19 Temmuz 2015 Pazar

"BİR GÜN (YEVM)" 365 KEZ ve "AY (ŞEHR)"

KURAN'DA "BİR GÜN (YEVM)" 365 KEZ ve "AY (ŞEHR)" 12 KEZ GEÇERKEN, "GÜNLER" KELİMESİ KAÇ KEZ GEÇMEKTE DERSİNİZ? : TAM 30 KEZ !!!

GÜNLER



Kuran’da “gün” kelimesinin birçok kullanım tarzı mucizevidir. “Gün” kelimesinin tekil kullanımları 365 kez geçerken, gün kelimesinin çoğul kullanımları (eyyam, yevmeyn) ise 30 defa geçmektedir. Böylece bir ayın gün sayısını ifade eden 30 sayısı verilir.

Bir senede birden fazla ayın olmasından dolayı bu günlerden farklı aylar oluşur. Oysa 365 gün, bir tane yılı oluşturur. Böylece “gün” kelimesinin tekilinin (yevm) 365 defa geçmesi gibi, çoğulunun da (eyyam, yevmeyn) 30 defa geçmesi anlamlıdır.





Güneş takvimi 30 ve 31 günlük aylardan oluşurken, Ay’a bağlı takvim 29 ve 30 günlük periyotlardan oluşur. Böylece 30 her iki takvimin kesişim kümesidir.

Kuran’ın indiği toplumda Ay takvimi kullanıldığını göz önüne alırsak 30 sayısının kullanılması yine anlamlıdır. Ay’ın (gökteki gezegen) bir ayı (yılın kısmı olan) oluşturma süresi 29.53 gündür. Bunun yuvarlatılmışı ise 30’dur.





Bu tarz matematiksel mucizelerde Kuran’ın matematiksel işlem olan yuvarlamayı tam doğru yaptığına tanık olmaktayız. Nitekim Dünya, Güneş’in çevresinde 365.25 günde dönüşünü tamamlar. Bunun yuvarlatılmışı 365’tir.


Kuran’da “gün (yevm)” kelimesi 365 defa geçmektedir. Bildiğiniz gibi Dünya’nın Güneş etrafında dönüşü 365 gün sürer. Dünya, Güneş’in etrafında dönerken kendi etrafında da tam 365 defa döner.Kuran’da “gün” kelimesinin 365 defa geçiyor olması, Dünya yörüngesi hakkında bize yüzyıllar öncesinden bilgi vermesi açısından çok önemli bir bulgudur. Kuran’da “gün” kelimesinin 365 defa tekrarlanması, Dünya ile Güneş arasındaki 365 günlük astronomik olaya işaret ediyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.)Kuran’da tekil olarak “yevm” yani gün kelimesi 365 kez geçer.Miladi takvime göre 1 yılda 365 gün vardır. Dünya’nın Güneş etrafında dönüşünü 365 gün sürer.







MATEMATİĞİN KARŞI KONULAMAZ KESİNLİĞİ Evren, Allah’ın eseridir ve bu eser matematiğin diliyle yazılmıştır, Allah’ın kitabı olan Kuran’da da aynı dilin kullanılmasına hiç şaşmamak lazımdır. Böylece Allah, matematiğin karşı konulmaz kesinliğiyle mucize oluşturmaktadır. Hz. Musa, büyücülüğün zirvede olduğu bir dönemde büyücüleri bile imana getirecek tarzda mucizeleri nasıl gösterdiyse, Kuran da bilimin ve özellikle bu bilimlerin dili olan matematiğin zirvede olduğu bir dönemde bilimsel, matematiksel mucizelerini ortaya koymaktadır. Böylece bilimsel ve matematiksel mantığın geliştiği bu dönemde, bu mucizelerin değeri daha iyi anlaşılacak, dine bilim ile karşı koymaya çalışanlar kendi silahlarıyla etkisiz hale getirileceklerdir. Gerçekten de Allah’ın planı müthiştir! Gerçekten de Allah’ın zamanlaması müthiştir! Gerçekten de Allah’ın Kitabında gösterdiği mucizeleri müthiştir! Günümüzde her bilimsel uğraş matematiksel kesinlik duygusunu arar, bulamasa bile buna özenir. Dinde kesin bir delil arayanların, dinde de matematiksel bir delile özenmelerine hiç şaşmamak gerekir. Carl Sagan, Kuran’ın ayetlerindeki anlatımlardan haberdar olmayan ünlü bir astronom yazardır. Onun “Contact (İlişki)” romanında birazdan göreceğimiz hayali anlatımları, Allah’tan matematiksel bir delil beklenmesine, insanların matematikte buldukları kesinlik duygusunu, dine aktarmaya çalışmalarına ilginç bir örnektir: “Hayır, anlamıyor musunuz? Bu başka türlü olmalı. Bu sadece Evren’i fizik ve kimyayı belirleyen ince matematik yasalarla kurup işletmek değildir. İletilen bir haberdir bu. Bu Evren’i kim yaratmışsa, aşkın sayılara haberlerini gizlemiş ki; akıllı hayatın geliştiği 15 milyar yıl sonra bunlar okunabilsin. İlk rastlaşmamızda, bunu anlamadığınız için, sizi ve Rankin’i eleştirdim. “Eğer Allah bizi varlığından haberdar etmek isteseydi, neden açık ve kesin bir haber iletmedi?” diye sormuştum. Anımsadınız mı?” - “Çok iyi anımsıyorum. Allah’ın matematikçi olduğunu düşünüyorsunuz.” - “Bunun gibi bir şey. Eğer bize söylenen doğruysa bu, bulanık suda balık avlamak değilse. Eğer Pi’nin içinde gizli bir ileti varsa ve diğer doğaüstü sayıların sonsuzluğundan biri değilse. Eğer, eğer, eğer... - Aritmetiğin içinde esin arıyorsunuz. Ben daha iyi bir yol biliyorum.” - “Polmer, bu tek yoldur. Bir kuşkucuyu inandırabilecek tek şeydir. Bir şey bulduğumuzu hayal edin. Aşırı karmaşık olmak zorunda değil. Pi’nin içine rastlantı olarak yığılmış sayılardan daha düzenli bir şey. Bize gereken yalnız bu. Sonra da Dünya’nın her tarafından matematikçiler, kesinlikle aynı modeli, aynı iletiyi, ya da içine ne konulmuşsa yanılgısız bulacaklardır. O zaman, burada mezhebi bölünmeler olmaz. Herkes aynı Kutsal Metni okumaya başlar. Kimse dinin, büyücünün göz boyaması olduğunu, ya da geçmişteki tarihçilerin kayıtlı olanı saptırdıklarını; isterinin, hayallenmenin, ya da gelişme çağında anne babanın yerine onu koyduğumuzun tartışmasını yapmaz. Herkes inançlı olabilir.” (Carl Sagan, Contact Kitabı, Simon and Schuster, 1985 yılında yayınlandı, sayfa 418-419, New York) Bu metin, Kuran’ın matematiksel mucizelerinden haberi olmayan ünlü astronom ve yazar Dr. Carl Sagan’ın romanından alıntıdır. Bu eserde felsefecilerin bir hayali ifadesini bulmaktadır: Allah’ın matematiksel kanıtı. Kuşkuya yer bırakmayan, evrensel dili olan matematik, bilim adamlarını, felsefecileri cezbetmektedir. Okuduğumuz alıntı; bu cezbenin, bu kesinlik arayışının ifadesidir. Zamanımızın değerlerini ve şartlarını, insan ruhunun arzularını bilen Allah, insanlığın bu kesinlik arayışına matematiğin zirvede olduğu, tarihin içinde olduğumuz bu aşamasında cevap vermiştir. Hem de metinde geçtiği gibi: “Karmaşık değil”, üstelik “Taklidi imkansız.” Fakat Carl Sagan’ın metnine bazı noktaların ilave edilmesi lazımdır: Böyle bir mucize gösterilse de herkesin buna inanacağını beklemek yanlıştır. İnkarcılığın inatçı, açık arayan, apaçık olanı anlamaktan kaçınan psikolojisi, en açık delilleri bile kabullenmeyi engellemektedir. Gerçekten de matematiksel bir mucize, içinde bulunduğumuz çağ açısından tam ve mükemmel bir mucize şeklidir. Fakat herkesin bunu kabul etmesini beklemek inkârcı psikolojisini görmezden gelen bir hayaldir. TEK BİR SURENİN BİLE TAKLİT EDİLEMEZLİĞİ 23- Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içindeyseniz, haydi bunun benzeri bir sure getirin. Allah dışındaki tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü iseniz! 24- Eğer yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- bu durumda inkârcılar için hazırlanmış, yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının. 2- Bakara Suresi 23-24 Kuran’ın matematiksel mucizeleri ile ilgili bölümleri okudukça, Kuran’ın tek bir suresinin bile taklit edilemeyeceğini daha iyi anlayacaksınız. Kuran’ın her suresinin hem kendisi, hem içinde geçen birçok kelimesi (Günümüze dek gerçekleşen keşiflerle birçok diyoruz, Kuran’ın matematiksel mucizesi iyice geliştirilince, her kelimesinin matematiksel uyumun bir parçası olduğunun anlaşılacağı kanaatindeyiz.) matematiksel olarak kilitlidir. Eğer Kuran’ın tek bir suresini bile atsanız, 19 sistemine göre 19x6= 114 olan Kuran’ın sure sayısı, bu surenin atılmasıyla bozulur. Bu surede, “bir gün (yevm)” kelimesinin iki kez geçtiğini varsayalım. Kuran’da 365 kez geçen “bir gün (yevm)” kelimesi böylece 363’e ineceği için bu matematiksel mucize de bozulur. Ayrıca bu surede 3 kez “Dünya”, 1 kez “Ahiret” kelimelerinin geçtiğini varsayalım. Bu kelimelerin her ikisi de birbiriyle uyumlu bir şekilde 115’er kez geçmektedir. Bu sure çıkarılsa, “Dünya” kelimesinin tekrarı 112’ye, “Ahiret” kelimesinin tekrarı 114’e düşer ve uyum bozulur... Herhangi bir surenin ortadan kaldırılma olasılığında böyle birçok örnek ortaya çıkacaktır. Herhangi bir surenin Kuran’dan çıkarılması, Kuran’ın tüm matematiksel sistemini bozacaktır. Böylece her sure ait olduğu bütünün değişmez, mutlak bir parçasıdır. Bir sure tüm Kuran demektir. Kuran’ın matematiksel mucizesinin bütünü, o bir sureyi de gerekli kılmaktadır. İşte Kuran’ın matematiksel mucizelerini inceleyeceğimiz bundan sonraki çalışmalarda göreceklerimiz, neden Kuran’ın bir tek suresinin bile taklit edilemez olduğunu ortaya koymaktadır. Kuran’ın iddialı üslubunun nasıl yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Hiç şüphesiz Kuran’daki surelerin mükemmelliği ve matematiksel mucizelerin hacmi bizim ortaya koyduğumuzdan çok daha fazladır. Fakat sırf bu kitapta ortaya koyacaklarımız bile, bir surenin bile neden taklit edilemeyeceğini ortaya koymaya yetmektedir. Gerçeği görmek isteyene, hakikat aşikardır!
 
Gün, günler ve ay kelimeleri
Kuran’da tekil olarak gün ( yevm) kelimesi tam 365 sefer geçer. Dünya güneş etrafındaki bir turu olan bir yıl yani 365 gündür. Gün kelimesinin çoğul kullanımı olan (eyyam, yevmeyn) kelimeleri ise tam 30 değer geçer. Kuran’da ay (senenin ayı anlamında) tam 12 sefer geçer. Bilindiği gibi bir sene 12 ay vardır. Gün kelimesi tüm çekimleriyle Kuran’da tam 475 sefer geçer. Bu 19’un tam 25 katıdır. Bu sayının 19 katı olmasının bir önemi vardır. Bunun dışında da 25 sayısının Güneş için ayrı bir önemi vardır. Dünya Güneşin etrafında bir yılda döndüğünde kendi ekseni etrafında 365 kere dönmüş olur. Güneş ise kendi etrafında bir yılda tam 25 sefer döner. Ayrıca 25’in katsayısı olan 19’un Güneş-Dünya-Gün kavramları bağlamında önemi vardır. Çünkü Dünya’nın, Güneş’in ve Ay’ın aynı hizaya geldiği Meton devri; 19 Dünya yılında bir oluşur.
RESİM-39
Yani Güneş bir Meton devrinde 19×25= 475 defa kendi etrafında dönmüş olur.. Bu sayı tamı tamına gün kelimesinin tüm türevleriyle Kuran’daki geçiş sayısına eşittir. Dünya ve güneşin hareketleri ile Kuran’da gün, ay, kelimelerin tekrarlarının bu kadar ilişkili olması gerçekten tesadüf olarak düşünülemez. Bu tekrar sayıları ile Dünya ve Güneş’in hareketleri arasındaki uyum hesaplanması kolay fakat taklit edilmesi imkansız bir Kuran mucizesidir.
Karaların ve denizlerin oranı
“Deniz (bahr)” kelimesi Kuran’da 32 defa geçer. Kuran’da geçen “bahr” kelimesi deniz-ler gibi, göl, ırmak tipi büyük suları da ifade eder. “Kara (berr, yabas)” ifadesi ise Kuran’da 13 defa geçer. Eğer 32’nin 45’e oranını alırsak karşımıza %71,111 çıkar. Dünya üzerindeki karalarla denizlerin oranı da bu çıkan orandır. Dünya’nın %71’i sularla kaplıdır, %29’u ise karalarla kaplıdır.
Tekrar eden kelimeler
Kuran’da birbiriyle ilişkili bazı kelimelerin tekrar sayısına bakıldığında da ilginç bir sonuç ile karşılaşılmaktadır:
Kadın 23 kere
Erkek 23 kere
RESİM-64
İnsan hücresinde 46 kromozom vardır. Erkek ve kadın üreme hücrelerinde ise 23’er kromozom vardır. Kuran’da kadın ve erkek kelimelerinin eşit geçmesinin yanında, üreme hücrelerinindeki kromozom sayısının da tekrar sayısı olan 23 olması oldukça dikkat çekicidir.
İnsan kelimesi Kuran’da tam 65 sefer geçer. İnsanın oluşumunda geçirdiği evreni tanımlayan kelimelerin Kuran’da geçiş sayıları da 65’tir.
Toprak (Turabun) 17 kere
Nutfe ( Nutfun) 12 kere
Embriyon ( alak) 6 kere
Bir çiğnemlik et (Medaa) 3 kere
Kemik (İzamun) 15 kere
Et (Lehmun) 12 kere
Toplam 65
Bitki 26 kere
Ağaç 26 kere
Ceza 117 kere
Affetmek 234 kere ( 117’nin 2 katı)
Dedi 332 Kere
Dediler 332 kere
Dünya 115 kere
Ahiret 115 kere
İman 25 kere
Küfür 25 kere
Şeytan 88 kere
Melek 88 kere
Cennet 77 kere
Cehennem 77 kere
Zekat 32 kere
Bereket 32 kere
Yaz+sıcak 5 kere
Kış +soğuk 5 kere
Akletmek 49 kere
Nur 49 kere
Dil 50 kere
Vaaz 50 kere
Sevgi 88 kere
İtaat 88 kere
Musibet 75 kere
Şükür 75 kere
Doğru yol 79 kere
Rahmet 79 kere
Sıkıntı 13 kere
Huzur 13 kere
Hıyanet 16 kere
Habis 16 kere
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder