op. Cit.
[3] Howard La Fay, "Ebla: Bilinmeyen Büyük Bir İmparatorluk", National Geographic Magazine, Aralık 1978, s. 736.
[4] Chaim Bermant ve Michael Weitzman, "Ebla: Arkeolojide bir İlham", Times Kitapları, 1979, Wiedenfeld ve Nicolson, İngiltere, s. 184. Köşeli parantez içindeki isimler: [İbrahim], [Ismail], [İsrael], [Davut], [Mikail], ve [Mikah] bu yazının yazarınca eklenmiştir.
[5] A.g.e., s. 68.
Esav = Tevrat'a göre Yakup (as)'ın kardeşi
Mikah = Tevrat'ta adı geçen önderlerden biri
Terah = Tevrat'ta Hz.İbrahim'in öz babası. Vefat ettikten sonra Hz.İbrahim'e bakan putperest amcası Azer idi. Kur'an-ı Kerîm'de Hz.İbrahim'in amcasına saygıdan dolayı "Baba" diye seslendiğini anlıyoruz. Gerçekten de Aramîce'de saygı duyulan büyüklere Baba diye hitap edilir.
Other texts of the prophets
The Quran also mentions two ancient scrolls and another possible book:
Scrolls of Abraham: The Scrolls of Abraham are believed to have been one of the earliest bodies of scripture, which were vouchsafed to ʾIbrāhīm (Abraham),[9] and later used by Isma'il (Ishmael) and ʾIsḥāq (Isaac). Although usually referred to as 'scrolls', many translators have translated the Arabic suhuf as "books".[5][10] The Scrolls of Abraham are now considered lost rather than corrupted, although some scholars have identified them with the Testament of Abraham, an apocalyptic piece of literature available in Arabic at the time of Muhammad.
Other texts of the prophets
The Quran also mentions two ancient scrolls and another possible book:
Scrolls of Abraham: The Scrolls of Abraham are believed to have been one of the earliest bodies of scripture, which were vouchsafed to ʾIbrāhīm (Abraham),[9] and later used by Isma'il (Ishmael) and ʾIsḥāq (Isaac). Although usually referred to as 'scrolls', many translators have translated the Arabic suhuf as "books".[5][10] The Scrolls of Abraham are now considered lost rather than corrupted, although some scholars have identified them with the Testament of Abraham, an apocalyptic piece of literature available in Arabic at the time of Muhammad.
Kitab of Yahya: There is an allusion to a Kitab or Book of
Yahya[11] (who is also known as 'John the Baptist'). It is possible that
portions of its text appear in some of the Mandaean scriptures such as
the Genzā Rabbā or the Draša d-Iahia "The Book of John the Baptist".
Yahya is revered by the Mandaeans and by the Sabians.
Scrolls of Moses: These scrolls, containing the revelations of Moses, which were perhaps written down later by Moses, Aaron and Joshua, are understood by Muslims to refer not to the Torah but to revelations aside from the Torah. Some scholars have stated that they could possibly refer to the Book of the Wars of the Lord,[5] a lost text spoken of in the Old Testament or Tanakh in the Book of Numbers
.
Scrolls of Moses: These scrolls, containing the revelations of Moses, which were perhaps written down later by Moses, Aaron and Joshua, are understood by Muslims to refer not to the Torah but to revelations aside from the Torah. Some scholars have stated that they could possibly refer to the Book of the Wars of the Lord,[5] a lost text spoken of in the Old Testament or Tanakh in the Book of Numbers
.
Ebla tabletleri ile sümer tabletleri arasında bir ilişki var mı
YanıtlaSil