KONTROLCÜ VE GÜDÜMLEYİCİ İNSANLAR
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Akrabalıktan arkadaşlığa, meslektaşlıktan aşka uzanan tüm ilişkilerin, yaşamlarımızı daha derin, anlamlı ve mutlu kılabilmek kadar, yeryüzünde cehennem hayatı yaşatabilme güçleri de vardır.
İyi bir ilişki ancak, kişilerin arasında güven, karşılıklı saygı ve duyarlılık varsa mümkündür.
Ne yazık ki pek çok ilişki, duygularla oynamak, umursamamak, mantıksızca inatlaşmak, zorluklar çıkarmak, ezmek için zayıflıklar ve kusurlardan yararlanmak, beyaz-siyah yalanlar söylemek, baskı yapmak, hakaret etmek, saldırganlaşmak gibi çeşitli ilişki mayınıyla doludur.
Her insan, ilişkisine zaman zaman bu mayınlardan bazılarını döşeyebilir ama nitelikli insanlar, yaptıkları hatayı daha kolay fark eder, zararı gidermek için özür dilemeyi bilir, davranışını düzeltir, sorunları akılcı yoldan anlayışla çözmek için yollar bulmayı başarır.
İlişkiler, birer tohumdurlar; onları yetiştirmek için duygusal zekâ ve emek verme konusunda kararlılık gerekir!
İlişki kurduğumuz insanların bazıları, annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğumuz, dostumuz, iş arkadaşımız, sevgilimiz veya eşimiz, bu olumlu niteliklerden yoksun olabilirler!
Bazen örtülü, bazen de açıktan, kontrolcü ve güdümlemeci (manipülasyon) davranışlar sergilerler.
Böylesi bir ilişkide, giderek güven, samimiyet, saygı yitirileceğinden, ilişki yavaş yavaş ölmeye başlar.
Kimdir bu kontrolcü ve güdümleyici kişiler; nasıl davranırlar?
Kontrolcü ve güdümleyici insanların önemli bir özelliği, önceden verdikleri sözleri, sonradan inkâr etmeleridir.
Bunu bazen, ‘’unutarak’’ yaparlar.
Öyle bir konu geçmediğini, hafızanızın sizi yanılttığını anlatır, adeta alay ederler.
Olmayan bir şeyi iddia ettiğinizi, saçmaladığınızı ve kendisini bu talepkâr tutumunuzla yorduğunuzu bile söyleyebilirler.
Yapabileceğiniz en iyi şey, tarih ve yeriyle birlikte verdikleri sözü kayda geçirip, onlara göstermektir.
Sizi güvensizlikle suçlayabilirler ama bu yol çoğu kez etkili olacaktır.
Kontrolcülerin çoğu, davranışlarının sorumluluğunu üstlenmez.
Yaşanan sıkıntının nedeni, hep başka insanlar ve olaylardır.
Aramaz, randevusuna gelmez, ihtiyacınız olduğunu bildirmenize rağmen size yardım etmez.
Hep bir mazereti vardır.
Çok yoğundur, anneannesi hastaneye yatırılmıştır, başı ağrıyordur.
Çoğu kez bu mazeretler, yapılanı haklı çıkaracak nitelikte değildir.
Hatta bazen, doğru bile değildir!
Yakındığınızda, sizi anlayışsızlıkla suçlarlar.
Bu davranışı sineye çekmek, devamının gelmesinin en garantili yoludur.
Dolaylı saldırganlık (pasif-agresif) sergileyenlerde, kontrolcülük daha sinsidir.
Yapmak istediğiniz bir şeyin önüne geçmek için, zayıf ve hassas noktalarınızı kullanır, size kendinizi suçlu hissettirirler.
Hafta sonu arkadaşlarınızla bir zaman dilimi geçirmek istediğinizde, aciliyeti ve gereği olmasa bile ‘’Sen git eğlen tabii, ben evde kalıp iş yapacağım’’ diyebilirler.
Sevgi ve paylaşım isteklerinizi, ‘’Hep senin isteklerin! Sen benim çocukluğumda yaşadıklarımı bilseydin, benden bu kadar çok şey beklemezdin!’’ gerekçesiyle reddedebilirler.
Böylesi bir güdümleme, karşısındakine acıyarak kendi istek ve ihtiyaçlarından vaz geçmeye yol açabilir.
Onlara, yetişkin ve davranışlarından sorumlu bir insan olduklarını hatırlatmanız, kendi istek ve ihtiyaçlarınızı savunmanız gereklidir!
Kontrolcü ve güdümleyiciler, karşılarındaki insanın sorunlarını görmezden gelir, yok sayarlar.
Sorunu olan, acı çeken, yalnızca kendileridir.
Örneğin, o gün trafikte çok yorulduğunuzu söyleseniz, ‘’Seninki de bir şey mi? Ben her gün yaşıyorum bunu!’’ diyerek, yaşadığınız sıkıntıyı dile getirmeniz bile izin vermeyebilir, siler atarlar.
Annenizle bir sorun yaşadığınızı anlatsanız, ‘’Senin annen var da kavga ediyorsun! Annen olduğuna şükret! Benim annem hayattayken, biz her dakika kavga ediyorduk!’’ gibi, tuhaf ve tutarsız bir yanıt verebilirler.
Kendinizi anlaşılmamış hissettiren bu davranış karşısında yapılabilecek en iyi şey, bu yapıda insanlarla, zayıflıklarınızı ve acılarınızı paylaşmamanız, daha bilge ve anlayışlı insanlarla konuşmanızdır.
Kontrolcü ve güdümleyiciler, karşısındakiyle açıkça muhatap olmak ve dürüst bir ilişki kurmak yerine, insanların arkasından konuşmayı, kendi söylemek istediklerini, başkaları aracılığıyla söyletmeyi ve yaptırmayı severler.
İlginin merkezi olmak isterler ve bunu sıklıkla etrafa negatif bir enerji yayarak, kızgın, keyifsiz, mutsuz olduklarını hissettirerek yaparlar.
Küserek, surat asarak, cevap vermeyerek sıkıntılarını belli ederler.
Karşısındakiler de, sorunun ne olduğunu anlayamadıklarından, etrafında pervane olarak bu can sıkıcı ortamı düzeltmeye çalışırlar.
‘’Ne oldu? İyi misin? Bir derdin mi var?’’ sorularının sorulması, kontrolcü ve güdümleyicinin amacıdır.
Böylece kolay yoldan, ilgi çeker, anlayış görür ve hak edilmemiş destek alırlar.
Karşısındakinin enerjisini, yaşam sevincini ise yok ederler.
Hele karşısındaki, duyarlı, ince ruhlu bir insansa, tüm dengelerinin bozulması işten bile değildir.
Böyle bir durumda yapılacak en iyi şey, mümkünse odayı terk etmektir.
Alay etme, öfke, hakaret, saldırganlık da, sıkça başvurdukları silahları arasındadır.
Karşısındakinde korku yaratmayı, onu yıldırmayı hedeflerler.
Bu davranışlara boyun eğmemek, gerekli durumlarda odayı veya evi terk etmek, davranışların değiştirmesi için danışmanlık hizmeti alınmasını sağlamak gereklidir.
Bu sorunlu insanlar genellikle, hassas, sorumluluk duygusu gelişmiş, dürüst, özgüveni çok güçlü olmayan, başkalarına kolayca güvenebilen insanlarla ilişki kurarlar.
Taktikleri baştan çok anlayışlı, sevgi dolu, yardımcı, destekleyici biri izlenimini vermek, kurbanlarını ağa düşürdükten sonra ise, yukarıda sıraladığım birbirinden acımasız yollarla, onun üzerinde baskı kurmak, hayatlarını mahvetmektir.
Kontrolcü ve güdümleyiciler ne kadar güçlü görünseler de, aslında özgüvensiz ve mutsuz insanlardır.
Kontrollerinden çıkacağınızı hissettiklerinde, sizi yeniden ağlarına düşürmek için, baştaki gibi, fazlasıyla mükemmel insan rolüne girebilirler!
Duyarlı, sorumlu ve dürüst bir insansanız, kontrolcü ve güdümleyici insan tipini çok iyi tanımalı, kendinizi onlardan ve zehirli etkilerinden korumalısınız!
Hissettiğiniz korku, öfke, suçluluk ve güvensizlik çemberinden çıkmak için, kendinizi geliştirmenize yardımcı olacak kitaplar okumalı, eğitimler almalısınız!
Uzun süre bu tip davranışlara maruz kalmanın, hayatınızı zehirleme, ruhsal ve bedensel sağlığınızı mahvetme gücüne sahip olduğunu unutmayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder