30 Ocak 2015 Cuma

Gılgamış ve Lokman Hekim'in Yaşam Otu



Gılgamış Destanı’nda ise, Lokman Hekim de Gılgamış da ele geçirdikleri iksiri yılana kaptırırlar. Böylece insan ölümlülüğe mahkûm olur, yılan ise sonsuzluğu ele geçirir. Bu yılanın tanrılaşması demektir. Bu efsaneden hareketle yılanın, niçin sağlıkla ilgili bir sembol olarak kullanıldığı da açıklık kazanabilir. Sopa yani asa da yılanla ilişkilidir. Bu başlangıçta ilk örnek, bir benzerlik, bir temsil ilişkisine dayansa da daha sonra/ayni zamanda yılandan korunma silahı olarak ...da işletilmiş olabilir.
Lokman Hekim’le ilgili efsane de bunlardan biridir. “Lokman Hekim, doktor ve eczacıymış. Dükkânı her tür ilaçla doluymuş. Hastalar içeri girdiğinde, onlara iyi gelecek ilacın şişesi sallanırmış. Bir gün içeri bir hasta girmiş. Ancak hiçbir şişe sallanmamış. Lokman Hekim, ona: “Senin hastalığının çaresi yok, öleceksin.” demiş. Adam çok üzülmüş. Her şeyini satmış. Yanına bir at, tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış. Vurduğu hayvanları yemiş, yörüklerden yoğurt, süt alarak yaşamış. Hastalığı da iyice artmış. Bir ağacın altında otururken bir yörük kadını, bir tas sütü oraya koymuş. Tasa yaklaşan bir yılan, sütü içmiş, sonra da zehrini süte kusmuş. Tas, yemyeşil olmuş. Ağrıları artan adam: “Gidip şu zehri içeyim de ölüp kurtulayım.” demiş, zehirli sütü içmiş. İçinde ne varsa kusmuş, çıkarmış. Adam hafiflediğini hissetmiş. Her geçen gün iyileşmiş ve hastalığı geçmiş. Lokman Hekim’e gidip: “Sen, bana öleceksin dedin. Ama ölmedim.” demiş. Lokman ise: “Ben, senin için ala ineğin sütünü nereden bulayım, sütü yılana içirip, nasıl tasa kusturayım. Hastalığının çaresi vardı; ama bu ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim.” demiş. O zamandan beri tas ve yılan eczacılık   tıp biliminin simgesi olmuş





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder