12 Mart 2015 Perşembe

Yahudilerin Hz.Süleyman’ı Büyücü Addetmeleri



Süleymanın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurdukları zlere uydular (Süleymanın büyücülükle saltanatını kazanmış olduğunu söyleyenler, büyü ile uğraşan şeytan ruhlu insanlar ve onları azran cinler idi. İşte onlar bu gibilerin iftiralarına uyarak Süleymanı bir büyücü olarak tanımağa başladılar) Oysa Süleyman (büyü yaparak) fre gitmemişti. Fakat o şeytanlar, fre gittiler: insanlara büyü ve Babilde Harut ve Marut adlı melekler(den ilham alan iki kişiy)e indirileni öğretiyorlar. Halbuki onlar:Biz bir fitneyiz (bu bilgi, sizin bunu kötüye kullanıp kullanmayacağınızın denenmesi için size öğretilmektedir. Sakın bunu kötüye kullanıp büyü yaparak) küfre gitme(yin)! demedikçe kimseye bir şey öğretmiyorlardı.fakat bunlar onlardan, erkekle karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama, onlar, Allahın izni olmadan büyü ile hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı.Andolsun, onu sat(ıponunlaçıkar  sağlay)anın,ahirettbir nasibi olmağını gayet iyi biliyorlardı. Vicdanlarını sattıkları şey ne kötüdür, keşke (bunu) bilselerdi.[1]




 Ayetin Nuzul Sebebi

İbn İshaktan: Davud oğlu Süleyman (s.a.v)ın ölümünü anladıkları zaman şeytanlar karar verip sihrin bütün çeşitlerini kaleme aldılar (şöyle nida ettiler): Kim şu şu arzularına kavuşmak isterse şöyle şöyle yapsın…. Her tür sihir ve buna ait formüller tespit  edildikten  sonra  bunu  bir  kitap  haline  getirdiler sonra kaşı  (nakşı) Hz.Süleymanın yüzüğünün kaşına benzer bir yüzükle mühürlediler. Üzerine de sahte olan şu ünva koydular: Bu kitap, Davud oğlu Süleymanın ilim hazinelerine dair Asaf  ibn  Berhiyanın  yazdıkları  şeyleri  ihtiva  eder.”  Sonra  bunu  Hz.Süleymanın tahtının altına gömdüler. Aradan zaman gince İsrailoğullarından hayatta kalanlar bu kita bulup çıkardılar. Bu kitapta yazılı olan şeylere muttali’ oldukları zaman Hz.Süleyman aleyhinde: “ Hz.Süleyman ancak bu sayede yaptığını yapmış” dediler. Sihri, insanlar arasında yaydılar: öğrendiler ve öğrettiler. Sihir denilen şey hiçbir millet için Yahudiler arasında olduğu kadar yayılıp meşhur olmadı.
Hz.Peygamber, Allah tarafından kendisine indirilen vahiyler de Hz.Süleymandan bahsedip onun peygamberlerden olduğunu söyleyince, Medine’deki Yahudiler: Doğrusu Muhammede hayret! Davud oğlu Süleymanın peygamberlerden olduğunu  söylüyorVallahi  Süleyman  sihirbazın  biriydi.”  Dediler.  Bunun  üzerine cenabı hak yukarıdaki ayeti indirdi . [2] Said  ibn  Cübeyr’den  tahkik  olunan  bir  rivayette  şöyle  denilir:  Sihre  dair  şeytanların elinde ne varsa hepsini Hz.Süleyman toplattır ve bunları hazine odasındaki tahtının altına gömdürdü. Şeytanlar bu sihirlerin gömülü olduğu yere yaklaşma imkanı bulamayınca  insanlara  varıp:  Siz,  Süleymanın  şeytanlara,   rüzgarlara  ve  diğer varlıklara kendisiyle hükmettiği ilmi istemez misiniz? ” dediler. Onlar da: Tabii arzu ederizcevabını verdiler. Bu cevap üzerine insanlara onun medfun olduğu yeri tarif ettiler. İnsanlar varıp tarif edilen yeri kazdılar, sihri bulup çıkardılar ve kullandılar.  Hicazlılar: Süleyman bunu istimal ederdi, bu da tabiatıyla sihirdir dediler. Bunu  üzerine Allah Peygamberine Hz.Süleymanın sihirden ve sihirbazlıktan uzak olduğunu ifade eden yukarıdaki ayeti indirdi. [3]


 (M-L-K) Kelimesinin Okunuşu:

Ayett geçe melekeyn”   kelimesi   melikeyn”   şeklinde   de   okunmuştur. Mütevatir olan raatlerde kelime melekeyn yani iki melek tarzındar. Diğer okuyuş ise şazr. Bazı eserlerde şaz olan bu okuy tarzı İbnu Abbas ve el-Hasanul-Basriye nispet edilmiştir. Buna göre mana …ve Babildeki iki hükümdara: Harut ve Maruta indirilen şeyleri öğretiyorlardı…” şeklinde olur.[4]  El-Hasanul-Basriy göre o,   iki   hükümda Babillilerde iki   kafirdir.”  Bazılarınca da onlar İsrailoğullarından iki hükümdarr. Abdurrahman İbn Ebza onların Davud ve Süleyman (a.s.) olduklarını söylemiştir. Yukarıda da aret edildiği gibi bu tarz okuyuş ve buna ait rivayetler şazr.[5]
Ayet-i kerimedeki şeytanlardan kasıt nedir? Bu şeytanlar nasıl şeytanlar ve takip ettikleri şeyler nelerdi? Bunlar hem cin şeyta ve kötü ruhlar denilen gizli şeytanlara, hem de insan şeytanlarına şamildir. Zira gizli şeytanların eserleri de insan şeytanları üzerinde meydana gelir ve zahirdeki insan şeytanları, o köruhlardan aldıkları, onlardan öğrendikleri şeytanlıklarla işlerini çevirirler. Tefsircilerden bir çoğunun rivayetlerine re: Süleyman(a.s)’ın mülkünde fitne zuhur edip, hükümetini yitirdiği zaman, insan ve cin şeytanları pek azıtmış, dinsizlik çok ileri gitmişti. Fitneyi çıkaran ve daha sonra Süleyman(a.s)a mağlup düşen ve onun emrine girip, hükmüne tabi olan bu şeytanlar Sad Suresinde Benna-Ğavvas ve Aherin‘ (Sad,38/37-38) namıyla üç ayrı sınıf olarak gösterilmiştir. Demek ki bunlar içinde bir takım desiseci sanatkarlar da vardı. İşte vahiy kaynağından uzak olan bu şeytanlar, meydana gelecek olan olaylar hakkında kulak rzğı ile bir takım bilgiler edinirler ve bu bilgilerin her birine yüzlerce yalan ve pislik karıştırarak gizli gizli yaymaya çalışırlardı. Bu işlere alet etmek için kahinleri seçerler ve onlara çeşitli telkinlerde bulunurlardı. Bu cinlerin bazı haberleri doğru çıktıkça kahinler bunlara güvenir, ancak onlar bunların yanında binlerce yalan dolan da yayarlardı. Derken bu kahinler, bu bilgileri kaleme aldılar, bu konulardkitaplar yazdılar. Cin çağırma, sihir yoluyla gönül çelme hakkında r sihir ve efsun (büyü)  kitapları  meydana  getirdiler.  Bu  arada  geçmiş  ve  gelecek  olaylar  hakkında habere benzer efsaneler, masallar, yalanlar ve dolanlar yaylar. Tarih olayları ve gerçekleri tahrif olunarak, halkın duygu ve düşüncelerini yanlış yollara sevk edecek hurafeler yayınlanır ve bunların arasına bazı bilimsel gerçekler ve hikmetli zler karıştırılarak, konular çok kötü bir şekilde istismar edilirdi. Bu suretle cinler gaybı biliyor diye bir takım kanatlar genellik kazanmıştı.[6] Bu şeytanların yalan ve dolanları yüzünden fitne çıkmıştı. Hz.Süleymanın hükümdarğı ve devleti bir müddet elinden çıkmıştı. Hz.Süleymanın hükümdarğı ve devleti bir müddet elinden çıkmıştı. NihayeAllahın yardımı ve izni ile Süleyman (a.s) bunlara galip geldi ve üstünlük sağladı, hepsini hükmü altına alıp, tam anlamıyla kendisine bağ olarak birtakım hizmetlerde kullandı ve o zaman bütün bu kitapları toplatarak tahtının altında bir mahzene kapattı. Hz.Süleymanın vefatından bir müddet sonra hakikati bilen alimlerde kalmayınca şeytanlardan insan suretinde birisi çıkıp Ey insanlar! Bilmiş olunuz ki   Süleyman b. Davud, bir peygamber değil de bir sihirbaz idi, cinleri şeytanları, rüzgarları hep sihirle büyüler ve kullardı. O neye erdi ise hep sihir bilgisi sayesinde erdi. İnanmazsanız saklağı kitapları bulur, anlarsınız” dedi, o kitapların saklı olduğu yeri gösterdi. Orayı tılar gerçekten de bir çok kitap çıkardılar. O kitaplar sihir ve efsane kitapları idi. Bunun üzerine Süleyman sihirbaz imiş, hükümetini sihir ile idare edermiş.” diye yalan ve iftiralar yayılmaya başladı. Diğer bazı müfessirlerin rivayetine göre, bu kitaplar Hz.Süleymanın vefatından sonra hazırlanıp ortaya konmuş, bir çoğunun üzerine Asaf b. Berhiyanın ilmi yazılmış ve onun eseriymiş gibi sahte imzalar atılmış, hile ve desise ile çaltılıp yayınlanmış Süleymanın hükümranğı aleyhine şeytanların uydurup ortaya rkleri şeylerin ardına düştüler.Ayeti bütün bu şeytanlıklara işaret etmektedir. Zaten Mısır’dan beri İsrail oğulları arasında sihir ve hokkabazlık bilinirdi. Fakat durum bu sefer bambaşka bir renk almıştı: bir taraftan siyasi ve ictimai entrikalarla Süleyman(a.s)’ın devleti aleyhine  işletilmiş,  diğer  taraftan  onun  nyayı  hükmü  altına  alışı,  bu  sihir  ilmi sayesinde gerçekleşmiştir diyerek, yine onun namına iftira edilerek sihir teşvik edilmeye çalışılmıştır. O derece ki, daha sonra gelen İsrailoğulları, ona bir peygamber değil de çok  iyi  sihirbaz  olan  bir  hükümdar  gözüyle  bakarlarmış.  Bundan  dolayıdır  ki, İsrailoğulları  özellikle  devletlerini  kaybettikten  sonra,  diğer  milletler  arasında  gizli yollarla bu çeşit yayınları teşvik ve terviç etmekten ve hüner şeklinde sihirbazlıkla meşgul olmaktan geri kalmıyorlardı. Ne zaman ki, Tevratın haber verdiği şekilde bekledikleri son peygamber Hz.Muhammed gelip, Tevratın aslındaki bilgi ve ilkeleri söz konusu etti, o zaman dönüp kendisiyle cadeleye tutuştular. büvvet yoluyla buna itiraz edemeyiz, bununla başa çıkamayız, biz ne yapsak Cebrail kendisine haber veriyor.” dediler ve Cebraile düşman oldular. Tevratı da büsbütün arkalarına atarak sihir ve iftira yoluna saptılar, bu şeytancıl eserlere uymak suretiyle, Süleyman, Muhammedin dediği gibi bir peygamber değildi, sihirbaz bir hükümdardı, fakat yaptığı sihirleri mucize gibi gösterirdi.[7] diye ona iftiralar ettiler. Buna göre Hz.Süleymanıhaşa kafir olma lazım geliyordu. Çünkü sihrin bu derecesinin für olduğuna şüphe yoktur. Halbuki Süleyman kafir değildi, fakat önce ve sonra ona sihirbaz diyen o şeytanlar kafir oldular, ki insanlara sihir öğretiyor, sihir talim ederek yoldan çıkarıyorlar.[8]

[1] - Kuran-ı Kerim,Bakara, 2/102

[2] -  Taberi, Tefsir, I, 451

[3] - Taberi, Tefsir ,I, 451

[4] - Aydemir, Abdullah, 138

[5] - Aydemir, Abdullah, 139

[6] - Elmalılı H.Yazır, I, 364

[7] - Elmalılı H.Yazır, I, 365

[8] - Elmalılı H.Yazır, I, 366





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder