Antik
Mısır tarihinde “Sapkın Firavun” olarak bilinen Akhenaten (“Aten’in
hizmetkârı” anlamına gelir) tahta ilk çıktığında Amenhotep (“Amon
mutludur” anlamına gelir) olarak biliniyordu. M.Ö. 1300’lü yıllarda
Mısır tahtına geçtiğinde, tüm bu çok tanrılı din sistemini yasaklayıp
dünyadaki ilk tek tanrılı din olan Aten dinini kurdu(Atenizm). Mısır’ın
asırlarca başkenti olan Teb’i yeni topraklara, Tel el Amarna’ya taşıdı
ve yeni başkent olan Akhetaten’i kurdu. (“Aten’in Ufku” anlamına gelir).
Çok tanrılı inancı unutturmak için tapınaklardan diğer tanrıların
isimlerini sildirdi. Yaklaşık 15 yıl tahtta kalmış olan Akhenaten
öldükten sonra düşman ilan edildi; yerine tahta geçen oğlu Tutankhamun
tarafından Mısır’ın eski çok tanrılı din sistemi yeniden getirildi.
(Mısır’da en büyük cezalardan biri Firavunun isminin kendi mezarından
silinmesiydi; Akhenaten’in ismi kendisinden sonra mezarından da
silinmiştir.)
Akhenaten’in getirmiş olduğu Aten dini, bugün milyonlarca inananı olan Yahudilik inancının başlangıcıdır ve birçok bilim adamı tarafından da bu durum kabul edilmektedir. Ayrıca bu görüş, Psikanaliz biliminin kurucusu olan Sigmund Freud tarafından “Musa ve Tek Tanrıcılık” ve “Dinin Kökenleri” isimli kitaplarında şiddetle desteklenmektedir.
“Eğer Musa, Yahudilere yalnızca bir din değil, aynı zamanda sünnet emri de verdiyse bir Yahudi değil bir Mısırlıydı. O durumda Musa dini, olasılıkla bir Mısır dini ve yaygın dinle zıtlığı göze alındığında daha sonraki Yahudi dininin bazı önemli açılardan uyuştuğu Aten diniydi.” (Dinin kökenleri Payel Yayınevi s. 252-253 / Sigmund Freud)
Aten dinini incelemeye Akhenaten’in, Tanrı Aten’e yazdığı şiir ile başlayalım:
“Tanrı, uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O’dur her varlığı yaratan.
Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh…
Ta başlangıçta vardı Tanrı.
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı…
Ezelden beri gelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek.
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman…”
Şiirde de görüldüğü üzere “ Allah birdir, tektir. Her şeyden üstün, yüce ve uludur ” ifadeleri M.Ö. 1300’lü yıllarda yazılmış bir şiirin içerisinde geçmektedir. Tek tanrılı bir dine inanan herkes, yukarıdaki şiirin birçok mısrasına katılır. Günümüzde dinler konusu hassasiyet kazandığından çeşitli polemiklere konu olsa da, dinler tarihini inceleyen herkes bilir ki, tüm dinlerin kökeninde bu gibi mesajlar verilmektedir.
Aten dininin geriye kalan kurallarını da kısaca belirtmeliyim, birçoğu yine tanıdık gelecektir:
Yaratılışa inanılır.
Ruhun varlığına ve ölümden sonrasına inanılır.
Ölen kişiler için cenaze töreni yapılır.
Ölen kişi dünyada yaptıklarına göre ya ödüllendirilir ya da cezalandırılır.
İbadethanelere girmeden önce ritüelik bir temizlik yapılır, temizlik çok önemlidir.
Cinsel ilişkiden sonra büyük bir temizlik yapılır.
İbadethanede secde edilir.
Dini bir eylem olarak hayvan kurban edilir.
Erkekler sünnet edilir.
Domuz eti yenmez.
Putlar yasaktır, hiçbir şekilde puta tapılamaz
.
Akhenaten’in getirmiş olduğu Aten dini, bugün milyonlarca inananı olan Yahudilik inancının başlangıcıdır ve birçok bilim adamı tarafından da bu durum kabul edilmektedir. Ayrıca bu görüş, Psikanaliz biliminin kurucusu olan Sigmund Freud tarafından “Musa ve Tek Tanrıcılık” ve “Dinin Kökenleri” isimli kitaplarında şiddetle desteklenmektedir.
“Eğer Musa, Yahudilere yalnızca bir din değil, aynı zamanda sünnet emri de verdiyse bir Yahudi değil bir Mısırlıydı. O durumda Musa dini, olasılıkla bir Mısır dini ve yaygın dinle zıtlığı göze alındığında daha sonraki Yahudi dininin bazı önemli açılardan uyuştuğu Aten diniydi.” (Dinin kökenleri Payel Yayınevi s. 252-253 / Sigmund Freud)
Aten dinini incelemeye Akhenaten’in, Tanrı Aten’e yazdığı şiir ile başlayalım:
“Tanrı, uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O’dur her varlığı yaratan.
Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh…
Ta başlangıçta vardı Tanrı.
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı…
Ezelden beri gelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek.
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman…”
Şiirde de görüldüğü üzere “ Allah birdir, tektir. Her şeyden üstün, yüce ve uludur ” ifadeleri M.Ö. 1300’lü yıllarda yazılmış bir şiirin içerisinde geçmektedir. Tek tanrılı bir dine inanan herkes, yukarıdaki şiirin birçok mısrasına katılır. Günümüzde dinler konusu hassasiyet kazandığından çeşitli polemiklere konu olsa da, dinler tarihini inceleyen herkes bilir ki, tüm dinlerin kökeninde bu gibi mesajlar verilmektedir.
Aten dininin geriye kalan kurallarını da kısaca belirtmeliyim, birçoğu yine tanıdık gelecektir:
Yaratılışa inanılır.
Ruhun varlığına ve ölümden sonrasına inanılır.
Ölen kişiler için cenaze töreni yapılır.
Ölen kişi dünyada yaptıklarına göre ya ödüllendirilir ya da cezalandırılır.
İbadethanelere girmeden önce ritüelik bir temizlik yapılır, temizlik çok önemlidir.
Cinsel ilişkiden sonra büyük bir temizlik yapılır.
İbadethanede secde edilir.
Dini bir eylem olarak hayvan kurban edilir.
Erkekler sünnet edilir.
Domuz eti yenmez.
Putlar yasaktır, hiçbir şekilde puta tapılamaz
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder