Bir gün İbrâhim Edhem Dicle Nehri’nin kıyısında yere oturmuş, elbisesinin sökülen ve yırtılan yerlerini dikiyordu. Az sonra vâli adamları ile birlikte oradan geçerken İbrâhim Edhem’i gördü ve adamlarına: “Bakın şu zavallıya, saltanatını terk etti de eline ne geçti sanki!” dedi. İbrâhim Edhem elindeki iğneyi hemen suya attı ve balıklara, “Benim iğnemi getirir misiniz?” dedi. Balıkların hepsi dibe dalıp, içlerinden biri iğneyi ağzına alıp İbrâhim Edhem’e getirdi. İbrâhim Edhem iğneyi eline aldı, vâliye baktı ve “İşte elime bu geçti” dedi. İbrâhim Edhem’i Allah için seven bir kimse bir gün onun ziyâretine geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah dostu İbrâhim! Sana özeniyorum. Çünkü sen, insanların peşinden koştuğu dünya saltanatını ve dünya zevklerini elinin tersi ile ittin ve Allah dostlarının yolunu seçtin. Ben seni Allah için seviyorum ve senin yolundan gitmek istiyorum. Ancak ben, nefsimin günah tutkusundan kurtulamıyorum ve yaptığım tevbelere bağlı kalamıyorum”.
İbrâhim Edhem dedi ki: “Sana beş tavsiyede bulunayım. Eğer bunları can kulağı ile dinler ve gereğini yaparsan, nefsinin günah tutkusundan kurtulur ve Allah dostlarının yoluna girersin”.
O kimse: “Peki bu beş tavsiye nedir?” diye sorunca, İbrâhim Edhem dedi ki:
1-Günah işleyeceğin zaman, Allah’ın yarattığı rızkı (gıdayı) yeme! Çünkü hem Allah’ın yarattığı rızıkları yiyeceksin hem de O’na isyan edeceksin, bu olmaz ve insanlıkla bağdaşmaz.
2-Günah işleyeceğin zaman, Allah’ın mülkünden çık ve başka bir yere git! Çünkü Allah’ın mülkünde oturup O’na isyan etmen, apaçık bir nankörlüktür ve insanlık dışı bir davranıştır.
3-Günah işleyeceğin zaman Allah’ın görmediği bir yere git ve orada günah işle! Çünkü Allah’ın huzurunda günah işlemen, gafletin de ötesinde çılgınlıktır ve insanlık dışı bir davranıştır.
4-Hiç beklemediğin bir anda ve beklemediğin bir yerde Azrâil (a.s.) karşına dikilince, O’na de ki: “Ey Azrâil! Sen vakitsiz geldin. Çünkü benim daha çook işlerim var. Bak kızım evlenecek, oğlum askere gidecek, eşim ameliyat olacak ve torunum da sünnet olacak. Ayrıca evim yarım, işim yarım ve ödenecek borçlarım (çeklerim, taksitlerim) var. Bunlarla uğraşırken namaz kılmaya ve tevbe etmeye vakit de bulamadım. Sen şimdi git de, işlerimi tamamlayınca ve kaza namazlarımı kılınca gelirsin, de!” O kimse dedi ki: “Ben Azrâil’e şimdi git, sonra gel diyemem ki!” Bunun üzerine İbrâhim Edhem: “Azrâil’e şimdi git, sonra gel diyemeyeceğini bildiğin halde nasıl günah işliyorsun” deyince, o kimse ağlamaya başladı ve “Beşincisi nedir?” diye sordu.
5-Mahşer yerinde sevapların ve günahların tartıldığı zaman, eğer sevabın hafif (az) gelirse, Allah (c.c.) zebânilere emir verecek. “Onu tutun, (elini boynuna) bağlayın, sonra onu cehennem’e atın” (Hâkka, 30-31) “İşte o zaman zebânilere karşı diren, ellerinden kaç ve cehenneme gitme!” O kimse yine ağladı ve tek
bir kelime konuşamadan İbrâhim Edhem’e sarılıp ayrıldı.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder