13 Eylül 2015 Pazar

GÜNEŞ TANRI VE KUŞ ÜLKESİNİN TANRIÇALARI



Doç. Dr. Haluk BERKMEN
  Yukarı Nil bölgesi bugünkü Sudan ülkesi olup, kadim dönemde KUŞ krallığının yerleşim alanı idi. Kuş krallarından en önemli olanı Taharka adıyla bilinir. Oysa ki onun asıl adı Turhaka idi ve anlamı da TUR-HAKAN olarak TUR halkının hakanı olmakta idi. Kuş adına gelince OK-UÇ => KUÇ => KUŞ şeklinde dönüşümlere uğradığı görüşündeyim. OK-UÇ ise /uçta duran OK/, yani yönetici olan OK halkı demek oluyor.

UÇ- ÜÇ damgaları
  UÇ ile ÜÇ arasında da bir ilişki vardır. Yandaki Şekilde UÇ-ÜÇ-3 ilişkisi görülüyor. Sol alt köşede görülen kanatlı tanrıça İsis KUŞ ülkesinin ana tanrıçası idi. Kanatlı oluşu ve bir kuş gibi görünmesi ile ülkenin KUŞ adında olması tesadüf olabilir mi? KUŞ sözünün Türkçe anlamında hem uçma yeteneği olan (şaman olan), hem de Güneş-Tanrı ile ortak özellikler paylaşıp göklerde dolaşabilen bir varlık anlaşılmalıdır. Böyle bir varlığa tanrıça olarak bakılması ve ülkeye Kuş ülkesi denmesi bence doğaldır ve tesadüf ile hiçbir ilgisi yoktur.
  Sol üst bölümde ise Orhon harflerini görüyoruz. 3 kollu Ç harfi hem üç hem de uç kavramlarını anımsatıyor. Sağ üst köşede ise E şeklinde görülen damga bazen yana yatık, bazen de ters yöne bakar şekilde çizilmiş olan Ön-Türk yazı tarzının UÇ damgasıdır.  Bu ters tarafa bakan E harfi Arap 3 sayısına da kaynak olmuştur.
   Resmin sağ tarafında görülen kadın figürü Girit adasındaki kadim Minoan kültürüne ait bir çömlek üzerinde bulunmuştur. Öncelikle belinin ince oluşu bir kadın figürü olduğuna işaret ediyor. Ayrıca, etrafında çizilmiş olan 3 kollu işaretler Orhon Ç harfini ve dolayısıyla uçta bulunan ve manevi uçuşlar yapabilen yönetici şaman kadını simgeliyor. Resmin sağ alt köşesinde birtakım önemli simgeleri belirttim. Bu simgeler oraya süs olarak konmamışlardır. Her biri bir Ön-Türk damgasıdır ve anlamlıdır. Örneğin İsveç dilinde Y harfi Ü olarak okunur. Keza Latin yazısında V harfi U olarak okunur. Demek ki, bu damgalarda hem U sesi hem de Ç sesi vardır ve verilmek istenen mesaj UÇ kök sözcüğüdür.

Kuş-kadın Örnekleri
  Resmin sağ alt köşesinde ise yine Girit adasında bulunmuş eski para örnekleri görülüyor. Bu paralarda kuş başlı kadınların çizilmiş olması herhalde anlamsız değildir. Paralara hep yönetici resmi çizildiği biliniyor. Şu halde bu kuş-kadınlar şaman dişi yöneticiler olsa gerek.
  Manevi uçuşlar yapabilen kadın heykelciklerine birçok yerde rastlıyoruz. Yine aynı resimde farklı bölgelerde ortaya çıkmış kuş-kadın heykelleri görülüyor. Bu küçük heykellerin birçok farklı bölgede ortaya çıkışı, onlarda uğur getirici ve koruyucu bir güç bulunduğu inancına dayanmaktadır. Ayrıca, anaerkil toplumlarda bu kadın heykelcikleri yönetici ve koruyucu ana simgesi olarak bir ipe takılıp boyunda asılı olarak taşınıyorlardı.
 
Asya kökenli kuş kadınlardan Maya kültürünün kökeni hakkında Ön Türklerde Şamanlık adlı 14 sayılı yazımda söz ettim. Sol üst köşede görülen çizim Fransa’nın Lascaux mağara duvarından bir görüntüdür. Bu mağaraya gelen insanların yaklaşık 14,000 yıl önce bu resimleri çizdikleri ve resimlerin dış etkenlerden uzak olmalarından dolayı günümüze kadar bozulmadan gelebildikleri görüşü hakimdir.
   Bu mağaranın duvarlarında birçok hayvan resmi ile birtakım anlamı bilinmeyen işaretlerin çizilmiş olduğu ortaya çıkarılmıştır. Resimde açıkça bir Y harfi ve oradan yükselen bir çizginin ucunda bir kuş görülüyor. Burada görülen Y işareti aslında Ön-Türk UÇ/ÜÇ damgasıdır ve kuş resmi de bu görüşe destek veriyor. Uzun çizgi yükselişi simgeliyor.
  Sağda görülen kuş-kadın heykelcikleri Harrapa ve Mahenjo-Daro bölgesinde bulunmuşlardır. Bu bölge şimdiki Pakistan ülkesi hudutları içindedir ve genelde İndüs vadisi olarak bilinir. İNDÜS sözü dahi Ön-Türkçe olduğu görüşündeyim. Çünkü, İN kök sözcüğü insanı belirtir ve İN-DÜS => İN-DİR olup iki anlam taşır. Biri, kuzey bölgelerden bu vadiye inildiği, diğer anlamı ise şehrin insan eseri olduğuna işaret ettiğidir -DİR bu durumda bir belirtgeç takı olmaktadır. İNDİYA da /İnsanların ülkesi/ olmaktadır.
  Asya'da Hindistan ile Pakistan’ın kuzey bölgelerinde Kuş hanlığı bulunuyordu. Bu millete verilen isim Kuşhan krallığı olup, bölgesi Hindikuş dağlarının kuzey etekleri idi. Zaten, Hindikuş dağlarının adı Hint ile Kuş ülkeleri arasında kalan sıradağlar olmaktadır. Hem Kuzey batı Hindistan bölgesinde hem de bugünkü Sudan bölgesinde iki ayrı fakat aynı adlı KUŞ ülkesi var olmuş ise bu bir tesadüf olamaz. Mutlaka iki halk arasında ortak kültürel bağlar vardı.
İndus Vadisinden
  İndüs vadisinde Harrapa ve Mahenjo-Daro şehirlerinde küçük kil tabletlere kazılmış ilginç resimler bulunmuştur. Bu resimlerin bir tür yazı olduğu görüşü vardır. Ancak günümüze kadar kesin bir çözüme varılamamıştır. Bu tabletlerde iki örneğini Resim 19c de görüyoruz. Her iki örnek negatif olarak kazılmışlardır. Yumuşak kil üzerine bastırıldıklarında kabartma olarak görüleceklerdir. İlginç olan yönleri bu iki kil damgada görünen büyükbaş sığırların 3 adet baş sahibi olmalarıdır. Eğer deminki mantıkla bakarsak bu kil tabletlerde şu mesaj aktarılmak isteniyor:
  Bu mührü basmış olan kişi uçta duran bir yöneticidir. Kendisinde boğanın gücü ve kutsallığı vardır. Bugün dahi Hindistan halkı ineğin kutsal bir hayvan olduğuna inanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder