25 Haziran 2015 Perşembe

Namaz ,Yoga ,Meditasyon

The Islamic prayer (Salah /Namaz) and yoga togetherness in mental health

Namaz yapmak Yoga gibi rahatlatır .






































TEFEKKÜR - MEDİTASYON

Pek çok insan Yoga'yı rahat meditasyon yapmasına yardımcı olması için yatıştırıcı direktiflerle yapar. Bir kişi yumuşak bir ses tonuyla ona nasıl nefes alınacağını, neyin hayal edileceğini ve ne hissedileceğini anlatır. Benzer şekilde, Kurân'ın okunması kişiye kılavuzluk eder. Şu var ki o size Namaz boyunca kılavuzluk yapmakla kalmaz, tüm yaşamınız boyunca yapar. Pek çokları meditasyonu onlara huzur verdiği ve günlük aktivitelerini kolaylaştırdığı için Aydınlanma kaynağı olarak tanımlandırır. Namaz tam da bu amacı gerçekleştirmektedir. Kılavuzluk etme ve huzur İslam'ın temel değerleridir; Namaz'ın günde 5 kez kılınması gerekmektedir. İslam'ın mistik yüzü olan Sufizm'in tefekkürü (İslami meditasyonu) odak noktası yapması için oluşturulması kayda değerdir.

Bunlar Namaz'la ilgili olan bazı yararlardır. Namazın diğer özellikleri ve Kurân okunmasının faydaları için psikoloji, sosyoloji, nörobilim ve daha da fazlasının görüşüne ihtiyaç vardır.

Şu halde, müslümanların 1,400 yıldan fazladır Yoga yaptığını söylersek doğru söylemiş oluruz. O halde, bir dahaki sefere eğer biri size Yoga yapıp yapmadığınızı sorarsa "EVET, EVET, EVET" deyin!

KIYAM- NAMASTE:

Kıyam ve Namaste esnasında, her iki ayağa da eşit dağılım vardır. Bu, sinir sistemini gevşetir ve bedeni dengeler. Beden pozitif enerjiyle yüklenir. Bu hareket sırtı dikleştirir ve vücudun pozisyonunu geliştirir. Bu pozisyonda Kurân'dan bir ayet (Fatiha sûresi) söylenir: ‘Bizi Hakikate erdiren yola hidayet et.’ Bazıları, bunun manasının vücudumuzdaki enerji merkezlerinin (çakraların) ayarlanması olarak yorumlamıştır. Kurân'dan daha başka ayetler de okundukça uzun sesli ā, ī, ve ū'nun ses titreşimleri kalbi, tiroiti, beyin epifizini, hipofiz bezini, böbreküstü bezlerini, ciğerleri temizleyerek ve canlandırarak uyarır.


 
RUKÜ - ARDHA UTTANASANA

Rukü ve Ardha Uttanasana bel, ön gövde, uyluklar ve baldırları esnetir. Kan üst gövdeye pompalanır. Bu hareket midenin, karnın ve böbreklerin kaslarını yumuşatır.



SON OTURUŞ - VARJASANA

Son Oturuş hareketi ve Varjasana ciğerleri toksinlerden arındırmaya yardımcı olur ve kalın bağırsağın bağırsak hareketlerini uyarır. Bu hareket, midenin içindekilerin aşağıya doğru inmesini zorlayarak sindirime yardımcı olur. Varisleri, eklem ağrılarını iyileştirmeye yardım eder; elastikiyeti arttırır ve leğen kemiği (pelvis) kaslarını güçlendirir.



  SECDE - BALASANA
Secde, Namazdaki en önemli harekettir. Bu hareket beynin frontal korteksini uyarır. Kalbin beyinden daha yüksek bir pozisyonda olmasını sağlar; bu da kan akışını bedenin üst bölgelerine doğru, bilhassa baş ve ciğerlere doğru arttırır. Bu hareket zihinsel toksinlerin de temizlenmesine olanak sağlar. Bu pozisyon, mide kaslarının gelişmesine olanak tanır ve orta bölümdeki sarkıklığı önler. Hamile kadınlarda ceninin düzgün pozisyonda kalmasını sağlar, kan basıncını düşürür, eklemlerin esnekliğini arttırır ve stresi, endişeyi, baş dönmesini, yorgunluğu ortadan kaldırır.


Rabbinik Yahudilik’te namaz vakitleri ve rekât

Biz Musa ile kardeşine şöyle vahyettik: "Kavminiz için Mısır'da birtakım evler hazırlayın ve evlerinizi kıbleye karşı yapın ve namazı kılın ve müminlere müjde verin." 

Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.
84- Biz azûmüşşan, daha önceleri bu İsrailoğulları'ndan şöylece mîsaklarını almış idik:
1- Allah'dan başka ma'bud tanımıyacak ve ondan başkasına ibadet ve kulluk etmiyeceksiniz.
2- Ebeveyne, yani babaya ve anaya ihsan eyliyecek, her yönüyle iyilik ve güzellik gösterecek, hoşça davranacaksınız.
3- Aynı şekilde kim olursa olsun kendilerine yakınlık sahibi olduğunuz akrabalara,
4- Babaları ölmüş, yetim kalmış çocuklara,
5- Maişetlerini kazanamayan, ellerinde avuçlarında bir geçim vasıtası bulunmayan yoksullara dahi ihsan edeceksiniz.
6- Diğer insanlara da güzel söz söyleyiniz.
7- ve namazı ikame ediniz, iyice kılınız.
8- Zekatı da veriniz.

 

Namaz ve Surya Namaskar











Sanskritçe tarihi mö 5.yüz yıla dayanan hint dilidir.Tarihçiler Hindistan,Hazar Denizi ve Ortadoğu üzerinde geçmişte bu dilin büyük etkisi olduğunu savunmakla birlikte fars dilini yoğun şekilde etkilemiştir.Araştırmalarımda Kuran’da sanskritçe’den fars diline oradan Arapçaya geçmiş kelimeler buldum ve daha önce ilgili yazılar paylaştım küçük bir hatırlatma yapacak olursak Toplumların dil konusunda birbirini etkileşim içerisinde olması kadar doğal bir şey yok inanışlara da bakarsanız birçok ortak özelliğin olduğunu görürsünüz ve farklı sonuçlara varabilirsiniz?

Yoga İslâm kültüründe olmayan ve aslı Hindistan'a dayanan bir akımdır. Yoga yapılırken çeşitli düşünceler ve hareketlerle beden ve ruh rahatlatılmaya çalışılır. Eğer bu yapılan hareketler ve söylenen sözler İslâmiyet'e ve İslâmi ruha aykırı ise, bunu yapmak caiz değildir.
Diğer bir husus ise, insanlar bunu bedensel ve ruhsal yönden rahatlamak için yapıyorlarsa, bunun yerine İslâmiyet'in emrettiği ibadetleri yapmak daha iyidir. Çünkü yapılan ibadetler (namaz, oruç, vs.) hem insanın ruhunu rahatlatır hem de insanın bedeni yönden sıhhat bulmasını sağlar. Ayrıca bu ibadetleri yapmakla kendi dininin emirlerini yerine getirmenin verdiği bir huzur hali yaşanır. İbadet yerine yapılan sun'i hareketler ibadetin yerini tutamaz. Namaz ve oruç gibi ibadetlerin madden ve manen insana verdiği faydalar ilmen dahi isbat edilmiştir. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de “Kalpler yalnız Allahı zikretmekle mutmain olur.” buyurmuştur.
Bu konuyla ilgili bir araştırma...
Yoga, reiki, meditasyon ne kadar masum?
Şehir hayatı, beraberinde dayanılmaz koşuşturmacalar, yorgunluklar, stresler, çatışmalar, çekişmeler getiriyor.
Yorulan bedenler ve zihinler ertesi güne dinç kalkabilmek için yeni dinlenme ve huzur bulma yolları arıyor. Sürekli bir şeyler yetiştirme telaşı, konsantre olmakta güçlük çekme, dinlenmek için zaman bulamama, çabuk sinirlenme, kendini mutsuz hissetme şehir insanının artık kronik sorunlarından. Yapılan yürüyüşler, koşular ya da gidilen spor salonları fiziksel rahatsızlıkları kısmen bertaraf ediyor. Ama ruhen ferahlamak o kadar kolay olmuyor. Birçok insan huzur bulmak, hayatlarına düzen vermek ve kişisel becerilerini geliştirmek için birçok etkinliğin yanı sıra yogaya da yöneliyor. Yoga diyeti, reiki, zen felsefesi, meditasyon derken bu tarz Uzak Doğu inanışları farklı bir şekilde ön plana çıkıyor.
“İntiharın eşiğinden yogayla döndü”, “Yoga boy uzatır, yağları yakar”, “Bedeni ve zihni eğitiyor”, “Depresyona birebir!”, “Yoga ile saf arzuyu bul”, “Yoga yapan çocuklar daha rahat uyuyor”, “İşte bilgeliğe giden dört yol” gibi başlıklar, konuyla ilgili özendirmelerden sadece birkaçı. Zihinlerindeki sorulara cevap arayan insanların ruhlarındaki boşluğu gidermek için yoga, meditasyon, feng shui, zen felsefesi gibi şeyler alternatif olarak gösteriliyor. Bu tür uygulamalara sağlıklı yaşam, doğru beslenme, sevgi, mutluluk, pozitif düşünme, evrenle uyum, vücut enerjisini doğru kullanma gibi kavramlarla başlanıyor. Ama günah-sevap, dünya-ahiret, cennet-cehennem, Yaratıcı-kul kavramlarının içi yeni öğretilerle bir anda boşaltılıyor.
Modern yaşamın bir parçası gibi gösterilen ve yapılan uygulamalarla bunu anlatan pek çok şey insanların zihinlerinde iz bırakıyor. Yoga, reiki, meditasyon, Zen felsefesi vb. değişik şekillerde özellikle kadın dergilerinde karşımıza çıkıyor. Birçok televizyon dizisinde de bu tür ögeler özendirici bir şekilde yer alıyor. Yogaya ve onun gibi benzerlerine katılan insanlardan sadece spor yapmalarının ötesinde bazı öğretileri de yerine getirmesi isteniyor.
Yoga uzmanları, öğretiler olmadan yapılan yoganın jimnastik veya aerobik olacağını ifade ediyor. Onlara göre yoga; üç temel varlığımız olan fizik, zihin ve ruh planlarımızın mükemmel şekilde ahengini temin eder. Meditasyon ise, ‘mutluluğun yegane yolu’ olarak telkin ediliyor. Kişisel gelişimle ilgili eserlerde yer alan, hayatı ve benliği anlamlandıran temel kavramlara, Budist, Maniheist, Brahmanist, Taoist bakış açısıyla anlamlar yükleniyor. Yoga yapacak kişinin, bir köşeye oturup rahatlamak için tekrar tekrar yinelediği çoğu büyüsel içerikli söz yada sözcüklere (genellikle “aum/om”) “mantra” deniyor. İnsanlar garip bir şekilde, Hindu, Brahman, Budist, Taoist, Şintoist âlemin kainatta neye karşılık geldiği, kimden ne istendiği belli olmayan “mantra”larını söyleyerek şifa, afiyet ummaya çalışıyor.
Meditasyonla ne amaçlanıyor?
Liderliğini Maharishi Mahesh Yogi’nin yaptığı Transandantal Meditasyon (TM) hareketi de yoga gibi giderek yayılıyor. Onlar da aynı söylemi kullanıyor ve herhangi bir dini amaçlarının olmadığını söylüyorlar. Amaç olarak yine sağlıklı beslenme, enerjiyi dengeleme, huzur ve sükunet konuları öne çıkarılıyor. Mürit adaylarına “kendi inançlarınızı, dininizi değiştirmenize gerek yok” deniyor, ancak, her gün sabah kahvaltısından ve akşam yemeğinden önce olmak üzere iki defa büyük üstad Maharishi’nin resmine bakarak meditasyon yapmanız, transa geçmeniz gerekiyor. TM’nin, Türkiye’de 20.000 kayıtlı üyesi bulunan beş derneği bulunuyor. Kamuoyunun çok iyi bildiği isimlerin sürekli tavsiye ettiği TM, her geçen gün daha çok insana ulaşıyor. Onlara göre TM, bir din değil. İlahiyatçılara göre ise transandantal meditasyon, Budist “aydınlanma”yı elde etmek için Hindu “Raja Yoga” üzerine temellenen bir din hüviyetinde.
Bütün bu Hint kökenli kültlerin hepsinde reenkarnasyon düşüncesi bulunuyor. Çünkü bu, dinlerin temel inancını oluşturuyor. İlahiyatçı-yazar M. Enes Ergene, yoga ve meditasyon söylemleriyle Türkiye’de faaliyette bulunan grupların yoga ve meditasyonu bir nevi spor olarak lanse ettiklerini; ancak gerçekte yoga felsefesinin sosyo-psikolojik açıdan bir dini inanç biçimi olduğunu söylüyor. Tüm dünyada mistisizme ve metafiziğe ciddi bir yönelme olduğunu söyleyen Ergene, “Yoga ve meditasyonda dini sayılabilecek bir dizi rabıta ve trans biçimi, tören, sembol ve ritüeller var. Zaten Amerika’da kendilerini yeni ve kozmik bir dinin üyeleri olarak tanıtıyorlar. Ama Müslüman bir ülkede bunu din gibi tebliğ etmeyi stratejik bulmadıkları için bir nevi spor gibi takdim ediyorlar. Hepsi köken olarak, dünya görüşü olarak ve birer felsefe olarak Uzakdoğu dinleriyle ve özellikle de Budizm’le yakından ilgili.” diyor.
Spor görünümlü felsefeler
New age hareketlerde büyü ve sihir çok büyük bir yer kaplamaktadır. Uzak Doğu dinlerinin tüm büyü ritüelleri, Şamanizm gibi büyü temelli batıl inanışları ve tarih boyunca süregelmiş her türlü o kült inanış bu batıl dinle tekrar dünya gündemine getirilmiştir.
Falcılık, tarot kartları, ruhlarla bağlantı kurarak gelecekten bilgi alma aldatmacası, medyumluk ve kehanette bulunma gibi batıl inanışlar new age kültürünün önemli bir bölümünü oluşturuyor. Zaten Guru ismini verdikleri yoga uzmanları da genelde ruhlarla bağlantı kurdukları, medyumluk yaptıkları, tarot kartları ile geleceği söyleyebilecekleri gibi iddialara başvurarak insanları etkilemeye çalışıyorlar. Oysa gaybı da ve müşahade edilebileni de sadece Allah bilir. (Neml Suresi, 65; Cin Suresi, 26-27).
Onlara göre her insan özünde “ilahlık” enerjisi taşıdığı için, belli bir seviyeye geldiğinde “doğru - yanlış”, “günah - sevap” diye bir şey kalmamaktadır. Onlara göre insanın yaptığı her şey doğrudur.
Psikiyatrist Mustafa Merter: İnsan ruhuyla oynanmaz!
“Avrupa’daki uzun hayatım boyunca, yoğun bir şekilde meditasyon uyguladım. Türkiye’ye gelip İslâm’la müşerref olduktan sonra, gitgide meditatif aktivitelerim ikinci plana düştü. Meditasyonu ben, psikoterapide bazı yardımcı metotlara ek olarak telakki ediyorum. Meditasyonu eğer bir dinsel uygulama gibi algılarsak bir süre sonra, zehir haline dönüşebilir. Çünkü meditasyon esnasında değişik bir bilinç boyutuna giriyor ve çıkıyor insan. Bir bağımlılık oluşabiliyor. Oradan bu boyuta geldikleri zaman, bir boşluk hissediyorlar. Dünyadan zevk alan, o hazları hissedemez hale dönüşüyor. Tekrar öbür tarafa dönmek istiyor. Fakat öbür taraftaki hali bulamadığı için, iki cami arasında bînamaz oluyor. Bu gidip gelmelerin sonunda insan, çok ağır depresyona girebiliyor.
- Nasıl tezahür ediyor?
Senelerce beraber olduğumuz bir arkadaşım, gül gibi bir karısı, güzel çocukları var. Psikiyatristlerin tanımını koyamadıkları bir depresyon yaşıyor. Yetmişli yıllarda Budist mabetlerinde kalıp, uzun süre meditasyon yapan bir çocuk. Ne bu dünyadan zevk alabiliyor, ne öbür tarafa gidebilir halde. Sokaklarda ruh gibi dolaşıyor. Ve o münferit bir vaka değildir. Geçen bir olay aktarıldı: Birisi, Azerbaycan’dan gelen bir şifacıya gidiyor. Kendinde bir rahatlama hissediyor. Ve yakınlarını da oraya gitmeleri için teşvik ediyor. Yakınlarından bir tanesi, “Bana vahiy geliyor.” demeye başlıyor. Eşi de paranoid bir krize giriyor. O aile parçalanmak üzere. İnsan ruhuyla oynanmaz. "Kendin pişir, kendin ye" maneviyatı olmaz. İnsanın bu dünyada bir haz kredisi var. Eğer bu haz kredisi aşılırsa, artık hiç haz alamaz hale geliyoruz.
- Bu enerji alıp vermelere ne diyorsunuz?
İşin içinde enaniyet var. İşin Rahmani boyutu bitmiş. Büyük bir ego şişmesi oluyor. Bu insanlar yalnız şifada kalmıyorlar, ondan sonra “Ben Hz. Mevlana’yım, reenkarnasyonum. Ben peygamberim, ben Allah’ım” diyenler var. New age grupların temel öğesi, insanların ‘ben yaptım’ duygusunu yaşamalarıdır. Kulluk bilinci yoktur.
(Zaman.1.8.2004, Nuriye AAKMAN röportajı)
Yoga din değilse ne?
Yoga bugünkü Hint dillerine temellik yapan Sanskritçede ‘boyunduruk’ etme anlamındaki ‘yug’ kelimesinden türemiş ve bedenin, duyguların ve zihnin tam kontrolü anlamına geliyor. Bu, bir taraftan vücudun, zihnin ve ruhun uyumu ve bütünleşmesi, diğer taraftan da kişisel ruhun “Evrensel Ruh”la(!) birleşmesi demek. N. V. Raghuram’ın Türkiye’deki yogacıların sitesinde yayınlanan makalesinde “Yoga yaparsam Hindu olur muyum?” sorusu sorularak cevap olarak, “Yoga din değildir.” deniyor; ama bakın devamında “din” nasıl bir müessese olarak görülüyor:
“Yoga’nın bir dine ait olduğunu düşünmek, büyükbabanın yeni doğmuş torununa benzediğini söylemek gibidir. Din çoğu zaman bizi sınırlarken, yoga bizi genişletir. Bizi köle haline getirmekten ya da dünyanın içinde boğulmaktan, ya da ben-merkezci olmaktan korur. Yaşam yolunda, kişi içsel tanrısal yönünü tezahür ederek büyüyebilir.”
Yine aynı makalede, “Yoga ile âşina olmayanlarımız onu genellikle Hindu dininin bir uzantısı olarak görür ve bilmeden pagan bir ritüelin bir parçası olmaktan çekindiği için yogadan uzak durur. Ancak, Yoga bir din değildir! Çünkü yoga, bilinen tüm dinlerden daha önce başlamış bir felsefedir!” deniyor.
Türkiye’ye sık sık gelen tanınmış gurulardan Shri Mataji’nin çalışmaları durumu en iyi şekilde özetliyor: Harbiye Askerî Müzesi’nin fuar salonunda düzenlenen yoga ayini sırasında katılımcıların Shri Mataji’ye taptıkları için ayaklarını bile öptükleri, ayaklarını yıkadığı suyu içtikleri medyaya yansımıştı. (Milliyet, 23.04.2002) Shri Mataji’nin büyük bir fotoğrafı ile tütsü, Hint müziği ve mumlar, Sahaja yoganın öğretildiği mekanlardan eksik edilmiyor. Eğitime katılanlara önce “aydınlama meditasyonu” yapılıyor, yani herkesin omuriliğinde olduğu varsayılan ‘kundalini enerjisi’ başın üzerine yükseltilip bağlanıyor! Ondan içlerindeki ‘saf çocuğu’ uyandırması isteniyor. Ancak, tüm bunlar, yapılırken Shri Mataji’nin fotoğrafının önünde mum yakarak ona doğru dönük olmak, onunla kalben transa geçmek şart! (06,12,2004, Sabah)
Medya yönlendiriyor
Birçok kadın dergisi ve gazete, yoga ve benzeri akımları manken görüntüleri eşliğinde sayfalarına taşıyarak gündemde tutuyor. Ancak, bu tarz programlarda miskinliği bir yaşam tarzı olarak benimsemiş malum Hind fakirlerinin imajı yansıtılmıyor. Bu özendirmeler sayesinde artık kolejler, ilköğretim okulları, devlet daireleri, hatta bazı özel ana sınıflarında dahi çocuklara Hindli yogiler eşliğinde yoga yaptırılıyor.
Yoga, meditasyon, şifacılık, biyoenerji tedavileri, transandantal meditasyon gibi uygulamalar bu tarz inanışlarda büyük bir yer tutuyor. Astroloji, tarot kartları, falcılık, medyumluk bu kültürün önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Sonu Budizm’e varıyor
Budizm putperest bir anlayış üzerine kurulmuş, çok tanrılı bir dindir. Bu anlayışla yetişen Budist rahipler tüm hayatlarını Buda’ya ibadetle geçirirler. Budizm, tevhidi kabul etmeyen, sadece insanın bazı ahlaki yönlerden gelişimini ve dünyaya ait ızdıraplarından kurtulmasını temel alan, özünde çok tanrıcı bir felsefedir.
Budizm, insanın dünyaya sürekli geldiği, bir önceki hayatındaki davranışlara göre bir sonraki hayatının şekillendiği (reenkarnasyon) düşüncesi üzerine kurulmuştur. Bunlar İslâm’a ve Kur’an’a tamamen zıt düşüncelerdir.
Uçmak, suda yürümek!..
Türkistan’da yetişen büyük velîlerden Ebu Said Ebü’l-Hayr’a bir gün, “Filanca kimse su üstünde yürüyor. Buna ne dersiniz?” diye sorulunca; “Bunun kıymeti yoktur. Ördek ve kurbağa da yüzer.” dedi. “Filan adam havada uçuyor.” dediler. “Sinek ve çaylak da uçuyor. Sinek kadar kıymeti var.” dedi. “Filan kimse, bir anda şehirden şehre gidiyor.” dediler. “Şeytan da, bir solukta şarktan garba gidiyor. Böyle şeylerin dînimizde kıymeti yoktur. Merd olan, herkesin arasında bulunur. Alışveriş yapar, evlenir. Fakat, bir an Rabbini unutmaz.” buyurdu.

 



 

5 ways Yoga is a basic practice for Muslims


Salat, or prayer, should be performed very consciously and deliberately, both physically and spiritually. There is a lot of discussion on the spiritual significance of Salat. The physical significance, however, is often overlooked.
Once during Sujood (prostration), I couldn’t help but become distracted and wondered, ‘Wait, this is just like a Yoga pose…’ I was never committed to yoga, but I was familiar with its benefits and always said I’d do it more often. Without a doubt, my favorite position was Balasana, or the child’s pose. It’s almost identical to Sujood. I started drawing parallels between yoga and other positions of Salat. To my surprise, all of them were covered in beginner level yoga!
Here you’ll find Salat positions along with their most similar yoga positions and their health benefits:

yoga

During Qiyam and Namaste, there is an even distribution to both feet. This will ease the nervous system and balance the body. The body is charged with positive energy. This position straightens the back and improves posture. In this position, a verse of the Quran is recited: ‘And guide us to the straight path.’ Some have interpreted this to mean the alignment of our Chakras. While reciting more verses from the Quran, the sound vibrations of the long vowels ā, ī, and ū stimulate the heart, thyroid, pineal gland, pituitary, adrenal glands, and lungs, purifying and uplifting them all.
yoga2
Ruk’u and Ardha Uttanasana fully stretch the muscles of the lower back, front torso, thighs, and calves. Blood is pumped into the upper torso. This position tones muscles of the stomach, abdomen, and kidneys.
yoga3
Julus and Vajrasana aid the detoxification of the liver and stimulate peristaltic action of the large intestine. This position assists digestion by forcing the contents of the stomach downward. It helps in curing varicose veins and joint pains, increases flexibility, and strengthens the pelvic muscles.

yoga4
Sujud is the most important position in prayer. This position stimulates the brain’s frontal cortex. It leaves the heart in a higher position than the brain, which increases flow of blood into upper regions of the body, especially the head and lungs. This allows mental toxins to be cleansed. This position allows stomach muscles to develop and prevents growth of flabbiness in the midsection. It maintains proper position of fetus in pregnant women, reduces high blood pressure, increases elasticity of joints and alleviates stress, anxiety, dizziness and fatigue.
yoga5
Many people perform Yoga with soothing instructions to help them meditate. In a soft voice, a man or woman would describe how to breathe, what to imagine, and what to feel. Recitation of the Quran serves similarly as guidance to the individual. However, it serves not only to guide you during Salat but also to guide your life. Many describe meditation as a source of enlightenment as it leaves them at peace and eases their daily activities. Salat serves this exact purpose. Guidance and peace are core values in Islam to the point that prayer is needed five times a day! It is so significant that a sect of Islam, Sufism, was created to make meditation their main focus.
These are just some benefits associated with Salat. Benefits of reciting Quran, along with other features of prayer, delve into aspects of psychology, sociology, neuroscience and much, much more.
As of now, it’s safe to say that Muslims have been doing Yoga for more than 1,400 years! So, the next time someone asks you if you do yoga say: ‘YES, YES, YES!’
Sources: KhawatirTV, Episode 10; The Book of Sufi Healing by Shaykh Hakim Moinuddin Chishti; Living Presence: A Sufi Way to Mindfulness & the Essential Self by Kabir Edmund Helminski


Prof. Dr. Salih Akdemir (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)

Ortak amaç Allah ile bağ kurmak

Diyanet İşleri Başkanlığı endişelerinde haklı olabilir. Kendine taptıran gurular da var. Ancak bu yanlışlıklar sistemin reddini gerektirmez. Sistemin özüne baktığınızda, saçma uygulamalarını dikkate almadığınızda, tamamen bilge bir öğretiyle karşılarsınız. En ulvi düşünceler bile saptırılabilir. Benim düşünceme göre Hindistan'ın kutsal kitabı olan “Veda”lardaki bilgiler, başlangıçta isimsiz Peygamberin öğretisiydi. Çünkü, Kur'ân-ı Kerim açık ifadesine göre uyarıcının gitmediği hiç yer yoktur. Yoga Çetan birlik bilinci demektir ve bu bilinç bizim dinimizin özünde olan bir şeydir. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, tasavvufumuzdaki ruhsal aşamalar Vedalardaki öğretilerden kaynaklanmaktadır. Benim uyguladığım ve öğrettiğim transandantal meditasyon İslam Dini ile çelişmiyor aksine inancı kuvvetlendiriyor. Öğrencilerime Mantralarımı verirken durumlarına göre Esma-ul- Hüsna'dan yani Allah'ın güzel 99 isminden veriyorum. Ben beş vakit namaz kılan biriyim. Burada gerek yazılı gerekse sözlü medyada sık sık dile getirdiğim bir gerçeği bir kez daha vurgulamak istiyorum: Yoga hiç bir şekilde ve hiçbir zaman namaza alternatif olamaz. Yoga Kuran'da geçen zikir kavramı için mütala edilmelidir. Yoga Sevgili Peygamberimizin, Kudsi hadislerinde bildirdiği gibi, “Kendini bilen Rabbini bilir” aşamasıdır. Bu aşama içimizdeki “Gerçek Ben”le bağ kurmayı amaçlamaktadır. Gönül Sultanımız Yunus bu aşamayı şöyle betimler: “Bir ben vardır bende, benden içeri…”
Nasıl ki amacından sapmış bazı tarikatlar bugün İslam dini ile uzlaşmayan bazı olumsuzluklar sergileyebiliyorlarsa bazı yoga hocaları da yogayı amacından saptırabilirler. Diyanet bu nedenle yogaya mesafeli durmuş olabilir. Diyanetin, eksikliklerini tamamlaması, Sevgili Peygamberimizin bize sunduğu dini sevgiyle öğretmesi lazım.

1 yorum: