DİVANÜ LUGATİ'T-TÜRK'TE KADIN İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ
Dîvânu Lügâti't Türk'te "kısrak" maddesinin açıklandığı maddede, erkeklere kızlarla güreşmemeyi öğütleyen bir Karahanlı atasözünden bahsedilmektedir: "Kız birle küreşme, kısrak birle yarışma."
"Kız ile güreşme; çünkü güçlüdür, seni yere yıkar, alt eder. Kısrakla yarışma; çünkü kısrak, attan daha çeviktir ve yerinde duramaz, seni geçer."
Tarihte, Türk kızlarının çok iyi ata bindiği, çok sert yay çektiği, çok iyi güreştiği ve savaştığı bilinmektedir.
1. “Ersek erge tegmes ewek ewge tegmes.”
Azgın
kadın koca bulmaz, iven eve ermez. Koca bulmak için azgın kadınların
emeği çok kere boşa çıkar, bütün sebepler birleşemez. Bunun gibi acele
eden kimse de bir engele uğrayarak eli boş kalır. Bu sav aceleyi terk
etmek için söylenmiştir. (I,104)
2. “Umayka tapınsa ogul bolur.”
Birisi buna (Umay’a) hizmet ederse çocuk doğar. Kadınlar, sonu uğur sayarlar. (I,123)
3. “Emiklig uragut kösekçi bolur.”
Emzikli kadın yemeğe iştahlı olur, ona uygun gelen şey verilir. (I,153)
4. “Tünle bulıt örtense ewlük un keldürmişçe bolur. Tongda bulıt örtense ewge yagı kirmişçe bolur.”
Akşamleyin
bulut kızarırsa kadın, erkek çocuk doğurmuş gibi olur. Tanlayın bulut
kızarırsa eve düşman girmişe benzer. Türkler sabahleyin bulutun
kızarmasını uğur saymazlar. (I,251)
5. “Köp söğütke kuş konar; körklüg kişige söz kelir.”
Gür
söğüde kuş konar, güzele söz gelir. Bu sav “yıgaç uçunga yél tegir;
körklüg kişige söz kelir” şeklinde dahi söylenir; “ağacın ucuna yel
değer, güzele söz gelir” demektir. Bununla beraber güzel, kendini
korumalıdır.
6. “Kizdeki kiz yıpar”
Sandıktaki miske el sürülmez, saklı kalır. Bu sav kadınların ağızlarının güzel kokusunu miske benzetmek için söylenir. (I,327)
7. “Koş kılıç kınka sıgmas.”
Çifte kılıç kına sığmaz. Bu sav, bir iş için çarpışan, karşılaşan yahut bir kızı isteyen iki adam için söylenir. (I,359)
8. “Kılnu bilse kızıl kedher, yaranu bilse yaşıl kedher.”
Kendini
sevdirmeyi bilse kırmızı giyer, yaranmayı bilse yeşil giyer. Kadın
güzel görünmeyi, iyi geçinmeyi bilirse kırmızı ipekli kumaş giyer; naz
etmeyi, kırıtmayı bilirse yeşil giyer. Bu sav iyiliğe ermek için güzel
geçinmekle emrolunan kadına söylenir. (I,394)
“Kılnu
bilse kızıl kedher, yaranu bilse yaşıl kedher.” Nazlanmayı bilse kızıl
giyer, yaranmayı ve kırışmayı bilse kırmızı ipekli giyer; yaranmayı ve
gözeniliği bilse kırmızı ipek giyer. Bu renklerle erkek kadını daha iyi
tutar, demek istiyor. (III,21)
(Bu atasözü Divan’da iki kez karşımıza çıkıyor.)
9. “Kadaş témiş kaymaduk, kadhın témiş kaymış.”
Kardeş
demiş tınmamış, dönüp bakmamış, iltifat etmemiş; kayın demiş iltifat
etmiş. Bu sav hısımlar içinde kayınlara saygı ile emrolunduğu zaman
söylenir. (I,403)
10. “Xan ışı bolsa katun ışı kalır.”
Hanın işi, emri olunca Hatunun işi geri kalır. (I,410)
11. “Kız birle küreşme, kısrak birle yarışma.”
Kızla
güreşme, çünkü kızlar kuvvetli olur, seni alt eder; kısrakla yarışma,
kısrak attan daha çevik, daha sıçrayışlı olduğundan seni yener. Bu
Hakanlılardan bir kızın, gerdek gecesi Sultan Mesud’u ayağıyla dokunarak
yıktığı için Hakanlıların Sultan Mesud hakkında söyledikleri bir
savdır. (I,474)
12. “Yüzge körme erdhem tile.”
Yüze bakma, fazilet ara. Yüzün rengine, güzelliğine bakma, adamdan edep ve fazilet iste. (II,8)
“Yüzge körme erdem tile.” Yüzün güzelliğine, çirkinliğine bakma, adamdan edep ara.(III,143)
Bu sav Divan’da iki kez karşımıza çıkıyor.
13. “Yüfüşlüg kelin küdhegü yafaş bulur.”
Armağanlı gelin, güveyiyi
yumuşak huylu bulur. Gelin, akrabasının verdikleri armağanlarla
ağırlanmış olursa o, güveyiyi yumuşak huylu ve ağırbaşlı bulur; çünkü
güveyi onu zengin bulmuştur, bu yüzden ona saygı gösterir. (III,12)
14. “Ötlüğ yinçü yerde kalmas.”
Delinmiş
inci yerde bırakılmaz, onu bir alan olur. Bu sav, cariyelerin uzun
zaman kız oğlan kız kalarak duramayacaklarını, onları bir alan
bulunacağını bildirmek için söylenir. Oğuzlarla Kıpçaklar buna cincü
derler. ى harfini ج e çevirirler. (III,30)
15. “Anası tewlük yuwka yapar, oğlı tetik koşa kapar.”
Anası tülek, kurnaz,
yufkayı ince yapar; oğlu tetik, zeyrek, çift kapar. “Anası kurnazlıkla
çocuğunu aldatarak ekmeği ince yapar; çocuk da zeyrektir, yufkayı ikişer
kapar. Bu sav iki akıllının karşılaştığı zaman söylenir. (III,54)
16. “Yawlak tıllıg begden kerü yalngus.”
Kötü dilli kocadan yalnız dul daha iyidir. Karının dul olması, kendine söven bir kocası bulunmaktan daha iyidir. (III,133)
17. “Tağ tağka kavuşmas, kişi kişige kavuşur.”
Dağ dağa kavuşmaz, adam adama kavuşur. Bu sav uzun müddet sonra sevgilisini gören kimse için söylenir. (III,153)
18. “Künining küline tegü yagı.”
Kumanın külüne kadar düşman. Kuma kumaya düşmandır. Hatta birinin külü arkadaşının gözüne karşı savrulur. (III,237)
19. “Kizlençü kelinde.”
Gizli şey gelinde bulunur; çünkü o, iyi şeyleri kocasına saklar. (III,242)
20. “Kurtga büdhik bilmes, yérim tar tér.”
Kocakarı
oyun bilmez, yerim dar der. Bu sav, bir şey yapmak isteyen fakat o şeyi
yapması söylendiği zaman yapamayan ve yalancı sebeplerle işi
savsaklayan kişi için söylenir. (III,259)
21 “Atası anası açıg almıla yese oglı kızı tışı kamar.”
Babası,
anası ekşi elma yese oğlunun kızının dişi kamaşır. Bu sav, ananın,
babanın yaptığı bir fenalıktan çocuklarının yakalandığı, sorguya
çekildiği zaman söylenir. (III,272)
22. “Kalıng berse kız alır, kerek bolsa kız alır.”
Çeyiz
veren kız alır, gerekli olanı bahalı alır. Bir adam çeyiz verirse
gelini kız oğlan kız alır. Bir şey isteyen kimse o şey kendisine gerekli
ise onu yüksek para ile alacaktır.(III,372)
23. “Kangdaş kuma urur, igdiş örü tartar.”
Baba
bir olanlar birbirini çekemedikleri için çok dövüşürler. Ana bir
kardeşler aralarında sevgi olduğu için birbirine yardım ederler.
(III,382)DERLEME : YAVUZ TELLİOĞLU
çok saçma! erkek atlar kısraklardan daha çevik daha hızlı ve daha azgındır ve o zamanki Türk erkekleri kadınlara yenilecek kadar güçsüz çelimsiz ve sümsük mü yani
YanıtlaSil