GENLERDE AÇMA / KAPAMA MEKANİZMASI İŞLEVİ
Japon bilim adamı Dr. Kazuo Murakami,
kurmuş olduğu
Zihin- Gen İlişkileri İnceleme Enstitüsü’nde (Institute for the Study
Relationship), mutluluk, neşe, telkin, şükretme ve duanın
yararlı genleri harekete geçirebileceğine ilişkin savını kanıtlamak
maksadıyla araştırma yaptığını belirtmektedir. Dr. Kazuo Murakami diyor ki:
“İnsan beden ağırlığının her kilogramı başına bir trilyon hücre
düşer; yani yeni doğmuş bir bebekte bile üç trilyon kadar hücre bulunur. İlginç olanı ise her hücrede aynı genlerin yer almasıdır.
Her hücrenin
ortasında zarla kaplı
bir çekirdek
bulunur;
genler de bu çekirdek üzerinde yer alır. Hücre çekirdeği, içinde <
deoksiribonükleik>
asidi, yani DNA denen <GEN> ‘leri barındırır.
DNA
iki sarmaldan oluşur ve sarmalların yüzeyinde de A, T, C ve G harfleriyle ifade edilen baz molekülleri
bulunur. İşte bizim genetik şifremiz bu baz molekülleridir. Yaşam için gerekli tüm
bilgiler burada saklıdır.
DNA sarmalı
Hücre çekirdeğindeki genlerde sayısız denecek kadar bilgi depolanmıştır. Bu bilgilerin arasında genlerin nasıl çalışacağına ve çalışmayı
ne
zaman durduracağına dair talimat da vardır.
Genetikçiler buna < AÇMA- KAPAMA MEKANİZMASI>adını
vermişlerdir.
Bu mekanizma sayesindedir ki, bazı genler yaşamın
belli
dönemleri
sonunda harekete geçer. Örneğin, buluğ çağına gelmiş gençlerde görülen fiziki ve metabolizma
değişikliği
gibi..Çocuklar bu evreye eriştiklerinde hormon üretimini yöneten ve o güne kadar uykuda olan genlerin <açma
mekanizması>
devreye girer. Bunun sonucunda erkek çocuklar eril, kız çocuklar da dişil özellikler kazanır.
İnsanda bulunan genler < olumlu veya olumsuz( iyi huylu- kötü huylu)
>değerlendirilmesiyle ikiye ayrılır. Yapılan araştırmalar
olumlu düşünmenin iyi huylu genleri harekete geçirip
<açma mekanizmasını devreye soktuğu, (kapama mekanizmasıyla
da) kötü huylu genlerin faaliyetlerinin
durdurulduğu gerçeğini
ortaya koymuştur.
Ayrıca tarafımdan
ve diğer bilim
adamları
tarafından yapılan araştırmalar göstermiştir ki, çevre ve diğer dış etkenler de genlerimizin işleyişini değiştirebilir. Bunun içine psikolojik etkenler de
dahildir. Örneğin; yaşanan ağır bir
şok etkisiyle kişinin saçlarının bir günde ağarması olayı...Zor koşullar
altındaki insanların < süpermen> gücü
kazanabildikleri, ya da aşık
olmuş tembel
bir öğrencinin
birden çok parlak
öğrenciye dönüştüğü de bilinmektedir. Bu gizli gücü her tarafta görürüz de ne olduğunu anlayamayız.
Oysa
bu örnekler zihinsel gücün iş
başında olduğunu gösterir.
Biz ekip olarak bu konuda araştırma yaptık. İki grup deneğin
önce açlık kan şekerini ölçtük; sonra da
yemek yedirdik. Bir
bölümüne komik film izlettik. Diğer bölümüne de konferans
dinlettik. Daha sonra da tokluk kan şekeri ölçümünü yaptık. Konferansı dinleyenlerin tokluk kan şekeri oranı 123 mg/dl’lik artış gösterdiği;
film
izleyenlerin ise 77 mg/dl.lik
seviyede kaldığı görüldü. Varılan sonuç ise, kahkaha
ortamının Tıp-2 diyabet
hastalarında kan şekerini düşürdüğü gerçeğini ortaya koydu.
Dahası, kahkaha atarak 23 tane genin harekete
geçirildiğini bulduk. Böylece, olumlu duyguların genin- anahtarını çevirebildiği- gerçeğini ilk defa kanıtlamış olduk.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder