TASAVVUF MUSİKİSİNİN VE MAKAMLARIN TEDAVİ EDİCİ ÖZELLİĞİ
İnsanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip olan ve zamanla değişik boyutlar kazanan müziğin insanlar üzerine çok çeşitli tesirleri vardır. Bu tesirler hem menfi hem de müspet olabilmektedir.
Müzik halk arasındaki anlayışa göre ekseriyette bir eğlence vasıtası görülmesine karşın, esasen duygu ve düşünceleri seslerle anlatmaya veya sesi düzenli estetik maksatlara uygun şekilde kullanma sanatıdır. Müzik J.J.Rausseu'ya göre sesleri kulağa hoş gelecek şekilde terkip etmektir. İmam Gazali'ye göre ise müzik, tabii olan ve insanı hevesata götürmeyen, aksine, ilahi birliğe davet eden ulvi seslerdir. Mesela Davudi bir sesle okunan Kur'an musikisi, bülbül sesi, yağmur ve suların sesleri, deniz dalgalarının nağmeleri.... ve kainatta Allah'ın varlığını, birliğini terennüm eden kozmik senfoni gibi müziğin sadece bir eğlence aracı olmadığının, insan ruhunun ve vicdanının derinliklerinden zihin ve düşünce dünyasına kadar uzanan bir iletişim yolu olduğunun anlaşılmasıyla, müziğin bu özelliğinden nasıl istifade edebiliriz düşüncesi çok sayıda ilmi araştırmaya zemin teşkil etmiştir. Bu araştırmaların içinde müziğin öğrenme ve akademik başarıya olan tesirinin yanında bir de tıbbi bir metod olarak hastalıkları tedavi etme yönü olduğu tespit edilmiştir.
Tarihlerde müzik Türk Tarihi kadar eskiye gitmektedir. Bazı bilim adamları en az 6.000 yıldan beri devam eden Türk Müziği tarihinden bahsetmektedir.
Türklerde kurumlar bünyesinde ilk ciddi müzik tedavisinin Osmanlı döneminde olduğunu biliyoruz.
Osmanlılardan önce Selçuklu döneminde Selçuklu Sultanı Nurettin ZENGİ kendi adı ile Şam'da yaptırdığı bir hastanede Ebubekir RAZİ'den, Farabi'ye, İbni Sina'ya uzanan bir çizgide müzik makamlarının hangi saatlerde etkili olacağının tasnifini yapan bir müziko-terapi anlayışının uygulandığını görüyoruz. Sonra ki dönemlerde Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul Fatih Külliyesi ve Edirne Şifahanelerinde bu usul uzun süre devam ettiriliyor. Evliya Çelebi'de musikinin sadece ruh hastalıklarında değil çok yönlü olarak kullanıldığı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Orta Asya kültüründe bakıcı, tedavi edici anlamında Baskı adı verilen tedaviciler vardı. Bunlar musiki ve raksı kullanarak trans haline geçerler ve bu anda elde ettikleri bilgileri hastalara uygularlarmış. Müzik burada transı hazırlayıcı bir özellik gösteriyor. Ayrıca hastanın duygularını değiştirmeye yardımcı oluyor.
Büyük İslam Filozofu ve bilginlerinden İbni Sina'da (980-1037) müzik dinlemenin dinlendirici olduğunu insanların kendi ruh cevherlerini ve alemlerini geliştirmek amacıyla müzik dinlemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Tabip Şuuri “Müzikten anlamayan bir hekim tıpta bilgin ve mesleğinde yetenekli olmayıp teşhise kadir olamaz” diyerek müzikle tedaviye verdiği önemi göstermiştir.
Bilhassa Farabi'nin kitapları musikimiz için rehber olmuştur. İslam Medeniyeti tarihinde özellikle tasavvuf ekolu mensupları müzikle uğraşmış, faydasına inanmış ve savunmuşlardır. Müzikle tedavi de ise yine Sufi'ler müziğin insan sağlığı üzerine yaptığı tesirden bahsetmişler ve lüzumlu oluşunun bir delili olarak görmüşlerdir. Sufi'ler ruh hastalıklarının tedavisinde müzikle tedaviyi denemişlerdir. Bu tasavvuf ehli insanların yaptığı müziğe de tasavvuf müziği denilmiştir. Tasavvuf müziği denilince ilk gelenlerden birisi Tasavvuf Musikisidir. Tasavvuf tabi ki sadece müzik olarak anlaşılmamalıdır. Ancak Tasavvuf Musikisi Rab'bani aşkın kalbe ulaşmasında kullanılan temel yöntemlerden biri olduğu içinde oldukça önemlidir.
Tasavvuf Müziğinin amacı insanın Allah'a olan kulluğunun farkına varmasını sağlamaktır. Tasavvuf Musikisiyle nefis kendi içinde zaten olan Allah aşkıyla karşılaşır ve bu aşkın içine çekilir. Nefis kulluk aşkıyla bir araya geldiğinde tıpkı gerçek bir ustanın elindeki ney gibi cevap verir. İşte o an nefis ve aşikar haldeki kulluk aşkı bir araya gelir ve Tasavvuf Musikisi doğar. Tasavvuf Müziği bu dünyaya sürgüne gönderilmiş ruh ve Rab'bi arasındaki bağlantıdır. Tasavvuf Musikisi nefes, dokunuş ve ritim ile icra edilir. Sonu olmayan sürekli bir kurgu içerisinde örtülür. Her bir vuruşta kendi gizemli kapılarını daha da açar, açılır ama hiçbir zaman da rüzgarından hızından bir şey kaybetmez.
Ney, Allah aşkını, adanmışlığı ifade etmeye en yakın sesi çıkarır. İnsana her saniye hayat üfleyen kalbin sesine en yakın sesi çıkarır. Ve nefes ne kadar çok sıradan dursa da Allah'ın en güzel isimlerini sürekli dinleyen kulaklara fısıldayan sesiyle Tasavvuf Musikisinin en önemli enstrümanıdır.
Ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ bir makalesinde? Başarılı tedaviye rağmen hasta hayatından şikayetçi ise bildiğimiz tıp yöntemleri yetmeyecektir demektir. Hastaya yardım için müzik, hipnoz, masaj, akupunktur, bioenerji gibi yöntemleri kullanıyoruz. Örneğin hipnozla hasta rahatlatılıyor. Ailesinin yanında olmasını sağlıyoruz. İsterlerse din adamı çağırıyoruz. Ameliyattan sonra ağrıya karşı masaj yaptırıyoruz. Müzik kullanıyoruz. Daha ameliyata girerken Wolkmenle Tasavvuf Müziği veya tercihi müzikleri dinletiyoruz. Başına EGG taktığımız hastalara müzik dinlettiğimizde beyin atışlarının değiştiğini gördük diye anlatmaktadır.
Bir çok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın kötü varlık ve ruhlardan kurtarılması tedavinin temelini teşkil etmiştir. Monoton bir ritim ile birlikte varlığın tepkisine göre hızlı, yavaş, yumuşak veya sert melodi ile ikna edici sözlerle övgülü şarkı ile müziğe refakat, müzikle tedavinin temelini oluşturmuştur. Yıl 2006 ve yukarıda ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ'ün makalesinde belirtildiği gibi müzik o günden bu güne hızla gelişen teknolojiye rağmen yine de tedavi edici yönü bulunmakta ve insanoğlu var oldukça da devam edeceğe benziyor. İnsan yaşamında böylesine etkin olan bu olgunun bakalım insan sağlığında nasıl bir etkisi var. Ve hangi hastalıklarda kullanılmaktadır, biraz da onu incelemeye çalışalım.
1-NİHAVEND MAKAMI:
Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak- Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği).
2-RAST MAKAMI:
Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüz, Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça "doğru" "dosdoğru" "sağ" ve "gerçek" demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.
3-REHAVİ MAKAMI:
Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi'de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi'dir.
4- HÜSEYNİ MAKAMI:
Akrep Burcu ( Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. "Küçük sevgili" ve " Hüseyin ile ilgili" demektir.
5- HİCAZ MAKAMI:
Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru- soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan'daki Hicaz bölgesinden almıştır.
6-PENTATONİK MELODİLER:
Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir.
7- ACEMAŞİRAN MAKAMI:
Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır
8-UŞŞAK MAKAMI:
Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar ve günbatımında etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılı olup; Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. "Aşıklar" demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.
9-SEGAH MAKAMI:
Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir.
10- SABA MAKAMI:
Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.
11- BUSELİK MAKAMI:
Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir.
12- ISFAHAN MAKAMI:
İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır.
13- NEVA MAKAMI:
Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. "Ses, seda, makam ve ahenk" demektir.
14- BAKSI DANSI:
Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması.
15- ARŞETİPİKAL HAREKETLER:
Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar.
16- SEMA - SEMAH:
Sema ve Semah örnekleri.
17- IRAK MAKAMI:
Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem'den gelmektedir.
18- BÜZÜRK MAKAMI:
Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça "büyük" demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır.
19- ZİREFKEND MAKAMI:
Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba'dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça " döşek ( yatak)" demektir. XIII. asırdan önceye aittir.
20- ZENGÜLE MAKAMI:
Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça "çıngırak, def pulu, zil" demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.
Yazan : Remzi USLU
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Servisinde uygulanan Ney terapisine hastaların olumlu tepki verdiği bildirildi.
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Uzm. Dr. Erol Can, 3 yıldır yoğun bakımdaki hastalara ney üfleyerek terapi uyguladığını söyledi.
Müzik aletlerine çocukluğundan bu yana ilgi duyduğunu ifade eden Can, ilk kez yoğun bakım ünitesinde neyle ilgili CD getirerek çaldığını ve buna bazı hastaların olumlu tepki verdiğini ifade etti.
Dr. Can, Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez tarafından 4 ay kadar önce başarılı bypass ameliyat edildiğini ve kendisine de serviste dünyaca ünlü Neyzen Süleyman Erguner'in ney çalarak terapi uyguladığını kaydetti.
Kendisinin de hastalara ney çalarak onlara terapi uyguladığını dile getiren Dr. Can, neyin hastalar üzerinde olumlu bir etki yaptığını vurguladı.
Dr. Can, ney sesiyle birlikte hastanın kalp atışlarının ve tansiyonunun normale döndüğünü belirterek, "Hastaların ruh hallerine göre tek tek de ney üfleyerek onların yaşama dönmesini katkı yapıyorum. Hastaların kendisine gelmeleri ve huzur içerisinde dinlenmeleri beni de mutlu ediyor" diye konuştu.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde de başta akıl hastaları olmak üzere birçok hastanın müzikle tedavi edildiğini hatırlatan Dr. Can, şunları kaydetti:
"Ney üfleme konusunda iddialı değilim ama hangi müziğin hangi hastada iyi geldiği yönünde kendimi geliştiriyorum. Hastanın ruh haline göre ney üflemeye gayret ediyorum. Bunu hastalara birebir uyguladığım için çaldığım müziğin hangi hastaya iyi gelip gelmediğini de anlıyorum."
'' OTİSTİK ÇOÇUKLARA NEY’LE TERAPİ ''
Müziği tedavi yöntemi olarak kullanmayı hedefleyen Neyzen Kerem Tufan , ilk denemelerinde başarıya ulaştığını açıkladı...
AYDINLI Neyzen Kerem Tufan, çıkardığı “Ney’se Turkish Mystic Music” adlı albümünün ardından “müzik- otizim” projesi geliştirdi. Müziğin bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Kerem Tufan, “Ney sesi ile tedaviye katkıda bulunmak istiyorum” dedi.
TUFAN, “Dünyada 5 bin dolayında müzik terapisti var ama Türkiye ’de bu işi ciddiyetle yapan neredeyse hiç kimse yok. Ben bu işi yapmak için yeterli eğitimi aldım. Tecrübelerim otistik çocukların ney dinlerken sakinleşip, uyuduklarını gösterdi” dedi.
Farklı müzik aletlerinin, çeşitli organları tedavi ettiği düşünülmektedir .
Tiroid bezi için piyano
Kalp için Arp...
http://www.arpterapi.com/ arp_terapi_uzerine.php
Karın çalışmalarını etkinleştirmek için Akordeon
Akciğerleri temizlemek için Flüt
gastrit .......................... ........... " Seventh Sonata" by Beethoven
kalp .......................... .............. " Nocturne in D Minor " by Chopin
migren .......................... ......... "Polonaise" Oginski
artan kan basıncı .................... "Wedding March" by Mendelssohn
alkolizm .......................... ....... "Two Maria " by Schubert and " Moonlight
Sonata " by Beethoven
uykusuzluk .......................... . "Peer Gynt" by Grieg
ülser .......................... ............ " Waltz of the Flowers " by Tchaikovsky
iktidarsızlık .......................... ... " Venisbergskuyu scene " Wagner
-------------------------- -------------------------- ----------------------
“Müzik bizde güzel duygular uyandırmasının yanı sıra, ruha hayat veren sihirli bir dokunuşa da sahiptir….
Çünkü müziğin ritmi, kalp atışlarını düzenleyerek, o kişinin bedensel, ruhsal ve zihinsel açıdan sağlığa kavuşmasını sağlar.”
(Sufi Inayat KHAN, Müzik, İnsan ve Evren Arasındaki Köprü, Türkçesi: Kaan H. Ökten-Tugrul Ökten, İstanbul, Arıtan Yayınevi, Eylül 1994, s.67,68)
-------------------------- -------------------------- ----------------------
Müzik aletleri uygulanan tedavi amacına göre seçilmelidir. Trombon, trompet gibi enstrümanlar bir melankoliği daha fazla melankolik yapar, halbuki flavta (bir çeşit flüt) veya rebab onun için uygun olur.
Örneğin “Gregoryen ilahileri ferahlık hissi yaratmak için nefes alıp vermenin doğal ritmini kullanır. Sessizce çalışmak ve meditasyon yapmak için harikadır, stresi de azaltırken daha yavaş olan Barok müziği (Bach, Handel, Vivaldi, Corelli) bir istikrar, düzen, tahmin edilebilirlik, emniyet hissi verir ve çalışma için zihinsel açıdan uyarıcı bir ortam yaratır.”
(Don CAMPBELL, Mozart Etkisi, Türkçesi: Feryal Çubukçu, İstanbul, Kuraldışı Yayıncılık, 2002, s.101)
Müzikle tedavi yöntemi, bazı hastane ve okullarda da kullanılmakta, hatta uyuşturucu bağımlılığı, kanser, yüksek tansiyon, astım, migren ve ülser gibi hastalıkların tedavisinde ve özürlülerde de bu yöntemin kullanımı yaygınlaşmaktadır (Balch,1997, s.559).
Bugün depresyondan şizofreniye, uykusuzluktan Alzheimer’a, Anesteziden hamilelik ve doğuma, kan dolaşımından kansere kadar birçok hastalıkta müziğin etkileri araştırılmış ve iyileşmeye yardımcı olduğu görülmüştür.
Uzmanlara göre, beynimizin salgıladığı endorfin hormonunun aynı zamanda ağrıyı ve stresi azalttığı ve yaşlanma sürecini yavaşlattığı artık daha iyi
bilinmektedir.
Journal of Advanced Nursing’deki bir makalede, bir hafta süreyle, her gün bir saat müzik dinleyen 60 hastanın kronik ağrılarının %21 oranında azaldığı bildirilmiştir.
Yaşlılarda, koro içinde gurup olarak şarkı söylemek, dudak kaslarının daha fazla hareket etmesini, dolayısıyla konuşma sıkıntılarını gidermeye yardımcı olurken, bireysel ve grup müzik dersleri almak ve müzik eşliğinde fiziksel hareket yapmak gibi aktiviteler çok yararlı olmaktadır.
Müziğin tedavi edici gücü, duygusal ve strese dayalı problemleri olan
yaşlılarda da, gerginlik ve sinirlilik halini azaltmaktadır.
Sadece müzik değil, doğadaki sesler de uzun yıllardan beri değişik toplumlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmıştır. Akan suların, şelalelerin ve kuşların sesleri, psikoterapistler tarafından kullanılmıştır.
-------------------------- -------------------------- ----------------------
Müziğin tedavi amaçlı kullanımı çok eskilere dayanmaktadır.
Atalarımız da müziği pek çok hastalığı tedavi etmek amacı ile kullanmıştır.
Orta Asya döneminde kullanılan kopuz veya saz tedavi edici, iyi ruhları çağıran, kötü ruhları kovan önemli bir çalgı olarak kullanılmıştır.
Ayrıca Altaylar ve kuzeyinde davullar da hasta tedavisinde ve dini törenlerde özellikle “şamanlar” tarafından kullanılmıştır.
Şaman herşeyden önce kendine özgü tekniğiyle, ruhu göklere yükselten veya yer altına indiren bedenin vücuttan ayrıldığını hissettiren bir trans(aşkın) ustasıdır.
Kendisi davul çalarak ruhları hükmü altına alır, ölülerle, şeytanlarla, cin ve perilerle irtibat kurarak hastalara şifa dağıtırdı.
Daha sonra İslam dini tesiri ile “Baksı” adını alan tedavi eden hekimler Altay, Kaşgar, Kırgız Türklerinde ortaya çıkmıştır.
Baksı, seans süresince müzik, şiir, taklit ve dansı sanatkar bir biçimde birleştirerek hastayı iyileştirmeye çalışmıştır. Kendisinden tamamen geçtiği zaman(trans) yaptığı dansın özellikle iyileştirici bir güce sahip olduğuna inanılmıştır.
-------------------------- -------------------------- ----------------------
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir.
Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir.
Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.
İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir.
Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir.
Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir.
Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.
Büyük İslam bilgini ve filozofu İbn-i Sina (980-1037), müzikle de ilgilenmiştir. Müziğin insan ruhu ve sağlığı üzerindeki yapıcı etkisini
şöyle tanımlamaktadır:
“Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir...”
http:// www.turkishmusicportal.org/ article.php?id=23&lang2=tr
-------------------------- -------------------------- ----------------------
Pek çoğumuz ne gibi etkisi olduğunun bütünüyle farkında olmadan müzik dinleriz.
Bazen uyarıcıdır, kimi zaman da fazlasıyla uyarıcı, hatta rahatsız edici olabilir. Tepkimiz her ne olursa olsun, müzik zihinsel ve fiziksel etkiler yaratır.
Müzikle nasıl iyileştireceğimizi anlamak için önce müziğin neler yaptığıyla daha yakından ilgilenmeliyiz.
Bu bilgiyi edindikten sonra, müzik yeteneğimiz hangi düzeyde olursa olsun, istediğimiz belli etkileri yaratmak için ‘ses kanallarımızı’ televizyon kanallarını değiştirir gibi kolayca değiştirebiliriz
İnsanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip olan ve zamanla değişik boyutlar kazanan müziğin insanlar üzerine çok çeşitli tesirleri vardır. Bu tesirler hem menfi hem de müspet olabilmektedir.
Müzik halk arasındaki anlayışa göre ekseriyette bir eğlence vasıtası görülmesine karşın, esasen duygu ve düşünceleri seslerle anlatmaya veya sesi düzenli estetik maksatlara uygun şekilde kullanma sanatıdır. Müzik J.J.Rausseu'ya göre sesleri kulağa hoş gelecek şekilde terkip etmektir. İmam Gazali'ye göre ise müzik, tabii olan ve insanı hevesata götürmeyen, aksine, ilahi birliğe davet eden ulvi seslerdir. Mesela Davudi bir sesle okunan Kur'an musikisi, bülbül sesi, yağmur ve suların sesleri, deniz dalgalarının nağmeleri.... ve kainatta Allah'ın varlığını, birliğini terennüm eden kozmik senfoni gibi müziğin sadece bir eğlence aracı olmadığının, insan ruhunun ve vicdanının derinliklerinden zihin ve düşünce dünyasına kadar uzanan bir iletişim yolu olduğunun anlaşılmasıyla, müziğin bu özelliğinden nasıl istifade edebiliriz düşüncesi çok sayıda ilmi araştırmaya zemin teşkil etmiştir. Bu araştırmaların içinde müziğin öğrenme ve akademik başarıya olan tesirinin yanında bir de tıbbi bir metod olarak hastalıkları tedavi etme yönü olduğu tespit edilmiştir.
Tarihlerde müzik Türk Tarihi kadar eskiye gitmektedir. Bazı bilim adamları en az 6.000 yıldan beri devam eden Türk Müziği tarihinden bahsetmektedir.
Türklerde kurumlar bünyesinde ilk ciddi müzik tedavisinin Osmanlı döneminde olduğunu biliyoruz.
Osmanlılardan önce Selçuklu döneminde Selçuklu Sultanı Nurettin ZENGİ kendi adı ile Şam'da yaptırdığı bir hastanede Ebubekir RAZİ'den, Farabi'ye, İbni Sina'ya uzanan bir çizgide müzik makamlarının hangi saatlerde etkili olacağının tasnifini yapan bir müziko-terapi anlayışının uygulandığını görüyoruz. Sonra ki dönemlerde Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul Fatih Külliyesi ve Edirne Şifahanelerinde bu usul uzun süre devam ettiriliyor. Evliya Çelebi'de musikinin sadece ruh hastalıklarında değil çok yönlü olarak kullanıldığı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Orta Asya kültüründe bakıcı, tedavi edici anlamında Baskı adı verilen tedaviciler vardı. Bunlar musiki ve raksı kullanarak trans haline geçerler ve bu anda elde ettikleri bilgileri hastalara uygularlarmış. Müzik burada transı hazırlayıcı bir özellik gösteriyor. Ayrıca hastanın duygularını değiştirmeye yardımcı oluyor.
Büyük İslam Filozofu ve bilginlerinden İbni Sina'da (980-1037) müzik dinlemenin dinlendirici olduğunu insanların kendi ruh cevherlerini ve alemlerini geliştirmek amacıyla müzik dinlemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Tabip Şuuri “Müzikten anlamayan bir hekim tıpta bilgin ve mesleğinde yetenekli olmayıp teşhise kadir olamaz” diyerek müzikle tedaviye verdiği önemi göstermiştir.
Bilhassa Farabi'nin kitapları musikimiz için rehber olmuştur. İslam Medeniyeti tarihinde özellikle tasavvuf ekolu mensupları müzikle uğraşmış, faydasına inanmış ve savunmuşlardır. Müzikle tedavi de ise yine Sufi'ler müziğin insan sağlığı üzerine yaptığı tesirden bahsetmişler ve lüzumlu oluşunun bir delili olarak görmüşlerdir. Sufi'ler ruh hastalıklarının tedavisinde müzikle tedaviyi denemişlerdir. Bu tasavvuf ehli insanların yaptığı müziğe de tasavvuf müziği denilmiştir. Tasavvuf müziği denilince ilk gelenlerden birisi Tasavvuf Musikisidir. Tasavvuf tabi ki sadece müzik olarak anlaşılmamalıdır. Ancak Tasavvuf Musikisi Rab'bani aşkın kalbe ulaşmasında kullanılan temel yöntemlerden biri olduğu içinde oldukça önemlidir.
Tasavvuf Müziğinin amacı insanın Allah'a olan kulluğunun farkına varmasını sağlamaktır. Tasavvuf Musikisiyle nefis kendi içinde zaten olan Allah aşkıyla karşılaşır ve bu aşkın içine çekilir. Nefis kulluk aşkıyla bir araya geldiğinde tıpkı gerçek bir ustanın elindeki ney gibi cevap verir. İşte o an nefis ve aşikar haldeki kulluk aşkı bir araya gelir ve Tasavvuf Musikisi doğar. Tasavvuf Müziği bu dünyaya sürgüne gönderilmiş ruh ve Rab'bi arasındaki bağlantıdır. Tasavvuf Musikisi nefes, dokunuş ve ritim ile icra edilir. Sonu olmayan sürekli bir kurgu içerisinde örtülür. Her bir vuruşta kendi gizemli kapılarını daha da açar, açılır ama hiçbir zaman da rüzgarından hızından bir şey kaybetmez.
Ney, Allah aşkını, adanmışlığı ifade etmeye en yakın sesi çıkarır. İnsana her saniye hayat üfleyen kalbin sesine en yakın sesi çıkarır. Ve nefes ne kadar çok sıradan dursa da Allah'ın en güzel isimlerini sürekli dinleyen kulaklara fısıldayan sesiyle Tasavvuf Musikisinin en önemli enstrümanıdır.
Ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ bir makalesinde? Başarılı tedaviye rağmen hasta hayatından şikayetçi ise bildiğimiz tıp yöntemleri yetmeyecektir demektir. Hastaya yardım için müzik, hipnoz, masaj, akupunktur, bioenerji gibi yöntemleri kullanıyoruz. Örneğin hipnozla hasta rahatlatılıyor. Ailesinin yanında olmasını sağlıyoruz. İsterlerse din adamı çağırıyoruz. Ameliyattan sonra ağrıya karşı masaj yaptırıyoruz. Müzik kullanıyoruz. Daha ameliyata girerken Wolkmenle Tasavvuf Müziği veya tercihi müzikleri dinletiyoruz. Başına EGG taktığımız hastalara müzik dinlettiğimizde beyin atışlarının değiştiğini gördük diye anlatmaktadır.
Bir çok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın kötü varlık ve ruhlardan kurtarılması tedavinin temelini teşkil etmiştir. Monoton bir ritim ile birlikte varlığın tepkisine göre hızlı, yavaş, yumuşak veya sert melodi ile ikna edici sözlerle övgülü şarkı ile müziğe refakat, müzikle tedavinin temelini oluşturmuştur. Yıl 2006 ve yukarıda ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ'ün makalesinde belirtildiği gibi müzik o günden bu güne hızla gelişen teknolojiye rağmen yine de tedavi edici yönü bulunmakta ve insanoğlu var oldukça da devam edeceğe benziyor. İnsan yaşamında böylesine etkin olan bu olgunun bakalım insan sağlığında nasıl bir etkisi var. Ve hangi hastalıklarda kullanılmaktadır, biraz da onu incelemeye çalışalım.
1-NİHAVEND MAKAMI:
Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak- Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği).
2-RAST MAKAMI:
Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüz, Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça "doğru" "dosdoğru" "sağ" ve "gerçek" demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.
3-REHAVİ MAKAMI:
Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi'de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi'dir.
4- HÜSEYNİ MAKAMI:
Akrep Burcu ( Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. "Küçük sevgili" ve " Hüseyin ile ilgili" demektir.
5- HİCAZ MAKAMI:
Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru- soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan'daki Hicaz bölgesinden almıştır.
6-PENTATONİK MELODİLER:
Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir.
7- ACEMAŞİRAN MAKAMI:
Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır
8-UŞŞAK MAKAMI:
Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar ve günbatımında etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılı olup; Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. "Aşıklar" demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.
9-SEGAH MAKAMI:
Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir.
10- SABA MAKAMI:
Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.
11- BUSELİK MAKAMI:
Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir.
12- ISFAHAN MAKAMI:
İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır.
13- NEVA MAKAMI:
Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. "Ses, seda, makam ve ahenk" demektir.
14- BAKSI DANSI:
Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması.
15- ARŞETİPİKAL HAREKETLER:
Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar.
16- SEMA - SEMAH:
Sema ve Semah örnekleri.
17- IRAK MAKAMI:
Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem'den gelmektedir.
18- BÜZÜRK MAKAMI:
Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça "büyük" demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır.
19- ZİREFKEND MAKAMI:
Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba'dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça " döşek ( yatak)" demektir. XIII. asırdan önceye aittir.
20- ZENGÜLE MAKAMI:
Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça "çıngırak, def pulu, zil" demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.
Yazan : Remzi USLU
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Servisinde uygulanan Ney terapisine hastaların olumlu tepki verdiği bildirildi.
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Uzm. Dr. Erol Can, 3 yıldır yoğun bakımdaki hastalara ney üfleyerek terapi uyguladığını söyledi.
Müzik aletlerine çocukluğundan bu yana ilgi duyduğunu ifade eden Can, ilk kez yoğun bakım ünitesinde neyle ilgili CD getirerek çaldığını ve buna bazı hastaların olumlu tepki verdiğini ifade etti.
Dr. Can, Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez tarafından 4 ay kadar önce başarılı bypass ameliyat edildiğini ve kendisine de serviste dünyaca ünlü Neyzen Süleyman Erguner'in ney çalarak terapi uyguladığını kaydetti.
Kendisinin de hastalara ney çalarak onlara terapi uyguladığını dile getiren Dr. Can, neyin hastalar üzerinde olumlu bir etki yaptığını vurguladı.
Dr. Can, ney sesiyle birlikte hastanın kalp atışlarının ve tansiyonunun normale döndüğünü belirterek, "Hastaların ruh hallerine göre tek tek de ney üfleyerek onların yaşama dönmesini katkı yapıyorum. Hastaların kendisine gelmeleri ve huzur içerisinde dinlenmeleri beni de mutlu ediyor" diye konuştu.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde de başta akıl hastaları olmak üzere birçok hastanın müzikle tedavi edildiğini hatırlatan Dr. Can, şunları kaydetti:
"Ney üfleme konusunda iddialı değilim ama hangi müziğin hangi hastada iyi geldiği yönünde kendimi geliştiriyorum. Hastanın ruh haline göre ney üflemeye gayret ediyorum. Bunu hastalara birebir uyguladığım için çaldığım müziğin hangi hastaya iyi gelip gelmediğini de anlıyorum."
'' OTİSTİK ÇOÇUKLARA NEY’LE TERAPİ ''
Müziği tedavi yöntemi olarak kullanmayı hedefleyen Neyzen Kerem Tufan , ilk denemelerinde başarıya ulaştığını açıkladı...
AYDINLI Neyzen Kerem Tufan, çıkardığı “Ney’se Turkish Mystic Music” adlı albümünün ardından “müzik- otizim” projesi geliştirdi. Müziğin bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Kerem Tufan, “Ney sesi ile tedaviye katkıda bulunmak istiyorum” dedi.
TUFAN, “Dünyada 5 bin dolayında müzik terapisti var ama Türkiye ’de bu işi ciddiyetle yapan neredeyse hiç kimse yok. Ben bu işi yapmak için yeterli eğitimi aldım. Tecrübelerim otistik çocukların ney dinlerken sakinleşip, uyuduklarını gösterdi” dedi.
Farklı müzik aletlerinin, çeşitli organları tedavi ettiği düşünülmektedir .
Tiroid bezi için piyano
Kalp için Arp...
http://www.arpterapi.com/
Karın çalışmalarını etkinleştirmek için Akordeon
Akciğerleri temizlemek için Flüt
gastrit ..........................
kalp ..........................
migren ..........................
artan kan basıncı .................... "Wedding March" by Mendelssohn
alkolizm ..........................
Sonata " by Beethoven
uykusuzluk ..........................
ülser ..........................
iktidarsızlık ..........................
--------------------------
“Müzik bizde güzel duygular uyandırmasının yanı sıra, ruha hayat veren sihirli bir dokunuşa da sahiptir….
Çünkü müziğin ritmi, kalp atışlarını düzenleyerek, o kişinin bedensel, ruhsal ve zihinsel açıdan sağlığa kavuşmasını sağlar.”
(Sufi Inayat KHAN, Müzik, İnsan ve Evren Arasındaki Köprü, Türkçesi: Kaan H. Ökten-Tugrul Ökten, İstanbul, Arıtan Yayınevi, Eylül 1994, s.67,68)
--------------------------
Müzik aletleri uygulanan tedavi amacına göre seçilmelidir. Trombon, trompet gibi enstrümanlar bir melankoliği daha fazla melankolik yapar, halbuki flavta (bir çeşit flüt) veya rebab onun için uygun olur.
Örneğin “Gregoryen ilahileri ferahlık hissi yaratmak için nefes alıp vermenin doğal ritmini kullanır. Sessizce çalışmak ve meditasyon yapmak için harikadır, stresi de azaltırken daha yavaş olan Barok müziği (Bach, Handel, Vivaldi, Corelli) bir istikrar, düzen, tahmin edilebilirlik, emniyet hissi verir ve çalışma için zihinsel açıdan uyarıcı bir ortam yaratır.”
(Don CAMPBELL, Mozart Etkisi, Türkçesi: Feryal Çubukçu, İstanbul, Kuraldışı Yayıncılık, 2002, s.101)
Müzikle tedavi yöntemi, bazı hastane ve okullarda da kullanılmakta, hatta uyuşturucu bağımlılığı, kanser, yüksek tansiyon, astım, migren ve ülser gibi hastalıkların tedavisinde ve özürlülerde de bu yöntemin kullanımı yaygınlaşmaktadır (Balch,1997, s.559).
Bugün depresyondan şizofreniye, uykusuzluktan Alzheimer’a, Anesteziden hamilelik ve doğuma, kan dolaşımından kansere kadar birçok hastalıkta müziğin etkileri araştırılmış ve iyileşmeye yardımcı olduğu görülmüştür.
Uzmanlara göre, beynimizin salgıladığı endorfin hormonunun aynı zamanda ağrıyı ve stresi azalttığı ve yaşlanma sürecini yavaşlattığı artık daha iyi
bilinmektedir.
Journal of Advanced Nursing’deki bir makalede, bir hafta süreyle, her gün bir saat müzik dinleyen 60 hastanın kronik ağrılarının %21 oranında azaldığı bildirilmiştir.
Yaşlılarda, koro içinde gurup olarak şarkı söylemek, dudak kaslarının daha fazla hareket etmesini, dolayısıyla konuşma sıkıntılarını gidermeye yardımcı olurken, bireysel ve grup müzik dersleri almak ve müzik eşliğinde fiziksel hareket yapmak gibi aktiviteler çok yararlı olmaktadır.
Müziğin tedavi edici gücü, duygusal ve strese dayalı problemleri olan
yaşlılarda da, gerginlik ve sinirlilik halini azaltmaktadır.
Sadece müzik değil, doğadaki sesler de uzun yıllardan beri değişik toplumlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmıştır. Akan suların, şelalelerin ve kuşların sesleri, psikoterapistler tarafından kullanılmıştır.
--------------------------
Müziğin tedavi amaçlı kullanımı çok eskilere dayanmaktadır.
Atalarımız da müziği pek çok hastalığı tedavi etmek amacı ile kullanmıştır.
Orta Asya döneminde kullanılan kopuz veya saz tedavi edici, iyi ruhları çağıran, kötü ruhları kovan önemli bir çalgı olarak kullanılmıştır.
Ayrıca Altaylar ve kuzeyinde davullar da hasta tedavisinde ve dini törenlerde özellikle “şamanlar” tarafından kullanılmıştır.
Şaman herşeyden önce kendine özgü tekniğiyle, ruhu göklere yükselten veya yer altına indiren bedenin vücuttan ayrıldığını hissettiren bir trans(aşkın) ustasıdır.
Kendisi davul çalarak ruhları hükmü altına alır, ölülerle, şeytanlarla, cin ve perilerle irtibat kurarak hastalara şifa dağıtırdı.
Daha sonra İslam dini tesiri ile “Baksı” adını alan tedavi eden hekimler Altay, Kaşgar, Kırgız Türklerinde ortaya çıkmıştır.
Baksı, seans süresince müzik, şiir, taklit ve dansı sanatkar bir biçimde birleştirerek hastayı iyileştirmeye çalışmıştır. Kendisinden tamamen geçtiği zaman(trans) yaptığı dansın özellikle iyileştirici bir güce sahip olduğuna inanılmıştır.
--------------------------
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir.
Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir.
Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.
İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir.
Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir.
Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir.
Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.
Büyük İslam bilgini ve filozofu İbn-i Sina (980-1037), müzikle de ilgilenmiştir. Müziğin insan ruhu ve sağlığı üzerindeki yapıcı etkisini
şöyle tanımlamaktadır:
“Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir...”
http://
--------------------------
Pek çoğumuz ne gibi etkisi olduğunun bütünüyle farkında olmadan müzik dinleriz.
Bazen uyarıcıdır, kimi zaman da fazlasıyla uyarıcı, hatta rahatsız edici olabilir. Tepkimiz her ne olursa olsun, müzik zihinsel ve fiziksel etkiler yaratır.
Müzikle nasıl iyileştireceğimizi anlamak için önce müziğin neler yaptığıyla daha yakından ilgilenmeliyiz.
Bu bilgiyi edindikten sonra, müzik yeteneğimiz hangi düzeyde olursa olsun, istediğimiz belli etkileri yaratmak için ‘ses kanallarımızı’ televizyon kanallarını değiştirir gibi kolayca değiştirebiliriz
Arp Terapi Nedir?
Arp terapi, arpın kullanıldığı iyileştirme türünü tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir.Arp terapi, klinik ortamlarda (hastane, rehabilitasyon merkezleri ve poliklinikler gibi) ya da hastaların kendi evlerinde çeşitli uzunlukta seanslar halinde sunulabilir. Yapılan araştırmalar terapi müziğinin kanser tedavisinden psikiyatrik rahatsızlıklara, kalp hastalığından migrene kadar pek çok farklı hastalığa iyi geldiğini göstermektedir. Hastalara sunulan canlı-akustik terapi müziği uygulamalarında ağrı ve kaygıda azalma, uyku düzeninde ve kalitesinde iyileşme, yaşamsal belirtilerin istikrarlı hale gelmesi, stresin azalması ve ruhsal durumun iyileşmesi gibi faydalı etkiler görülür.
Neden Arp?
Arpın terapi müziği için kullanılmasının en büyük sebebi ses rengidir. Arpın berrak ve dingin sesi, diğer enstrümanlardan kolaylıkla ayırt edebileceğimiz özel bir konumdadır. Dinlendirici tınısı ve ruhani çağrışımları ile arp, binlerce yıldır birçok kültür tarafından iyileştirici bir enstrüman olarak kullanılmış, saygı görmüştür. Tarih boyunca arp müziği kutlama, doğum, ölüm gibi birçok önemli olaya eşlik etmiştir. İnsanlar, arp müziğini gevşemek, rahatlamak, canlanmak, esinlenmek veya iyileşmek için kullanmışlardır. Dinleyicilerin bedenlerinde, zihinlerinde ve ruhlarında tınlayan bir ses banyosu gibi saran arp müziği rahatlama ve ferahlamanın sembolü olarak görülmüştür.Arp Terapi - Temel: Araştırmalar, canlı-akustik arp müziğinin sağlık kuruluşlarında tedavi gören hastaları, çalışanları ve ziyaretçileri önemli ölçüde rahatlattığını göstermektedir. Hastalar daha az kaygılı, tecrübe ettikleri hastane deneyiminden daha memnun ve tıbbi işlemlere daha çabuk yanıt verir hale gelmektedir. Sağlık kuruluşu çalışanlarının stres seviyelerinde düşüş, çalışmalarında verim ve iş tatminlerinde artış olduğu, ziyarete gelen aileler ve hasta yakınlarında da benzer şekilde stres ve kaygıda azalma olduğu görülmektedir.
Arp Terapi – Potansiyel: Tedavi sürecindeki hastaların yaşadığı olumsuzlukları ve stresi ortadan kaldırmak için müziğin gücüne inanan, tıp ve müzikte büyüyen bir hareketin parçası olan arp terapi alanı, stresin ve çeşitli olumsuzlukların insan bünyesinde yol açabileceği tahribatı, erken yaşlanmanın yanı sıra akut ve kronik hastalıklara yol açabilecek, zihni, bedeni ve ruhu zorlayan etmenleri en aza indirmeyi hedeflemektedir.
Arp Terapi - Misyon: Arp terapi alanı canlı-akustik arp müziği için bilimsel, eğitimsel, sanatsal ve iyileştiren amaçları içeren ortamlar ve durumlar aramakta ve yaratmakta, başta sağlık kuruluşları olmak üzere stresin ve olumsuz etmenlerin sıklıkla görüldüğü – iş, siyaset, ticaret, sosyal mekanlar – hayatın diğer alanlarında da faaliyet göstermeyi hedeflemektedir.
Repertuar Üzerine
Arp terapi repertuarı ritim, tempo, melodi ve ses yüksekliğini birleştirerek ve değiştirerek oluşturduğumuz kombinden meydana gelir. Repertuarın çoğu, hali hazırda seçilen müzikleri kolay dinlenebilir hale getirerek klinik stillere uyarlamaya yöneliktir.Başlıca arp terapi repertuar kategorileri:
- Acil servis, yoğun bakım, ameliyat öncesi ve sonrası hastalar için terapi müziği
- Genel bakımdaki hastalar için terapi müziği
- Yaşlı hastalar için terapi müziği
- Çocuk hastalar ve yeni doğanlar için terapi müziği
- Tedavi sonuna gelmiş, geçiş dönemindeki hastalar için terapi müziği
Tarihçe
II. Dünya Savaşı sırasında, yaralı ve hasta savaş gazilerinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatlama ihtiyacına karşın, belirli müzisyenlerin klinik ortamlarda çalmaya başlamasıyla beraber ortaya çıkmıştır. O dönemde, müzisyenlere terapi müziği üzerine klinik eğitim verilmemiş olsa da, bunun bir ihtiyaç olduğu kısa süre sonra belirgin hale gelmiştir.Savaştan 1950 yılına kadar uzanan süreçte yapılan araştırmalar; gaziler, zihinsel engelliler, duyma-görme bozukluğu olanlar ve psikiyatrik hastalarla çalışan müzisyenlerin çoğalmasına önayak olmuş, 1950 yılında Amerika’da The National Association for Music Therapy (NAMT) kurulmuştur. Bunu takiben, tıbbın müzikle olan ilişkisi hızla genişlemeye başlamış, 1971 yılında ikinci bir dernek olarak The American Association for Music Therapy (AAMT), 1983 yılında Certification Board for Music Therapists (CBMT) ve son olarak 1998 yılında American Music Therapy Association (AMTA) kurulmuştur.
İyileşme için Arp Terapi
Nefes alma ve kalp ritmini yeniden düzenlemeye, kan basıncını ve stresi azaltmaya yardımcı olduğu bilinen arp terapinin faydalı olduğu bazı alanlar aşağıda yer almaktadır:- Aşırı heyecan
- Dikkat eksikliği
- Migren
- Beyin felci
- Alzheimer hastalığı
- Otizm
- Kanser
- Depresyon
- MS
- Koma
- Ağız cerrahisi
- Yaşam bakım hizmetinin sonunda
- Kalp rahatsızlıkları
- Parkinson hastalığı
- Yeni doğan sağlığı
- Psikiyatrik rahatsızlıklar
- Rehabilitasyon
- Felç
- Tedavi sonu/geçiş
Arp Terapi Uygulama Alanları
- Hastane ve diğer klinik ortamların ortak alanlarında (lobi, gündüz odaları ya da bekleme alanları) belirlenen gün ve saatlerde
- Hastane ve diğer klinik ortamlarda (doktor onayı ve önceden randevu kaydıyla) hastalarla bire bir 20 ile 40 dakika uzunluktaki seanslar halinde
- Kanser ve rehabilitasyon merkezlerinde
- Psikiyatri klinikleri ve diş polikliniklerinde
- Hasta evlerinde (önceden randevu kaydıyla hastayla birebir çeşitli uzunluklardaki seanslar halinde)
Arp Terapinin Etkileri:
- Zihinsel ve ruhsal rahatlamayı arttırır
- Kaygıyı hafifletir, stres hormonlarını azaltır
- Kan basıncını dengeler
- Duygu durumunu dengeler
- Zihinsel odaklanma veya zihinsel görüntülemeye yardımcı olur
- İlaç tedavisinin verimliliğine yardımcı olur
- Kalp ve solunum hızını düzenlemeye yardımcı olur
- Endorfin seviyesinin artmasına yardımcı olur
- Ağrı yönetimine yardımcı olur
Arp çalmayı ve Arp Terapiyi öğrenin!
Arp çalmayı öğrenmek stres ve kaygıyı azaltmayı sağlayan iyileştirici bir deneyimdir.Uygulamalı arp terapinin, bazı sağlık sorunlarına arp çalmanın iyi geldiğini keşfeden ve bu alanda yaptığı çalışmalarda iyi sonuçlar alan Amerikalı arpist Dr. Ronald Price tarafından keşfedildiğini söyleyebiliriz. Program hem yeni bir enstrüman öğrenmeyi hem de arpın terapiyle olan ilişkisindeki rahatlatıcı, ferahlatıcı, dinginlik hissi veren repertuarını öğretmeyi hedeflemektedir. Fiziksel, zihinsel ve duygusal zorlukların aşılmasına yardımcı olabilecek uygulamalı arp terapi; stres, depresyon, kaygı, gerginlik ve bazı nörolojik hastalıklara karşı kullanılabilir.
Lamek iki kadin aldi.Birincisinin adi "Ada" ikincisinin adi Tsilla (Ts,Z diye okunur),Ada Yabal'i dogurdu.Yabal ,cadirlarda yasayan sürü sahiplerinin atasi oldu.Kardesinin ismi Yubal'di,Yubal, üflemeli calgi ve Lir ustalarinin atasi oldu.
Baslangic ( genesis ) 4/ 19,20,21.
Armoni 102: Üç Sesli Akorlar (Triad’lar)
Aynı anda çalınan birden fazla notaya akor denir. İki sesli akorlara “diad”, üç sesli akorlara “triad”
adı verilir. Modern müzikte daha çok üç (hatta dört ve daha fazla) sesli akorlar kullanıldığı için
burada diad’ larla ilgilenmeyeceğiz.
MAJÖR AKOR
Bir majör akor majör dizinin 1, 3 ve 5. derecelerinden oluşur.
Her hangi bir majör akor kurmak için akora adını veren majör diziyi yazın; 1, 3 ve 5. derecelerini alın. Örneğin:
Aşağıdaki akorları daha önce yaptığımız majör dizi çalışmalarından faydalanarak kurunuz.
MİNÖR AKOR
Majör dizinin 1, b3 ve 5. derecelerinden meydana gelir. Kurmak istediğiniz minör akora adını veren
majör diziyi yazıp; 1. ve 5. derecelerini aynen olduğu gibi, 3. dereceyi ise yarım ses pestleştirerek
alın. Cmin, Cm, C- şeklinde gösterilebilir.
Dizinin 3. derecesini diyez almışsa onu yarım ses düşürerek naturel yapıyoruz. Aşağıda la minör
akorunda olduğu gibi…
Aşağıdaki akorları kurunuz.
DIMINISHED AKOR
Minör bemol 5 akoru da denir (min b5). 3. derece ile birlikte 5. de yarım ses düşürülür. Yani
1, b3 ve b5 derecelerden oluşur. Gdim , Gmb5 şeklinde gösterilebilir.
3 ya da 5. dereceler zaten bemol almış ise bir bemol daha eklenecektir.
Yukarıda, si çift bemol notası pratikte la notasını ifade eder, ancak burada da majör dizi kuru-
luşunda olduğu gibi isimlendirmeye dikkat etmek zorundayız. Mi kök ses iken 4. derecesi la,
5. derecesi si olacaktır. Akor formülünde de b5 istendiğinden si adının kullanıldığı bir isimlen-
dirme yapmamız gerekiyor.
Aşağıdaki diminished triad’ları yazınız.
AUGMENTED AKOR
1, 3 ve #5. derecelerden oluşur. # 5 ‘e artmış beşli de denir. Caug, C şeklinde gösterilebilir.
Aşağıdaki augmented akorları kurunuz.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder