Türklerde ve yerlilerde yas ve ölü gömme adetleri
Emel Esin : Eski Türklerde cenaze merasimine (yoğ) Çinlilerin “kubbeli otağ altındaki tabut” adını verdiklerini, çünkü Türk geleneğinde ölen kimsenin cesedinin, kubbeli otağ altına konarak otağın etrafında at koşturulduğunu belirtir. Otağın kapısına gelinince matem tutanlar yüzlerini ve kulaklarını bıçaklarlar. Matem işareti olarak saç kesilir, tütsü kullanılır, tütsülü matem meşalesi (yug yıpar) yakılırdı....
Volga Bulgarlarının defin töreni X. yy.’da İbn Fadlan tarafından kısaca anlatılmıştır. Buna göre, Bulgarlarda eski Şamanî defin törenleri olduğu gibi devam ettirilmekte idi. Ölünün çadırı kapısına gelirler, yüksek sesle ağlarlardı, köleleri kendilerini kamçı ile döve döve feryat ederlerdi.
Ölünün çadırına bayrak asarlardı. Ölü mezara bayraklı araba ile götürülür, silahları mezarının çevresine bırakılırdı. Yas tutma iki yıl devam ederdi. İki yıl sonra saçlarını keserler, bayrağı indirirlerdi. Bu törenden sonra dul kalan kadına evlenme izni verilirdi. Bayrak unsuru Kazaklarda aş törenlerinde ve ölü çıkan ailelerin çadırlarında da bulunmaktadır.
S. Buluç, saç kesmenin, ölüye sunulan bir nevi kurban addedilmiş olmasının muhtemel olduğu düşüncesindedir....
Heredot İskitlerin eni ile boyu dikdörtgen bir mezara mumyalanmış ölünün defnedildiğini ,ölünün yakınlarının başlarını kazıyıp, kollarını çizdiklerini,alınlarını burunlarını yırttıklarını belirtiyor.
Benzer ölü merasimi Orhun Kitabelerinde var ;Bilge Kağan Abidesinin güney cephesinde;Çinli Elçilerinde hazır bulunduğu Bilge Kağan babasının Ölüm töreninde,bütün halkın saçlarını traş ettiği ve kulaklarını yaraladığı yazılıdır . Aradan birkaç bin yıl geçse de ,farklı zaman ve mekanda da olsa, İskit Ölü merasimiyle Göktürklerin Ölü merasimi neredeyse tıpatıp örtüşmekte.
*SAÇ KESMEK, YEMEK VE İÇECEK SUNMAK
"KANSIZ KURBAN" DİYE DE GEÇER.
"KANSIZ KURBAN" DİYE DE GEÇER.
Yas adeti dünyada bilinen bütün kültürlerin genel ritüellerinden biridir. Büyük afetler, yenilgiler, ölümler sonucu insanlar davranışlarıyla, sözleriyle üzüntülerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu ritüellerin bazıları zaman içinde toplumda uyulması gereken bir kural haline gelebilir.
Türk kültüründe de Şamanizmin etkisiyle yas adetinde yıllar içinde insanların uyması gereken birçok inançların ortaya çıktığını görüyoruz. Bu adetler Sultanların hakimiyet alameti bile olmuştur. Sultan tahta çıktığında ölen babası için siyah giyer, atının kuyruğunu keser, saçı (ulufe) dağıtırdı. Eğer bu ritüeller yapılmazsa Sultanın hakimiyeti eksik kalırdı.
Baş açmak, elbiseyi ters giymek, kara ve gök elbise giyilmesi vs., gibi yas ritüelleri, gerek halk, gerekse de sultanlar tarafından İslamiyette pek uygun görülmese de devam ettirilmiştir. bu yas adetleri sanki bir İslami bir kuralmış gibi de kabul edilmiştir. Bundan dolayı bunun bazı İslami yansımaları da olmuştur. Bunun en büyük yansıması Kerbela matemidir....
Çin kaynaklarında anlaşıldığına göre; Hunlar, Gansu (Kansu) eyaletindeki Tsilen-şan (Tanrı) dağından ayrıldıktan sonra ağıt yakmışlardır. Bildiğimiz en eski ağıt örneği ise MÖ.119 yılında Hunların bir savaş sonucunda Ordos'un kuzeyindeki topraklarını kaybederek büyük çölün kuzeyine çekilmeleri üzerine söylenilmiştir.
Ayrıca Türkler'in en eski ağıtları içinde Alp Er Tunga'ya yakılan Kaşgarlı Mahmut tarafından sagu denilen ağıtı da zikretmemiz gerekiyor. Alp Er Tunga'ya yakılan ağıtlar ve yuğ töreni ile ilgili ilk bilgi kırıntılarını Bilge Kağan anıtında buluyoruz.....
Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki yas töenlerinin temellerinin Şamanizme dayandığını söylememiz mümkündür. Türkler ölen kişinin ruhunun insanlara zara vermemesi için "yoğ" törenleri düzenlerlerdi. Bu törenden sonra "ölü aşı" adı verilen yemeğe yalnız dirilere değil, bilhassa ölülere ikram edildiğine inanılırdı...
Dardanos, MÖ.3.yüzyıl lahit - Priştina Arkeoloji Müzesi
İslamda lanetlenmiş.
Roma döneminde ağıtçılar gözyaşlarını şişede toplar
ve ölü ile gömerdi,
Ne kadar çok gözyaşı şişesi o kadar çok mutlu.
Orta Asya Türk Bengütaş'ları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder