“Kulak
çınlaması, ind-i Bârî’de hüsn-i zikrin geçmekten olup (Cenab-ı Hak
nezdinde/Allah katında güzel bir şekilde anılmaktan dolayıdır), salât-ı
şerife getirmek lazımdır.” [Ebu’l-Faruk Süleyman Hilmi Tunahan k.s.]Bu
demektir ki; her ne kadar bazıları, özellikle de İbnu’l-Cevzî,
el-Mevzuat’ında (3, 76) mevzudur/uydurmadır dese de, "Birinizin kulağı
çınladığı zaman, bana salât getirsin; ‘beni hayırla ananı Allah (c.c.)
da (nezdindekiler/melekler yanında) hayırla ansın’ diye dua etsin”
mealindeki hadis sahihtir.
Eğer sahih olmamış olsaydı, son devir dersiâmlarından Nakşî yolu Müceddidîn silsilesinin 33’ncü ve son halkasını teşkil eden, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) verâset-i tammesine sahip mürşid-i kâmil ve mükemmil olan bir zat, hadis-i şerifin meali mahiyetindeki bu sözü nasıl söyleyecekti!Erzurumlu İbrahim Hakkı (k.s.) hazretleri de Marifetname’sinde ‘çınlama’dan değil de ‘seğrime’den söz ederek şöyle der:Kulak seğrir; sağ ve solda hoş haberdir. Boğaz da kulakla seğirirse; sağda mal, solda gamdır. [A.g.e, 44. Kısım, 8. Bölüm]
Eğer sahih olmamış olsaydı, son devir dersiâmlarından Nakşî yolu Müceddidîn silsilesinin 33’ncü ve son halkasını teşkil eden, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) verâset-i tammesine sahip mürşid-i kâmil ve mükemmil olan bir zat, hadis-i şerifin meali mahiyetindeki bu sözü nasıl söyleyecekti!Erzurumlu İbrahim Hakkı (k.s.) hazretleri de Marifetname’sinde ‘çınlama’dan değil de ‘seğrime’den söz ederek şöyle der:Kulak seğrir; sağ ve solda hoş haberdir. Boğaz da kulakla seğirirse; sağda mal, solda gamdır. [A.g.e, 44. Kısım, 8. Bölüm]
Anadolu’da bir inanışa göre her insanın bir ağacı vardır ve her kulak çınlayışında ağaçtan bir yaprak düşer, ömründen bir gün eksilirmiş, ağaçtaki yaprak bitince de ömrü bitermiş. Dünya kültürlerinde yaygın olan bir uygulama da yeni doğan her çocuk için bir ağaç dikmektir. Çocuk doğduğunda bir ağaç dikilir ve çocuğun ağaçla birlikte büyümesi umulur. Bu gelenek günümüzde de hala yaşatılan bir uygulamadır. İsviçre’de erkek çocuk için bir elma, kız çocuk içinse bir armut ağacı dikilir; böylece halk çocuğun ağaçla birlikte gelişeceğine ya da kuruyup öleceğine inanır41. Bazen de bir ağacın dalı kendiliğinden kırıldığında bir insanın ölmek üzere olduğu anlaşılırdı. Çocuğu olmayan aileler bazen dileklerinin gerçekleşmesi için ağaç dikerlerdi. Büyürse çocuklarının olacağını, kurursa olmayacağını düşünürlerdi. Bazen de rüyada görülen ağaç devrilmesi önemli birinin öleceğine işaret olurdu. Bütün bunlardan İnsanlar ve hayat ağacı arasında kader birliği kurulduğu anlaşılıyor .
Değerli kardeşimiz;
Temel hadis
kaynaklarımızda "yazılan ifadelerdeki gibi" bir sahih rivayet yer
almamaktadır. Bazı âlimlere göre, bu rivayetin uydurma olduğu
bildirilmiştir. (bk. İbnu’l-Cevzî, el-Mevzuat, III/76)Uzmanlar, endüstriyel gürültü, yangın alarmları, trafik gürültüsü ve yüksek sesle müzik dinleme gibi çevresel etkenlerin kulak çınlaması rahatsızlığının en sık rastlanan nedenleri arasında yer aldığını bildiriyor. Kulak çınlaması, çoğunlukla işitme sinirlerinin uçlarında meydana gelen hasarlardan dolayı gelişir. Bunun vereceği rahatsızlıktan kurtulmak için sinirlilik ve gerginlik en aza indirilmeli, stresi kontrol altına alınmalıdır.
İşte böyle bir ortamda olan kimsenin, Allah’ı ve Peygamberimizi (asm) hatırlaması onu rahatlatacak, sinir ve stres gibi gerginliklerden kurtaracaktır. Bu açıdan herhangi bir nedenle salatü selam getirmek güzel olur. Ancak tekrar ifade edelim ki, soruda geçen şekliyle sahih bir rivayet bulamadık.
Dinimizde, herhangi bir nesneyi, bir durumu, bir hâli, bir pozisyonu iyiliğe, güzelliğe yormağa izin verilmiş, fakat kötüye yormağa izin verilmemiştir. İslam dini nazar değmeyi kabul eder. Fakat her şeyi de nazar değdi diye bir fobi hâline getirmek doğru değildir.
Efendimizin kulak çınlamasına önem verdiğine dair bilgiler doğru değildir.
İslam’ın bu konudaki tavrı, insana hayatı zehir eden kuruntulardan kurtarmayı ve ona güzel şeyleri düşünmesine izin vererek hayatına neşe katmayı amaçlamıştır. Gerçekten olayları iyiye yorumlayan hayatından lezzet alır, kötüye yorumlayan hayatını zehir eder.
* * *
Kulak çınlamasının tıbbi bazı nedenleri vardır. Bunlar aşağıda izah edilmiştir. Dini yönden ise bir bağlantısını bulamadık. Fakat eskiden beri insanlar arasında cari olan bir inanış, belki bu konuya ışık olabilir. Şöyle ki;
Bir insanın kulağı çınladığı vakit, “birileri benden bahsediyor veya falanın kulağını çınlattık” gibi ifadeler kullanılmaktadır.
Gerçekte dışarıdan gelen bir sesli uyaran olmadan hastanın ses algılamasına "kulak çınlaması" (tinnitus) denir. Bu ses değişik tonlarda ve özelliklerde olabilir. Hastalar kimi zaman bir çınlama, kimi zaman uğultu, rüzgâr sesi veya bir makinenin çalışma sesi gibi tarif edebilirler. Bunların hepsine birden "tinnitus" adı verilir.
Tinnitusa neden olabilecek çok sayıda sebep vardır. Bunlar arasında "kulak kiri" (buşon) gibi basit sebepler olabileceği gibi iyi ya da kötü huylu tümörler gibi ciddi sebeplerde olabilir.
Kulak çınlaması daha çok ileri yaşlardaki kimselerde görülmesine rağmen, her yaşta görülebilir. En sık görülen sebepler olarak şunlar sayılabilir:
- İç kulağın yaşlanmasıBunların dışında; daha seyrek görülen sebepler çok uzun bir liste oluştururlar. Tinnitusun bir hastalık olmayıp, başka bir hastalığın belirtisi olduğu unutulmadan teşhis konulmaya çalışılmalıdır. Ancak tinnitusun gerçek sebebi çoğunlukla tesbit edilemediği için, tedavide hedef tinnitusun azaltılması olmaktadır. Kulak çınlamasının nedeni araştırılırken en sık uygulanan tetkikler şunlardır:
- Kulağa giden damarlarda daralma
- Hipertansiyon
- Gürültülü ortamlarda bulunma
- Orta kulak iltihapları
- Dış kulak rahatsızlıkları
- Kolesterol ve diğer yağların yüksek oluşu
- Psikolojik faktörler (depresyon, gerginlik)
- Kullanılan ilaçlar (aspirin,bazı antibiyotikler..)
- Odiometrik tetkikler (orta kulak ve iç kulak ölçümleri)Yapılan tetkikler sonucunda, eğer tinnitusa sebep olabilecek bir hastalık bulunursa, o hastalığın tedavisi yapılmaya çalışılır. Ancak mevcut hastalığın başarılı tedavisi bile tinnitusu ortadan kaldırmayabilir. Sebebi belli olsun olmasın tinnitusu azaltmak için en sık başvurulan yöntem ilaç tedavisidir. Bu amaçla; iç kulağa giden kan akımını arttırıcı ilaçlar kıllanılır.
- Tansiyon ölçülmesi
- Kan tahlilleri (kan şekeri, kolesterol, karaciğer, guatr tetkikleri)
- Radyolojik incelemeler (Normal grafiler, bilgisayarlı tomografi,manyetik resonans).
Tinnitus eğer hastanın günlük yaşamını etkileyecek kadar şiddetliyse, tinnitus masker denilen ve işitme cihazına benzer cihazlar faydalı olabilmektedir. Tinnitus nedeniyle uykuya dalmakta zorlanan hastalar için pratik bir yöntem olarak, yatmadan önce 15-20 dk süre ile walkman dinlemek olabilir. Bu tinnitusu geçici olarak kaldırabilir.
KULAĞIMIZ ÇINLADIĞINDA ;
HEP 'BİRİ BENİ ANDI' DERİZ YA ,
OKUYUN LÜTFEN ,
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Birinizin kulağı çınladığında beni ansın ve
bana salavat getirsin
ve ‘zekerallahü men zekerani bi-hayrin’ desin”
Resulullah, “Muhammedün Resulullah
sallallahü aleyhi ve selem” ve bunun benzeri
salava-ı şerife okumak ile zikredilir, anılır.
Mü’minin kulağı çınladığı esnada Resulullah
(s.a.v.) onu
Cenab’ı Hak katında anmış, ona dua etmiştir.
Mü’minin ruhu bunu duyduğu zaman kulağı
çınlar.
Bunun için salavat’ı şerife okuması tavsiye
buyurulmuştur.
Nitekim ayak uyuşup karıncalandığın da da
salavat getirmek tavsiye edilmiştir.
paylaşarak dostlarınızın öğrenmesine de
vesile olun.
kaynakbk. İbnu’l-Cevzî, el-Mevzuat, 3/76
.
Alimler Kulak Çınlamasını uzun tecrübeler neticesinde gün ve gecesine göre hükümlere ayırmışlar, hayır ve şer-den neye delâlet ettiğini beyan etmişler ve bildirmişlerdir.
Her ne zaman olursa olsun kulağı çınlayan kişi derhal;
(Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ve selleme. Allahümme innî es'elüke küllelhayri ve eûzû bike min küllişşerri.)
Demek lâzımdır demişler.
Pazar günü: Kulağı çınlayan kimse büyüklerden faide görür.
Pazar gecesi: Kulak çınlaması büyük bir sevince, büyük bir sürura, delâlet eder.
Pazartesi günü: Kulağı çınlayan kimse yolculuğa gider ve az-çok eline mal geçer.
Pazartesi gecesi: Kulak çınlar ise,keder, ağrı, sızı ve meşakkate işarettir.
Salı günü: Zarar ve ziyan görmeye, elinden malın gitmesine, renç yani ağrı ve sızıya işarettir.
Salı gecesi: Sahibi olan zâtın ümidine nâil olacağına, işarettir ve çok iyidir.
Çarşamba günü: Fâide ve kâr hasıl olmasına, hasmına galip gelmeye, arzu ettiği şeye vâsıl olmasına, hısım ve akrabadan veyahut büyüklerden yardım ve muavenet görmeye delâlet eder.
Çarşamba gecesi: kulağı çınlayan kimse bir sebeple pek ziyade kederli, pek çok üzüntülü olur, hiç iyiliğe delâlet etmez.
Perşembe günü: Ana ve babasından, hısım ve akrabasından, büyüklerden velhâsıl ümid etmediği ve hesaba katmadığı veyahut hiç ümid etmediği yerden fâide görür, sevinir ve mesrur olur.
Perşembe gecesi: Kavga ve nizâa, can sıkılacak şeylere, zarar ve ziyana ve müşkilâta delâlet eder.
Cuma günü kulağı çınlayan kimseye bir zarar ve ziyan hâsıl olur, üzülecek ve müteessir olacak bir haber alır yahut keder ve endişe verecek bir hâl vâki olur.
Cuma gecesi: Kulak çınlaması çok iyidir. Ümit ve maksadı hâsıl olur. Gam ve kederi varsa gider, eline mal geçer mesrur olmaya sebeb olacak haber alır, sevinir ve mutlu olur.
Cumartesi günü: Kulağı çınlayan kimsenin ümid etmediği yerden eline mal ve para geçer iyi haber alır, kâr ve kisbi artar, velhasıl her ne suretle olursa olsun sevinç ve mesrûr olmaya delâlet eder.
Cumartesi gecesi: Kulağı çınlayan kimsenin elinden mal çıkar, zarar ve hasara uğrar ümid ettiği şeyden mahrum kalır.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)
buyurdular: “Birinizin kulağı çınladığında beni ansın ve bana salavât
getirsin ve 'zekerallâhü men zekeranî bi-hayrin' desin”Resûlullâh,
“Muhammedün Resûlullâh sallalâhü aleyhi ve sellem” ve bunun benzeri
salavat-ı şerife okumak ile zikredilir, anılır.Mü'minin kulağı çınladığı
esnada Resûlullah (s.a.v.) onu Cenâb-ı Hak katında anmış, ona duâ
etmiştir. Mü’minin ruhu bunu duyduğu zaman kulağı çınlar. Bunun için
salavât-ı şerîfe okuması tavsiye buyurulmuştur.Nitekim ayak uyuşup
karıncalandığında da salavât getirmek tavsiye edilmiştir. MÜSLÜMANLAR MUHASARA ALTINDAMuhammed
Mustafa'ya (s.a.v.) peygamberlik verildiğinin yedinci senesinde,
Mekke-i Mükerreme'deki müşrikler, müslümanların günden güne artıp kuvvet
bulduklarını görünce onlara eziyetlerini bir kat daha
artırmışlardı.Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mensup olduğu Benî
Hâşim'in ihtiyaç içinde yaşamaları için kendileriyle her türlü
alışverişi ve münâsebeti kesmişler hattâ bu hususta bir ahitname de
yazıp Kâbe-i Muazzama'nın duvarına asmışlardı. Artık Peygamberimizin
kabilesi Benî Hâşim'den olanlar, -gerek müslüman olsunlar ve gerek
olmasınlar- Ebû Talib’in mahallesinde mahsûr (çevreleri kuşatılmış) bir
vaziyette kalmış, son derece sıkıntıya uğramışlardı. Diğer müslümanlar
da gelip bu mahallede toplanmışlardı.Bu muhasara üç yıl devam etmiş
nihayet bu ahitnamenin evvelindeki Bismik'allâhümme (isminle ya Allah)
ibaresinden başka bütün yazılarını güvelerin yemiş olduğunu Peygamber
Efendimiz bir mucize olarak haber verdi. Gidip baktılar, bu hakîkati
anlayınca müşrikler biraz utandılar, Hâşimîler aleyhindeki ittifakları
bozdular, Benî Hâşim de kurtulup biraz nefes aldı.
Kulak Çınlaması Günlerine Göre Anlamları:
Kulak Çınlaması Günlerine Göre Anlamları:
Cuma
gecesi: Kulak çınlaması çok iyidir. Ümit ve maksadı hâsıl olur. Gam ve
kederi varsa gider, eline mal geçer mesrur olmaya sebeb olacak haber
alır, sevinir ve mutlu olur.
Alimler Kulak Çınlamasını uzun tecrübeler neticesinde gün ve gecesine göre hükümlere ayırmışlar, hayır ve şer-den neye delâlet ettiğini beyan etmişler ve bildirmişlerdir. Her ne zaman olursa olsun kulağı çınlayan kişi derhal; (Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ve selleme. Allahümme innî es'elüke küllelhayri ve eûzû bike min küllişşerri.) Demek lâzımdır demişler. Pazar günü: Kulağı çınlayan kimse büyüklerden faide görür. Pazar gecesi: Kulak çınlaması büyük bir sevince, büyük bir sürura, delâlet eder. Pazartesi günü: Kulağı çınlayan kimse yolculuğa gider ve az-çok eline mal geçer. Pazartesi gecesi: Kulak çınlar ise,keder, ağrı, sızı ve meşakkate işarettir. Salı günü: Zarar ve ziyan görmeye, elinden malın gitmesine, renç yani ağrı ve sızıya işarettir. Salı gecesi: Sahibi olan zâtın ümidine nâil olacağına, işarettir ve çok iyidir. Çarşamba günü: Fâide ve kâr hasıl olmasına, hasmına galip gelmeye, arzu ettiği şeye vâsıl olmasına, hısım ve akrabadan veyahut büyüklerden yardım ve muavenet görmeye delâlet eder. Çarşamba gecesi: kulağı çınlayan kimse bir sebeple pek ziyade kederli, pek çok üzüntülü olur, hiç iyiliğe delâlet etmez. Perşembe günü: Ana ve babasından, hısım ve akrabasından, büyüklerden velhâsıl ümid etmediği ve hesaba katmadığı veyahut hiç ümid etmediği yerden fâide görür, sevinir ve mesrur olur. Perşembe gecesi: Kavga ve nizâa, can sıkılacak şeylere, zarar ve ziyana ve müşkilâta delâlet eder. Cuma günü kulağı çınlayan kimseye bir zarar ve ziyan hâsıl olur, üzülecek ve müteessir olacak bir haber alır yahut keder ve endişe verecek bir hâl vâki olur. Cuma gecesi: Kulak çınlaması çok iyidir. Ümit ve maksadı hâsıl olur. Gam ve kederi varsa gider, eline mal geçer mesrur olmaya sebeb olacak haber alır, sevinir ve mutlu olur. Cumartesi günü: Kulağı çınlayan kimsenin ümid etmediği yerden eline mal ve para geçer iyi haber alır, kâr ve kisbi artar, velhasıl her ne suretle olursa olsun sevinç ve mesrûr olmaya delâlet eder. Cumartesi gecesi: Kulağı çınlayan kimsenin elinden mal çıkar, zarar ve hasara uğrar ümid ettiği şeyden mahrum kalır.
Nitekim ayak uyuşup karıncalandığında da salavat getirmek tavsiye edilmiştirAlimler Kulak Çınlamasını uzun tecrübeler neticesinde gün ve gecesine göre hükümlere ayırmışlar, hayır ve şer-den neye delâlet ettiğini beyan etmişler ve bildirmişlerdir. Her ne zaman olursa olsun kulağı çınlayan kişi derhal; (Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ve selleme. Allahümme innî es'elüke küllelhayri ve eûzû bike min küllişşerri.) Demek lâzımdır demişler. Pazar günü: Kulağı çınlayan kimse büyüklerden faide görür. Pazar gecesi: Kulak çınlaması büyük bir sevince, büyük bir sürura, delâlet eder. Pazartesi günü: Kulağı çınlayan kimse yolculuğa gider ve az-çok eline mal geçer. Pazartesi gecesi: Kulak çınlar ise,keder, ağrı, sızı ve meşakkate işarettir. Salı günü: Zarar ve ziyan görmeye, elinden malın gitmesine, renç yani ağrı ve sızıya işarettir. Salı gecesi: Sahibi olan zâtın ümidine nâil olacağına, işarettir ve çok iyidir. Çarşamba günü: Fâide ve kâr hasıl olmasına, hasmına galip gelmeye, arzu ettiği şeye vâsıl olmasına, hısım ve akrabadan veyahut büyüklerden yardım ve muavenet görmeye delâlet eder. Çarşamba gecesi: kulağı çınlayan kimse bir sebeple pek ziyade kederli, pek çok üzüntülü olur, hiç iyiliğe delâlet etmez. Perşembe günü: Ana ve babasından, hısım ve akrabasından, büyüklerden velhâsıl ümid etmediği ve hesaba katmadığı veyahut hiç ümid etmediği yerden fâide görür, sevinir ve mesrur olur. Perşembe gecesi: Kavga ve nizâa, can sıkılacak şeylere, zarar ve ziyana ve müşkilâta delâlet eder. Cuma günü kulağı çınlayan kimseye bir zarar ve ziyan hâsıl olur, üzülecek ve müteessir olacak bir haber alır yahut keder ve endişe verecek bir hâl vâki olur. Cuma gecesi: Kulak çınlaması çok iyidir. Ümit ve maksadı hâsıl olur. Gam ve kederi varsa gider, eline mal geçer mesrur olmaya sebeb olacak haber alır, sevinir ve mutlu olur. Cumartesi günü: Kulağı çınlayan kimsenin ümid etmediği yerden eline mal ve para geçer iyi haber alır, kâr ve kisbi artar, velhasıl her ne suretle olursa olsun sevinç ve mesrûr olmaya delâlet eder. Cumartesi gecesi: Kulağı çınlayan kimsenin elinden mal çıkar, zarar ve hasara uğrar ümid ettiği şeyden mahrum kalır.
bu konuda sahih bir hadisin olmadığı aşikarken bunca alim etiketli kişi ne kadarda boş işlerle uğraşmışlar,herhalde o günlerin insanları selavat bile getirmez olmuşlarki alimler her sebebi kullanarak selavatı yerleştirmeyi ve yaygınlaştırya uğraşmışlar,buda bir sebeb olmuş,
YanıtlaSilBu kulak çınlaması ile ilgili hadis uydurma hadistir insanları bunun sahih olmadığı halde yapılmasında bir sakınca yoktur denmesi hatadır peygamber s.a.v şöyle buyuruyor, "Hiç şüphesiz en doğru söz Allah’ın sözüdür. En hayırlı yol ise Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem-‘ın yoludur. En kötü Ameller işler sonradan uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine sokulan her amel bid’at, her bid’at sapıklık ve her sapıklık da ateştedir."M(ve yukarıdaki yazıdan dolayı bu işte sizde ortak gorunuyorsunuz.
YanıtlaSil