3 Şubat 2015 Salı

Platon ( Menon Diyaloğu )



Antik Ege felsefesinin erdem arayıcısı olan Sokrates’in kullandığı tartışma yöntemidir diyalektik.
Tartışarak doğruya ulaşılmaya çalışılır.
Menon diyaloğunda Platon, Sokrates ile bir köleyi karşı karşıya getirir ve Sokrates hiç geometri bilmeyen bu köleye geometri problemi çözdürür. Burada önemli nokta şudur: İnsan dünyaya gelmeden önce ruhu vardır ve tüm “bilgiler” ruhta gizli durumdadır. Ancak bir “doğurtma yöntemi” (maieutike) ile bu bilgiler ruhtan bilince gelirler. İşte, maieutike’nin uygulandığı kavramsal ikna tartışmalarına diyalektik adı verilir.
Platon’un “Menon” diyaloğu Sokrates ile Menon’un konuşmasıyla başlar:
“Erdem öğretilebilir mi?” diye sorar Menon, Sokrates’e.
Şu yanıt alır:
“Bir şeyin ne olduğunu bilmeden, onun nasıl elde edileceğini bilebilir miyiz?”
Gerçekten de aranılan şey, yönteminizi seçmede referans olmaktadır. Neyi aradığınızı bilmeden oraya nasıl ulaşacağınızın bir anlamı da olamaz.
Menon erdemin ne olduğunu bildiğini söyleyerek çeşitli kategorilerde açıklamaya girişir ve herkes için ayrı bir erdem olduğunu söyleyerek çıkar işin içinden. Sonra, aynı kavramla nitelendirilen farklı şeylerin ortak özünün ne olduğunu tartışmaya başlarlar.
Sokrates, Menon’a farklılıkların bir öz’den kaynaklandığını olmayana ergi yoluyla gösterir. Sonra da erdem’in bir tek mi çoğul mu olduğu tartışması başlar ve geometrik benzetmelerle sürer tartışma:
Sokrates: “Daire şekil midir, yoksa bir şekil midir ? diye sorsam şüphesiz bir şekil dersin.”
Menon: “Şüphesiz.”
Sokrates: “Çünkü başka şekiller de var, değil mi?”
Menon: “Evet”

Sokrates: “…. o halde hem daireyi, hem doğru çizgiyi, hem eğri çizgiyi içine alan bu şekil dediğin şey nedir ?
Gerçekte, çokluğun ve farklılığın özünün ne olduğu sorusunu açıklama çabasının Antikitenin temel problemlerinden biri olduğunu unutmamak gerekir. Tüm arkhe sorununun özü bu konudur. Yani, görünen tüm bu çeşitliliğin arkasında ve temelinde, değişmeden kalan özün ne olduğu sorununa başlangıçta doğa felsefesi içinde bir yanıt aranmış ve sonra özellikle Sokrates ile birlikte insan kavramıyla ilgisi içinde bir karşılık bulmaya çalışılmıştır.
Metne dönersek, Platon pekçok metninde olduğu gibi “Menon”da da karşılıklı konuşma yoluyla ifade edilen bir üslubu benimser. Burada önemli olan şudur: Konuşmacılardan biri “öyle değil mi? ” tarzında sorular sorar hep ve doğal olarak aldığı yanıtlar “evet” ya da “hayır” olmaktadır.
Böylece diyaloğu yönlendiren kişi, konuşmayı ulaştırmak istediği hedefe çok daha kısa sürede varma şansına sahip olmaktadır. Böyle bir yöntem düşünce kıvraklığı, deneyim ya da önceden hazırlanma gerektirir; çünkü ulaşmak istenilen, gösterilmek istenilen şey ile izlediğiniz yöntemin başlangıç noktası arasındaki sürenin uzunluğu ve kısalığı, yöntemin sınırlarını başlangıçta ve süreç içinde ne derecede koruyabildiğinize bağlı olacaktır.
Bugün, Sokratik yöntem denilen ve postmodern eğitim söylemindeki öğretim tekniklerinden en temel olanı oluşturan diyalog yöntemi, Platon ve Sokrates’de ontolojik bir art-alana sahip olmasına karşın, şimdilerdeki eğitimbilimciler ve eğitmenler için pragmatist bir düşündürme ve öğretme yöntemi olarak ele alınmaktadır.
Sonuçta, Sokrates’de maieutike denilen doğurtma yöntemi ile doğru bilgiye ulaşma çabası bir düşünme diyalektiği olarak ele alınmıştır. Bilginin Tanrısal bir şekilde ruhta varolması ve oradan doğurtularak çıkarılması şeklinde işleyen böyle bir akılyürütme formunun gerisinde Platon’un idealizminin olması da ayrıca dikkate değer.
Diyalektik düşünme ve dünyayı diyalektik olarak görme, bilginin ve bilimsel araştırmanın somutlaştırılmasında tutulacak en doğru yol ise, diyalektik düşünme tarihinin kilit taşlarından Sokrates’e ve doğal olarak Platon’a hakkını teslim etmek gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder