21 Ekim 2016 Cuma

Levhü’l-Mahfuz




           İslam dininde kader olarak isimlendirilen, geçmiş ve gelecek tüm olaylar ve varlıklar Allah katında bulunan Levh-i Mahfuz'da yazılı bulunmaktadır. İbn-i Kemal'e göre, Levh-i mahfuz, korunmuş levha demektir. Olmuş ve olacak her şeyin yazılı olduğu kitap anlamındadır. Melekler, Levh-i Mahfûz'u görürler.
"Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta olmasın." (Neml Suresi, 75) Ayette geçen apaçık kitap Levh-i Mahfuz olarak yorumlanır.
Olmuş ve olacak şeyler Allah'ın bilgisine bağlı olduğundan Levh-i Mahfuz doğrudan Allah'ın ilim sıfatı ile ilişkilendirilir. Korunmuş olarak nitelenmesinin nedeni, burada yazılı olan şeylerin herhangi bir müdahale ile değiştirilmekten, bozulmaktan uzak ve korunmuş olmasındandır.

              Kur'an'da ilgili ayetler

              Kur'an'da geçen Ümmü'l-Kitap (Kitapların Anası, Ana Kitap), Kitabun Mübin (Apaçık Kitap), Kitabun Hafîz (Koruyan Kitap), Kitabın Meknun (Saklanmış Kitap), İmamun Mubin (Apaçık İnen Kitap) ve sadece kitap ifadeleri Levhi mahfuz ile ilişkili bulunan ifadelerdir.
Buruc suresi 22. ayetinde Kur'an'ın Levh-i Mahfûz'da bulunduğu ifade edilir.(Buruc: 22) , ancak hiçbir tanım getirilmez. Bazı ayetlere göre Levh-i mahfûz içinde hiçbir şeyin eksik bırakılmadığı (En'âm: 59), olacak şeylere ait bilgileri saklayan (Kaf: 4), yeryüzü ve insanlarla ilgili tüm olay ve oluşların yazılı bulunduğu (Hâdid: 22) her şeyin sayılıp tespit edildiği (Yasin: 12), gökte ve yerdeki tüm gizliliklerin açıkça belirtildiği (Neml: 75), temiz yaratılan meleklerden başka kimsenin dokunamayacağı apaçık, korunmuş, koruyan, saklanmış ve ana kitap'tır. İsrâ Sûresi 58. ayetde de "Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır." şeklinde yer almaktadır.





Levhül-Mahfuz

Kısasül-Enbiyalarda  ortak  motif  olan,  Kısas-ı  Enbiyâ  ve  Arâisü'l-Mecaliste hemen hemen aynı şekilde tasvir edilen Levl-Mahfuz; Allah tarafından takdir edilen her şeyin, yani olacak tüm şeylerin, diğer bir deyişle kaderin yazılı bulunduğu manevi levha; ilm-i ilahi olarak tanımlanır. Bu motif Kısas-ı Rabgûnin Âdem ve İsmail kıssalarında da karşımıza çıkar. İlksel bir diğer öğe olan Levhü'l-Mahfuzun Arâisü'l- Mecâliste anıldığı bir örnek vermek gerekirse:
İbni  èAbbÀs eyitdi  Tañ taèÀ yaratduġından   birisi  levó-i mfūô durur  ve ol bir  aú incüden durur78   ve anuñ  iki yazusı úızıl yÀúūtdandur ve anuñ yazu nūr ve úalemi nūrdur ve anuñ ini yirile k arancadur T taèÀlÀ her gün içinde üç z kez ol levóe nažar eyler andan yaradur andan rızú virür ve diri úılur ve öldürür ve ne dilerse işler.79



İbn  Abbas  (şöyle)  söyledi:  Yüce  Tanrının  yarattıklarından birisi de Levl-Mahfuzdur ve o beyaz bir incidendir ve onun iki  yanı kızıl  yakuttandır  ve onun  yazısı  da kalemi  de ışıktır. Onun büyüklüğü yer ile k arası kadardır. Yüce Tanrı her gün o levhaya  üç  yüz  defa bakar,  sonra  yaratır,  sonra rızık  verir ve
yaşatır ve öldürür ve ne isterse yapar









Kısas-ı  Enbiyâda  Levhü'l-Mahfuzdan  bahsedilen  kısa  bir  bölümü  de  buraya nakledelim:
Ol levóu'l-mfÿô içinde mnا  دki  yazılmışdur ki Tdan  artuú

kimesne bilmez ve daòı o levóuñ çevresi úızıl yÀúÿtdandır. 80






O Levhül-Mahfuz içinde mnا دki


yazılmıştır ki (bunun anlamını)



Tanrıdan bka hiçkimse bilmez ve de o levhanın çevresi kızıl yakuttandır.



Levhül-Mahfuz da tıpkı ilk yaratılan gevher/töz gibi tam olarak bilinemeyen ve tanrısal oldu için doğal olarak bilinemeyecek olan bir varktır. Levhül-Mhafuz ile ya da benzer işleve sahip kavramları bka inanışlarda da görmek mümkündür. Birçok mitosta önemli bir yeri olan bu levha ya da tabletlere sahip olmak tanrı(lar) için çok önemlidir.  Zira  bunlara  sahip  olan  tanrı,  evreni  yönetme  gücünü  de  kazanmış  olur. Kısasül-Enbiyalarda  Levl-Mahfuz adıyla  geçen  motif,  Mezopotamya  yaratılış destanı   Enuma   Elte   Kader   Tableti”   adıyla   karşımıza   çıkar.   Mezopotamya mitolojisinin muzaffer tanrısı Mardukun ele geçirdiği bu tablet, O’nu tanrıların birincisi ve kaderin mutlak hakimi haline getirir.81



Levhül-Mahfuz motifinin işlevsel değeri de önemlidir. Bu motifle, insanoğlunun ezelden   ebede   kaderinin   belli  oldu   ve  bu   kaderin   tanrısallığı   sebebiyle   karşı








çıkılamazlığı  vurgulanarak,  insanların  yadığı/yaşayacağı  her  şeyi  teveklle karşılama vaaz edilmtir. Tanrı kaderi en başta ve bir kereye mahsus olarak belirlediğinden buna itiraz etmek beyhûdedir.



Eski Türk inanışından parçalar yakalayabildiğimiz Orhun Yazıtlarında ise Türk halkı zor duruma düştüğünde imdada yetişen ya da avam tabaka hata yapğında hepsini hemen cezalandıran  bir Tanrı ile karşılaşırız.82   Eski Türk inanışındaki, kadere her an müdahale etmeye hazır Teŋrinin yerini, İslâm inanışında kaderi bir kereye mahsus ve değmez olarak belirleyen Allah almıştır.


78   Salebî’nin  söz konusu  eserini  yayına  hazırlayanlar  tarafından  levó-i mfūô-durur   aú  incüden-durur şeklinde  yazılmışr.
durur,  geniş zaman bildirici  görevinde  kullanılan  turur  şeklinden  t >d  gelişimi  ile oluşmuştur.  Güney-batı  Türkçesi  için bugün
+DIr  / +DUr  şeklinde kullanılır. durur  şekli ile daha çok edebî ve tarihî metinlerde  karşılaşmak  olasıdır. Yukarıdaki  ifadede de araya kısa çizgi konulmadan yazılması gerekirdi.
79  Sa'lebî, a.g.e., s. 28:8-11.


80   İ. Cemiloğlu, 2000, s. 121, 2a4-6.
81   Antik  Dünya  ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü  (Ed. Yves Bonnefoy),  Kozmogoni (Mezopotamya)
maddesi, Yazar: Elena Cassin, 2000, c.1, s.586.
82  Tunyukuk Yazıtı, Birinci Taş 1-4; Kültigin Yazıtı, Doğu 25-26; Bilge Kağan Yazıtı, Doğu 20-21.


Yunan Mitolojisi’nde Kuşlar : Baykuş ve Karga


‘Hellenler’in bir deniz zaferi umuduna kapılmalarını sağlayan en önemli sebep ilahi bir işaretti.Bir kartal İskender’in gemisinin kıç güvertesine konmuştu.’
Arrianos , Alexandrou Anabasis Bl.18
İnsanoğlu geçmişte inandığı Tanrılar’ın büyük bir kısmını göklerde aramıştır . Kimi zaman Onlar’ı bir dağın bulutlarla gizlenmiş tepesine oturtmuş , kimi zaman göğün birçok kattan oluştuğunu düşünerek en üst kata yerleştirmişlerdir . Göklerde aradıkları Tanrılar’ına , gene göklere yükselen kuşlarla ulaşmaya çalışmış olacaklar ki , Yunan Mitolojisi’nde ve Tarihi’nde birçok simgesel kuşlardan bahsedilmektedir. Baykuş , Kartal , Şahin , Güvercin…  Hepsi neredeyse birçok Tanrı ile ayrı ayrı özdeşleşmiş ve sonrasında başka kültürleri de etkilemiştir.
Yunan Mitolojisi’nde kuşlarla özdeşleşen Tanrılar hakkında bilgiler Homeros ve Hesiodos’un eserlerinde verilmeye başlamış , Ovidius’un Dönüşümleri’nde detaylandırılmıştır . Ayrıca Arrianos , Ksenophon gibi Antik Yunan Çağ yazarları ilahi semboller olarak kuşlardan bahsetmişlerdir .
Yunan Mitolojisi’nde Baykuş :
owleye athena 2mi3
Baykuşlar , her ne kadar Yunanistan’da bilgelik anlamı taşısa da birçok yerde uğursuzluk ve ölüm getiren anlamı da taşımaktadır . Bir dönem cadılarla birlikte de bu hayvanın adı anılmıştır . Peki Yunan Mitolojisi’ne nasıl girmiştir baykuş ?

Efsaneye göre , Tanrıça Athena ,baykuşun bakışlarından , gece görme yeteneğinden çok etkilenmiş ve gece kuşu olan kargayı bu görevden sürerek yerine baykuşu getirmiştir . Baykuş , Athena’nın görmediklerini görüp Tanrıça’yı her daim haberdar etmiştir. Tanrıça’nın  kendisine ait baykuşun adı ‘Athene Noctua’ olarak geçer ( Küçük Baykuş olarak da bilinir ) ve Acropolis’in koruyucusu olduğu söylenir . Antik Yunan paralarına baktığımızda üzerinde baykuşu görmemizin bir sebebi de bu kuşun ayrıca ticaret üzerinde bir koruyucu gözlemci olduğuna inanılmasındandır . Rivayete göre baykuşa gece görme yetisini kazandıran , içinden gelen sihirli bir ışıktır .
Ancient Greek Coin 2mi3
Antik Yunan Çağı’nda baykuşlar ordunun da koruyucusu olarak görülürdü . Tabii bunu bir yerde Athena’nın bilgeliğin yanısıra Savaş Tanrıçası ( Ares’ten farklı olarak ) olmasına , baykuşun da Athena’nın simgesi olmasına bağlayabiliriz . Rivayete göre , savaş sırasında Yunan Ordusu’nun üzerinden uçan bir baykuş zafere işarettir .
Baykuş’un Yunan Mitolojisi’ndeki yeri bunlarla sınırlı kalmamaktadır . Ovidius’un Dönüşümler adlı eserinde Ascalaphus’un bir baykuşa dönüştürülmesi anlatılmaktadır . Efsane’ye göre Ascalaphus , Hades’in bahçesinde dolaşan Persephone’nin bir nar tanesi yiyerek orucunu bozduğunu görür . Orucunu bozan Persephone , bu yüzden gün ışığına çıkma umudunu iyice yitirmiştir . Ascalaphus Persephone’yi ihbar eder ve bu duruma kızan Demeter  Ascalaphus’u bir baykuşa çevirir .
Askalaphos Persephone 2mi3
‘ Başında Phlegeton sularıyla ıslanan bir gaga , tüy , kocaman gözler yarattı . Değişti tüyle kaplandı sarımsı gövdesi , büyüdü başı , kıvrıldı , uzadı tırnakları , güçlükle titrerdi kımıldayan kolunda tüyler . Yıkımların ulağı , uğursuz sayılan , bütün ölümlülerin kaçındığı baykuş derler buna . ‘
Ovidius , Dönüşümler V.Kitap 545
Ovidius’un dizelerine baktığımızda baykuşun uğursuz bir sembol olduğunu görürüz . Hakikaten de Yunan Kültürü’nde bilgeliğin simgesi olan bu kuş , Roma Kültürü’ne uğursuz , yıkım getiren olarak geçmiştir .  Erken Roma Dönemi’nde evin kapısına çivilenmiş bir baykuş ölüsünün evi baykuşun daha evvel neden olduğu kötülüklerden koruduğuna inanılmıştır . Gene Julius Caesar’ın , Augustus’un , Agrippa’nın ölümlerinin bir baykuş tarafından daha evvel bildirildiği söylenmektedir .
Peki baykuşun Yunanlılar tarafından kutsal sayılıp , Romalılar tarafından uğursuz olarak nitelendirilmesi neye dayandırılabilir ? Tamamen şahsi fikrimdir , ben bu inancın köklerini Truva Savaşı’nda arıyorum. Daha evvelki yazılarımda da belirttiğim gibi  Roma  , Truvalı Aeneas’ın torunları tarafından kurulmuştur . Yani Roma kendi soyunu Truvalılara dayandırmaktadır . Truva Savaşı’nda Baykuş Gözlü Tanrıça Athena Yunanlılar’ın yani Akhalar’ın tarafında yer almıştır . Akhalar Truvalıları büyük yıkıma uğrattırmıştır . Dolayısıyla Athena’ya karşı buradan kaynaklanan bir kin duymuşlar , simgesi baykuşa da yıkım getiren bir anlam yüklemiş olabilirler . Ama bu tamamen şahsi fikrimdir .
Yunan Mitolojisi’nde Karga :
kargalar yesimminn 2mi3
Baykuşu anlatırken bahsi geçmişti karganın . Önce gece kuşuyken bu görevden sürülmüş ve yerine baykuş geçmişti . Kargalardan bahsedelim şimdi de . Öncelikle kargaların neden siyah olduğuna dair farklı rivayetler mevcuttur . Bir kısmı Athena’nın öfkesinden bir kısmı da Apollon’un öfkesinden bahseder .
Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir ki Yunan Mitolojisi’ne göre Karga ilk başta bembeyaz bir kuşmuş . Athena’nın en sevdiği üstelik . Bakire Athena’nın , Erichton isimli bir oğlu olmuş . Tabii nasıl hala bakire olabiliyor diyorsanız Erichton’un doğumunu incelemeniz gerekir . Özetleyecek olursak , Hephaestos Tanrıça Athena ile birlikte olmak ister . Birgün Athena’yı yakalar ve birleşemeden tohumlarını Athena’nın bacağına bırakır . Athena tiksinerek bir bez parçasıyla bunları siler ve toprağa atar . Bu tohumlardan Erichton doğar ve Athena Erichton’u Atina Kralı Cecrops’un üç kızına emanet eder . İşte karganın trajik hikayesi burada başlar . Cecrops’un kızlarının Erichton’a iyi bakamadığını görür karga , gider durumu Athena’ya anlatır . Athena’nın öfkesi ilk başta kargayı vurur . Onu gece kuşluğu görevinden sürer ve yerine baykuşu getirir . Daha sonra Apollon sahiplenir kargayı . Bu seferde Apollon’un sevgilisi Coronis’in davranışlarını beğenmez karga ve gider Apollon’a anlatır . Apollon kargayı dinleyerek öldürür Coronis’i , Asklepios’un annesini … Sonra pişman olur yaptığı şeye , ve beyaz kuşlar içerisinde yeri olmasın diye kapkara yapar kargayı . Anlayacağınız karga ne çektiyse dilinden çekmiştir .
Coronis Apollo Crow 2mi3
Bahsettiğim bu hikayeler bazı çevirilerde kuzgun olarak geçmektedir . Fakat Yunan Mitolojisi’nde karga ile kuzgun aynı familyadan oldukları için herhangi bir ayrım söz konusu değildir .
Aisopos , masallarının büyük bir kısmında kargalara yer vermiştir ve bir çoğunda karganın ne çektiyse çenesinden çektiğini vurgulamıştır .
Karga , Yunan Mitolojisi’ndeki rolü itibariyle uğursuz olarak nitelendirilse de diğer birçok mitoloji de vazgeçilmez öğeler arasındadır .Fakat , Antik Yunan döneminde kargalar , baykuş kadar simgesel olamamıştır . Tabii bunda sebep aramaya gerek yok , neticede uğursuz sayılmışlardır .
Yunan Mitolojisi’nde kuşlar sadece baykuş ve karga ile sınırlı değil tabii ki . Bu araştırmanın devamında Zeus’un simgesi Kartal , Aphrodite ile özdeşleşmiş Güvercin , Hera’nın simgesi Tavuskuşu’ndan bahsedeceğim . Şimdilik günümüzde anlamsız bir şekilde bir anda popülerliği artmış , modayı etkilemiş baykuştan ve baykuşun yerini aldığı ,çevremizde sürekli gördüğümüz kargadan bahsetmek istedim .
Yunan Mitolojisi’nde Karga başlıklı kısmın girişinde karga fotoğrafı için  Yesimminn‘e çok çok teşekkür ederim .
Yazan : Dimitri Daravanoğlu
Kaynakça:
1-) Ovidius , Dönüşümler , Çev. İsmet Zeki Eyüpoğlu , Payel Yayınevi , İstanbul , 1994
2-) Grimal P. , Mitoloji Sözlüğü , Çev. Sevgi Tamgüç , Sosyal Yayınlar , İstanbul , 1997
3-) Arrianos , İskender’in Seferi , Çev. Furkan Akderin , Alfa Yayınevi , İstanbul , 2005


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder